Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
ONDAN SONRA
ONDAN SONRA

ONDAN SONRA

Yorum

ONDAN SONRA

7

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

905

Okunma

Okuduğunuz yazı 31.7.2016 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

ONDAN SONRA



ONDAN SONRA;

Sana bazı gerçeklerden bahsetmek istiyorum. İlk satırlarımda, gölgesinde rüya gibi yaşamamıza rağmen, acı olan gerçeklerden. Hayat hikayemden...

Aslında senin düşündüğün gibi bir ailenin çocuğu değilim ben. Ailem mütevazı, senin deyiminle siyah beyaz bir hayata sahip; ama kendilerince renkli. İşte o siyah beyaz ortamda büyüdüm ben, orada buldum benliğimi; ta ki bir çift göze vuruluncaya kadar...

Bakışlarının büyüsüne kapıldım ve o çok mutlu olduğum ortamdan bir anda koptum gözlerinin uğruna. Senin gibi renkli olduğunu sandığım yeni bir dünya, yeni bir yaşam tarzı bekliyordu beni. Söyledim ya büyülenmiştim bir kere, ömrümde hiç tatmamış olduğum duygular hakimdi bedenime. Belkide aşkla ilk tanışmamdı kalbimin ilk ürperişi, ilk kıvılcımın düşmesi bedenime.

Senden öncede yaşanmıştı bu haz sevmenin o tarif edilmez büyüsü. Her şey ufak bir yalanla karşılaşana kadar güzeldi.

O yalan hayatımın dönüm noktası olmuştu. Mutluluk beni terk etmiş, yerini hüzün ve elem almıştı. Aşk yalandı belki, belki de bendim yalan olan. Düşüncelerim öyle yoğun, öylesine karışık ki, anlatmak mümkün olsaydı keşke. Dünyanın yalanlar üzerine kurulu olduğuna inanıyorum artık... Çıkar ilişkileri ve maskeli yüzlerle dolu..

İlk ayrılığı da yaşamıştım nihayet! İnsanın başına gelebilecek daha kötü bir şey var mı? Yaşattın sen bana, beraberinde umutlarımı da götürdün.

Nedense bir his hala hayatımın sana bağlı olduğunu haykırıyor. Bana sensiz bir ömür, sensiz bir dünya yok sanki. İşte bu düşüncelerle yaşamaya çalışırken; -"yaşamaya çalışırken diyorum ya, yaşamak sayılmazdı benimkisi"- alkolle ve meyhanelerle tanıştım; tabi sende yitirdiğim umutları rakı şişelerinde arıyordum. Yeni umutlar filizlendiriyordum kadehler üzerinde.

Masallardan çıkmış gibiydin, hep gözlerin güleç, bakışların sevdalı; sendin kurtuluşum umudum çıkar yolum sen... Aşklar yaşandığı değil yaşadığı sürece kutsaldır. Gözlerimden eksik olmayan yaşları saklıyordum insanlardan utancımdan, neden yitik umutlarımı aradığım her göz kefen oluyordu bana. Dünya ikimizin üzerine kurulmuş gibi hissediyordum çok zaman; gün oldu gerçek yüzün çıktı ortaya kime neye değer verdiğini anladım zamanla, inanamadım kendimi suçladım senden şüphe ediyor diye kalbimi yumrukladım.

Her gün ölmek nedir bilir misin? Her sabah uyandığında yeni bir umut doğup vakit ilerledikçe gırtlağında düğümlendi mi hiç? Abartıyorum belki duygularımı, kalbim sebil çeşmeler gibi, eski bir fotoğraftan kesilip dünyaya yapıştırılmış gibiyim hep. İnsanlardan çabuk bıkışımı, hastalıklı genç ama diri olmayan bedenimi, alkole olan düşkünlüğümü, kader bağımlısı ve hep karamsar oluşumu düşünebildin mi hiç? Dağları bile titreten, kalbimde erozyonlara sebep olan, gözyaşlarımı kan olup akıtan feryadımı duyabildin mi? Kendi aleminden bir parça uzaklaşıp, megaloman duygularından sıyrılıp başka insanlarında var olduğunu hissedebildin mi hiç?


Bilmeliydim, hatalı olan sen değildin; hatalı olan bendim. Senden verebileceğinden çok şey istedim. Madde niteliğinde her şeyi verebilirdin belki, ancak benim ihtiyacım olan neydi, hissedebildin mi?

Ben sade, saf bir aşk aradım ömrümce lüksten gösterişten uzak temiz bir sevgiydi ihtiyaç duyduğum. Anlayamadın bir tanem, ama çok geç artık... Bu kaçan kaçıncı tren, ben de bilmiyorum.

Kırgınım şimdi; kırgınlığım sadece sana değil, kendime de... Boşa geçen yıllarımı kim verebilecek? Öyle bir fırtına kopardın ki, gönlümden kalbime akıttım gözyaşlarımı! Dilime kelepçe vurdum, sövmesin diye. Önce bir bölümünü, o da yetmediğinde, aşk bittiğinde, geri alabilmek ümidiyle özgürlüğümün tümünü sana verdim. Hayallerimde sensiz yaşayamayacağım anlarda bile sana çokta ihtiyacım yokmuş gibi davrandım. Başka alternatiflerim varmış gibi yaptım. Seni kaybetme korkum yüzünden yasak düşlerimi gizledim senden. Ne zaman bunlar aklımdan geçse durdurmak istedim. Kaygılı bir telaşla... Çünkü böyle anlarda kendi sevgime rakip olmaktan korktum hep.Bu ne kadar melankolik bir düşünce...


