ah şu dünyada gerçekten bir yerim olsaydı
belki bende bu zamana bir dikili ağaca sahip olabilirdim.diktiğim ağacın altında sımsıcak güneşe meydan okuyabilirdim
hadi ulan şerefsiz yüreğin varsa
yolla o zararlı ışınları
ama biliyorum ki bu dünayaya ait bir varlık değilim.bu düzene ait değilim
peki ben neyim?

elime alsam babamın silağını
doldursam o lanet mermileri
sıksam
bir defa,iki defa ,üç defa
akacak kan nasıl zevk verirdi günahkar gönüllere
ama onlara bu zevki tattırmayacak kadar bembeyaz bir yüreğe sahibim
o zman bu yüreğimden akan pislik kimin eseri?

çalış dur, eve ekmek getir
konuş,sus,anlatılanları dinle,daha doğrusu dinleme
yat kalk ,çalış dur ,eve ekmek getir
konuş,sus
tekrarlardan ibaret bir hayat
peki ne geçiyor elime
hadi cebimde para tomarla para var ne geçti elime
hadi yanımda fıstık gibi iki kız var
ne geçti elime
hiçler dünyasında avere şekilde dolanıyorum
batan güneşi seyredip
ilham perisine rüşvet verip
şiir yazmaktan başka marifetim yok

-hayat aslında çok uzun
-olur mu canım aslında çok kısa
-yahu arkadaşlar
önemli olan hayatın uzunluğu değil ki önemli olan nasıl yşadığımız
-kes lan hep aynı zırva
-hayat kısa işte
-nah kısa uzun bikerem

işte size içimdeki benlerden aktardığım konuşmalar
tek bedende üç ayrı ruh

düşün hayatın üzerine kafa yor
düşün hayattaki avrlığına dair kafa yor
sonrada ait olmadığın birşeye bu kadar ne yazı yazdığını düşün
uff ya bende daha çok küçüğüm
düşünmek yoruyor şu minnacık bedeni

ulan saat yine geliyor yedi ye
ne yapacaktık
saat 19:30
yemek o da diyet
sonra spor
sonra ders
ve sonra diye başlayan bilmem kaç tane uğraş

ait olmadığım bir hayatta
daha gzel yaşamaya çalışıyorum içimdeki şeytana rağmen

not:saçma olduysa kusra bakmayın öyle karaladım işte