# RAHMETLİK YORUM #
____________________


Basit bir mermerin üstüne, sen son nefesini verip öldükten sonra ismini kazıyan o ustadan başka, hiç kimsenin umrunda değildin bilesin...

Mermer ustasıda bilir aslında, senin ismini kazıdığı o mezar taşınının, sadece börtü böcek ve kuşlar tarafından görüneceğini. Fakat, pişmanlıkla ismini bir çukurun başına çakılacak taşa kazıtınca, mutlu olup anlık ferahladığını zannedenlerin beklediği o an içindir vereceği telaşe, emek...

İsminin hiçbir önem arz etmediği insanların omuzlarında yükseldi cansız bedenin. Kazanan sen olduğun için yükseldin kaybedenlerin omuzlarında arş-a doğru.
Kazanan olduğun kesin olsada, kaybedenlerin ilk kez kaybetmekten dolayı yaşaran gözlerini görmemiş olman, bu kazanımın en güzel yanı olsa gerek.

Manasını hiç bilmedikleri, ama bilmeden sayısız kez okudukları FATİHA suresini, milyonbirinci kezde senin ardından okudular bir ses sonrası hepbir ağızdan. (El Fatiha)

Sonra riya ve haramın, daniskasını parmak aralarına kadar sıvamış bu kalabalıklar, senden utanmadan, ALLAH’tan korkmadan amiiin diyerek yüzlerine sürdüler kirli ellerini.

Haklı olan sen olsanda, onlara haklarını helal etmeleri noktasında adettendir seslenişini yaptı imam efendi.
Hoş, zaten imam bile maaşını sayısal loto ve şans oyunları birikiminden aktarılan haramla elde ettiğini bilerek, sigortalı bir elemandı naş-ının başında.
Sen gerçekte kazanan, onlarsa kaybedendi emin ol...

Yaşamın boyunca bir avuç kadarı bile sana layık görülmeyen topraktan, sırf senin için, sana özel hazırlananı görsen, nasılda senin için kürek kürek hummalı cümlesi..?

Son kürek ve yine o sahte kalabalıkların ve hatta kabrinin baş ucunda el açıp okuyan imamın bile belki manasını bilmediği ayetler okundu kabrinin başında sonkez...
Gerçek kazanan sen, kaybedenlerin halini bir görseydin keşke...

Hayatın boyunca bayram ve benzeri günler haricinde, ömrün boyunca belkide hiç yanında olmayan sayısız insan, poposuna bir köşe buldu ilk kez böylesi kalabalıklaşan ve ilk kez sensiz kalan evinde..

En çok bilmiş olan kadın, ben güzel helva yaparım dedi ve koca kazanın önünde minik zihniyle mutfağın kahramanı oldu oracıkta. Her odada senli sözler ve nasıl iyi bir insan olduğunu konuştu bütün kötü diller.
Konuşulan sözler hep senin iyiliğin üzere olup, bilen bilmeyen herkes tarafından kayıtsız doğru kabul edildi. Keşke o anı bir görebilseydin...

Selam vermemek için köşe bucak kendini gizleyen tüm komşuların, riyakar kalabalıklara yiyecekler taşıdılar tencereler dolusu. Üstelik bunu karşılıksız yapıyor gibi görünselerde, mali yükünü daha sonra muhakkak yaptılar...

İlk 7 gün onlar için önemliydi. Sözüm ona senin kabirdeki zor dönemin geçmişti onlar açısından.
Aslında senin şuan olduğun yeri rüyalarında görseler altlarına sıçacak kadar olan ödsüzler, işkembeden sallayarak konuştular ve manasını bilmedikleri ve hiç öğrenmek ihtiyacı duymayıp, eminim hiçte ihtiyaç duymayacakları duaları ezbere ardı arkasına düğümlediler..

Dua sonrası çaylar, ayranlar, hamur işleri ve garip sohbetler...Bir görseydin keşke nasılda önemliymişsin insanlar için meğer...
Gerçekten kazandığını, kazanan benim biliyormusun dediğinde giderken anlamamıştım ya hani?
Anlıyorum....

Gerçekte kazanan sensin arkadaş. kaybedenlerin bu saçmalıklarıda gerçekten seni kaybettiklerinden artık eminim..

Kırk gün olduğunda kalabalıklar artık müzik dinler bir halde okunana daha dikkatsiz. Sonuna sadece amiin ekleyip, biran önce poğaça börek faslı derdindeler. gerçekte kazanan sen olduğunu daha net anladım kırkıncı günde.
Kırklanması gerekenler aslında kaybedenler...!
Görseydin keşke..

Artık senin isminin geçtiği yerde, sözüm ona hararetli bir sohbetin senli olan kısmında, RAHMETLİK diye yokluğunun altı çiziliyor..Gerçekte kazananın, sen olduğunu söylediğin gibi, gerçek kazananın sen olduğunu görebilseydin keşke..

İnan bana RAHMET bu cahillere göre yağmur, RAHMETLİK ise şemsiye..!

Rahmetlik yorum / (Samim İĞDE)