Bir gün ormanda gezerken tilki kurt sürüsünün büyük bir bufaloyu yakalamış parçalamakla meşgul olduğunu görmüş. Oldukça büyük ve besili olan bufalo baktıkça tilkinin iştahını kabartıyor, ama bir türlü de baş edemeyeceği kurt sürüsünün ortasına dalıp düşman kazanıp orasını burasını yaralatmak istemiyormuş.

Aslında tilki ormana ilk geldiğinde, birlikte gezerlermiş o kurt sürüsünün reisi ve kurt sürüsü ile. Ona çok hürmet eder sık sık ziyaretine gidermiş. Lakin tilkinin aç gözlüğü ve hilekar davranışları nedeni ile kurt sürüsü istemez olmuş artık tilkiyi.

Tilki hemen bir plan yapmış. Aklına ormandaki karga gelmiş. Şu bildiğiniz peynir hikayesindeki karga. İşte o zamandan beri görmüyormuş. Ama olsun. Ondan başkası da bu işi yapamazmış.

Tilki karganın yanına geldiğinde karga toprağı eşelemekle meşgulmüş. Yan göz ile gelen tilkiye bakmış ama hiç yüz vermemiş. Toprağın altında bulunan solucanların canına kast etmekle meşgulmüş. Tilkinin kendisine ait peynirini hile ile alıp yediğinden beri konuşmayı kesmiş, mümkün olduğunca uzağından geçermiş.

Tilki yavaşça karganın yanına yaklaşmış, demiş ki “Aman karga, yaman karga bilirsin ben seni çok severim. Daha önce senin peyniri istemeden yuttum. O kadar yüksekten düştü ki peynir ben tam altında beklerken boğazımdan aşağı kayıverdi. Yutmak zorunda kaldım. Yoksa ben sana bir kötülük yapar mıyım? Yer miyim peynirini? Lakin ben sana borcumu ödeyeceğim. Sen şimdi küçücük bir solucan ile doymazsın. Daha büyük ve uzun süre seni idare edecek bir yiyeceği borcum olarak sana sunacağım. Ama öncelikli senin yapman gerekenler var” demiş. Karga daha büyük bir yiyecek olduğunu duyunca hemen toprağı eşelemekten vaz geçip tilkinin sözlerine kulak vermiş.

Tilki karganın anlatacağı konuya ilgisini görünce, hemen işe koyulmuş, "Şurada bir bufalo avladım, senin için ormanın köşesine hazırladım, fakat çok büyük olduğundan buraya kadar getiremedim. Bu nedenle oraya gitmemiz lazım. Yalnız önce bufalo eti pişince daha lezzetli olur, peyniri aldığın evin mutfağından ateşi alıp bufaloyu pişirmemiz lazım. Sen ateşi getir ben de odunları hazırlayayım."

Karganın aklına yatmış, hemen peynir aldığı evin mutfağından ateşi alıp, tilkiye getirmiş, tilki ateş ile önce odunları sonra bufaloyu yiyen kurtları ve orman içinde bulunan masum hayvanları karga ile birlikte yakmış, Yangın yerinin dumanları tüte, tüte ormandaki kuş kurt ve diğer masum hayvanların pişmiş kebaplarının üzerine çöreklenmiş. Patlayana kadar yemiş ama sonra;

Masal bu ya orman yanınca tilkinin de gideceği yer kalmamış. Aç gözlülüğünün cezasını çekmiş.