2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
576
Okunma
-“kitap okuyabiliyor musun?” diyorum dostuma
-“hayır” cevabını alıyorum
-“neden okuyamıyorsun?” diye sorduğumda ise:
-“vaktim kalmıyor” diyor.
-“tv’den, maçtan, aşktan, sevgiden, koşmaktan, internetten,
oyundan, eğlenceden, siyasetten, işten mi?” diye nedenini
sorduğumda ise:
Gülerek susuyor dostum. Çünkü ihtiyaç hissetmiyor.
Zor geliyor, zaman kaybı, boş işler olarak şartlanmış adeta.
Çünkü anında para kazandırmıyor. Cüzdana bir şey girmiyor.
Oysa ki okuyarak genel kültürümüzü, bilgi birikimimizi,
arttırırsak, sözde okumuşların her söylediğinin, sorgulamasız
doğru olmadığını, bilimsel ve vicdani bir temele dayanmadığını
görebiliriz. Mutluluk ve yaşam kalitemiz artar.
Çalışma verimimiz yükselir.
İnsanları, toplumu, değer ve kavramları, olması gerektiği gibi
tanımış oluruz.
Tattığımız, sahip olduğumuz, öğrendiğimiz güzellikleri başkalarına
da önerme fırsatı doğar.
Modern toplumun oluşmasına olumlu katkımız olur.
Zihnimizde ve gönlümüzdeki vicdani ölçü, kriter daha tutarlı olur.
Problemli kişiler; yanlış kurulan mantık, düzen ve sistemin
ürünüdür. Kişilerden önce, sistemi sorgulamayı öğrenir,
Olumlu katkı sağlayabiliriz.
Davranış bozukluğu olanları kolaylıkla tanır, empati yapar,
onlara kızmak yerine, yol gösterici öneriler sunabiliriz.
Mantığımızı, felsefemizi, bakış açımızı, niye başkaları
İpotek altına alsın ki?...
Beynimiz, vicdanımız bağımsız düşünme ve karar vermek
için yaratılmamış mı, neyimiz eksik?..
Psikoloji, sosyoloji, felsefe, edebiyat, tarih,
Davranış bilimleri, kişisel gelişim, manevi ilimler,
Roman, hikaye, anı, gezi notları, bilimsel makale…
Hangisine daha çok ilgi duyuyorsak sıraya koyup
Bir yerden başlayabiliriz okumaya.
Ne dersiniz?...
Ali Rıza MALKOÇ
17/06/2016 Samsun
www.arm.web.tr
#armozdeyis