- 497 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Farkında mıyız?
On kişilik bir aile.
Yerde yataklar ve üzerinde dağınık olarak duran giysilerin karmaşası.
Çocuklar rengi gitmiş eski bir halının üzerinde, ellerinde bir şeyler yemeğe çalışıyor.
Ne yediklerini gördüğünüz o an kalbinize bir ok saplanıyor. Bu ok çaresizliğin oku. Birden sizi alıp başka dünyalara götürüyor. Geri dönmek istiyorsunuz, dönemiyorsunuz. Yemeğe çalıştıkları çiğ karnabahar ile yaptığınız yemekler aklınıza geliyor, birden karnabahar yemeğinden nefret ediyorsunuz.
Evet bu aile Suriye de iç savaşın başlamasıyla Türkiye’ ye göç eden binlerce mülteci aileden sadece biri.
Siz hiç düşündünüz mü sayısı 2 milyonu aşan Suriyelilerin hangi koşullarda yaşadığını?
Mülteci olmanın ne anlama geldiğini?
Vikipedi böyle tanımlamış mültecileri;
Suriye İç Savaşı’nda mülteciler;Suriye İç Savaşı’nın başladığı gün olan 15 Mart 2011 tarihinden bu yana, çatışmalar nedeniyle Suriye’ye komşu olan ülkelere sığınan binlerce insana verilen ortak isim.
Bu binlerce insan yeni bir yere taşınırken, bir çok değişiklikle karşı karşıya kalmış ve kültür şoku yaşamıştır.
Kültür şoku bir bireyin, bir kültürden diğer bir kültüre geçişinde yaşadığı uyum sorunundan doğan korku, heyecan ve panik durumudur. Bu korkuyu milyonlara varan insanın yaşadığı düşünülürse, bu toplumsal şok olarak karşımıza çıkar.
Yeni katıldığı toplum tarafından reddedilme korkusu, o ülkenin dilini öğrenebilme, barınma, geçim endişesi gibi sebepler insanı kendisiyle ve bulunduğu toplumla çatışmaya iter.
Özellikle eğitim, sağlık hizmetlerinden yeterince yararlanamıyorsa ve iş bulup evine ekmek götüremiyorsa birey, işte o zaman sorunlar yumağı açılmayacak şekilde karışır.
Irk, renk, cinsiyet, dil, din, şahsi görüşler, etnik köken, mülkiyet vb. gibi herhangi bir ayrım olmaksızın bir insanın temel hakları iç ve dış politikaların üstünde olmalıdır.
Kültürümüzün temel esaslarından biri olan misafirperverliğimizi kaybetmeyerek, ülkemizdeki mültecilerin ne zor koşullarda yaşadığının farkında olmalıyız.
Karşımızdaki insanı ötekileştirmek, insan olma yolunda ilerlememize engeldir.
Sevgi, saygı ve anlayışının egemen olduğu, insanca bir yaşam için el ele vermeliyiz. Ancak bu şekilde engellerin üstesinden gelebiliriz.
Feride Serin
YORUMLAR
1924 "Mubadele" geregince Urumelinden gocertilmis bir ailenin cocugu olmanin travmasini yasayanlardanim.."Biz urumelindeyken" le baslayan oykulerle buyudum; simdi de cocuklarim "Biz Anadolu'dayken" oykuleriyle buyuduler..
Multeciligin, gocertilmisligin, cokertilmisligin, siginmaciligin, ne oldugunu bilmek yeterli degil..Gunumuzde 56 milyon insan kendi yurdundan; savas, kuraklik, issizlik nedeniyle yaban ellere gocmus durumda.
Suriye'deki ic savasin belli basli kiskirticilarindan olan AKP hukumeti, "sunni" gocertilenlere belirli yasam imkani tanimasina ragmen; Yedizi, Kurt, Alevi Araplara ayni yakinligi gostermekten uzak bir politika izlemektedir. Cogi sinir bolgelerinde yasayan akrabalarina siginmak mecburiyetinde kalmistir..Gostermelik kamplarda yasam kamp yoneticilerinin insafina birakilmis, OY avciligi icin TC kimligi verilenlere ayricaliklar taninmis, geri kalan her turlu istismara maruz birakilmistir..En ucuz fiyata is gucunu satmak zorunda olanlar, birkac bin dolara evlenmek zorunda birakilanlar- kuma"lik..cinsel istismazr..hasir altu edilmeyi surdurmekte..Havuz medyasi bu gercekleri yansitmamakta, dilencilgedek suruklenen multecilere "dusman" gozuyle bakilmakta..En cok multeci alinimin oldugu bolgece yasadim..anlatacaklarim sayfalari dolduracak duzeyde..Ve buranin "havasini" bozabilecek konumda..Multeci konusunu islediginiz icin tesekkurle..dostluk ve dayanisma ile hep..VK