Netice itibariyle hiç bir aşk lekesiz değildir değil mi? Sonu bir ayrılık hikayesi iken...


ONDAN SONRA;


Her yürek yangınımda şiirlere sığınırım, kahrolurum… Yazdığım her şiirin başlığı, özlem


Her sevda biraz sancı, biraz acı, her sevdalı biraz Mecnun’dur. Her sevdanın sonu ayrılıktır.


Ayrılırsak, sen de gidersen, gönlüm bu karlı şehirde kolu kanadı kırık, kimsesiz bir sokak çocuğu gibi kalakalır. Sensiz gecelerde üşürüm…


Aşkların nankör olduğunu bilmiyordum; bilseydim, aşık olur muydum?


Bilsem ki, küçücük bir pişmanlığı büyültüp de ararsın bıraktığın yerde, içimde umutlar besleyip beklemez miyim?



ONDAN SONRA;


‘Bana ihanet ettiğin söyleniyor, sağda, solda,” dediğimde, beni bunların iftira olduğuna inandırmanı beklemiştim.


Oysa sen çıldırmayı tercih ettin. ‘Defol!” diye çığlıklar atarak gitmemi istiyordun.


Gidiyordum. Bana beslediğin öfkeyi terk ediyordum. Hareketlerim uysaldı, yavaştı sana zaman yaratmak için; sen yarattığım bu zamanı sessizce tüketiyordun. Ellerin öfkenle titreyerek bir sigara yakıp ardımdan baktın, ama umursamadın. Ölümden beter bir an…
Ben gidiyordum ve sen ‘dur, bekle, beni dinle, benim hakkımdaki yalanları değil,’ diyemiyordun. Ya da,’gitme, kal, gidersen bensiz nefessiz kalırsın, ölürsün,” diyemiyordun. Diyebilseydin, ben ölmezdim.


‘Elveda’ diyebildim son gücümle.


‘Canın cehenneme!” diye bağırdın yine, ‘ne halin varsa gör!’ Ardımdan kapıyı var gücünle çarptın.


Çıktığım sokakta bulduğum dünya benim değildi. Islak ve soğuk bir yaşama emanet ettim yalnızlığımı. İçimden ağlamak geliyordu. Engel olmadım, salıverdim gözlerimden dışarı.

Ağladıkça zayıflıyordu gerçek!


‘Canın cehenneme! Ne halin varsa gör!’ dedin sen.


Ben, cehenneme varmak için, yürüdüm. Yürüdüm. Yürüdüm…


Yapayalnız yolculuğum, ihanet halinde ve ağzı da bozuk. Tuzaklara doldurmuş her ihaneti. Her ihaneti öfkelerinin korumasında. Öfkelendikçe masum kalamıyor, ama acıtıyor.


Tıpkı sen…


Tıpkı, varmamı istediğin cehennem!


Sen ve cehennem! Bir farkınız yokmuş.


Gördüm işte ne halim varsa…



ONDAN SONRA;


Hala sen varmışsın gibi iki yastıkla yatıyorum..


Kimseye söyleme gidişini, ben söylemedim.


Sanki beni az önce yolcu etmişsin gibi çıkıyorum sokaklara. Elimde senin siparişin olmayan torbalarla geliyorum eve. Üst komşuya hava atarak, bi fiyaka bi görsen…


Ağlaya ağlaya öpüyorum yattığın yastığı yorganı..

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Ondan sonra Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ondan sonra yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ONDAN SONRA yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
ONDAN SONRA
ONDAN SONRA, @ondan-sonra2
2.8.2016 00:00:37
YAZIMI GÜNÜN YAZISI SEÇEREK BENİ ONURLANDIRAN SEÇKİ KURULUNA,
YAZIMI OKUYAN VE YORUM YAZAN TÜM YAZIN DOSTLARINA SONSUZ TEŞEKKÜRLER....
Bedri Tokul
Bedri Tokul, @bedri-tokul
1.8.2016 10:38:20
Bir yürek çırpınışı.
Bir su şırıltısı bu.
Sadece yazı değil yani...

Tebrikler Öğretmenim.
levent taner
levent taner, @leventtaner
1.8.2016 09:44:31
Her şeyden önce estetik, dizayn kemâl derecede

Yahu ben de laf diye konuşuyorum

Kadın ruhunun nişanesi değil midir estetik?


Nihayet Hanımefendi

Güne gelen yüreğe, emeğe, kaleme, kelama saygı ve selamlarımla...
sami biberoğulları
sami biberoğulları, @samibiberogullari
31.7.2016 17:08:51
''Canın cehenneme'' Diyen birine '' sensiz cennet bile sürgün sayılır'' Denir mi?

Deniyormuş demek ki?

Güzel bir yazıydı. Kutlarım.

Selam ve sevgilerimle.
Mevlüt GÖZDE
Mevlüt GÖZDE, @mevlutgozde
31.7.2016 13:59:51
Gitmeyi de bilmeli zamanı gelince...

Mevlüt GÖZDE tarafından 7/31/2016 2:00:26 PM zamanında düzenlenmiştir.
Vaha Sahra
Vaha Sahra, @vaha-sahra
31.7.2016 13:13:37
10 puan verdi

'Ağlaya ağlaya öpüyorum yattığın yastığı yorganı..'

giden kahraman olduguna göre yukarda tirnak icine aldigim kisim ters düsmüs sanki... Yani yabanci kalmali gittigi yere yastigina yorganina yadirgamali degil mi

ben böyle ayrintilara takilirim bazen özür...


tebrik ederim keyf alarak okudum selamlar.
Kemnur
Kemnur, @kemnur
31.7.2016 12:57:02
10 puan verdi
çok güzeldi...tebrikler
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL