21
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
1464
Okunma


Bir fıkra ile başlayalım. Gerçi bu fıkranın aslında kahramanlar Hitler ve Mussolinidir ve bahsi geçen topluluk da Yahudilerdir ama biz fıkrayı biraz değiştirip daha güncel hale getirelim.
Benyamin Netenyahu ile Barack Obama bir barda kafa çekiyorlarmış. O anda tesadüfen o bara gelen bir gazeteci hemen yanlarına sokulmuş ve sormuş.
-Efendim, her ikinizin de bundan sonraki planları nedir?
Obama cevap vermiş:
-Üçüncü dünya savaşını başlatmayı, milyonlarca Müslüman ve bir de Budist rahip öldürmeyi planlıyoruz.
Gazeteci hayretle sormuş:
-Budist rahipten ne istiyorsunuz yahu ?
Obama, Netenyahu’ya dönmüş.
-Azizim ! Ben sana demedim mi, milyonlarca Müslüman kimsenin umrunda olmaz diye. Bak bu gazeteci de Budist rahibi merak ediyor.
Evet…Bu gün 8 Mart. Ben bunca senedir henüz Dünya kadınlar Günü mü yoksa Dünya Emekçi Kadınlar Günü mü anlayamasam da neticede emekçi ya da değil kadınlarla ilgili bir gün.
Efendim bu Dünya Emekçi Kadınlar Gününün bir hikayesi var elbette. Bu hikayeyi de eli kalem tutan kadın ya da erkek herkes bilir aşağı yukarı. Yine de kısaca özetleyelim:
8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 kadın işçi can verdi.
Şimdi denilebilir ki ‘’ Hocam ! Siz de 129 kadınının öldüğünü yazdınız. Peki 1029 nerede?’’ Az sabır. Oraya da geleceğim.
26 - 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın "Internationaler Frauentag" (International Women’s Day - Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oy birliğiyle kabul edildi.
İlk yıllarda belli bir tarih saptanmamıştı fakat her zaman ilkbaharda anılıyordu. Tarihin 8 Mart olarak saptanışı 1921’de Moskova’da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda (3. Enternasyonal Komünist Partiler Toplantısı) gerçekleşti. Adı da "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" olarak belirlendi. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yılları arasında bazı ülkelerde anılması yasaklanan Dünya Kadınlar Günü, 1960’lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri’nde gerçekleşen çeşitli gösterilerde anılmaya başlanmasıyla Batı Bloku ülkelerinde daha güçlü bir şekilde gündeme geldi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ın "Dünya Kadınlar Günü" olarak anılmasını kabul etti.
Bununla birlikte Birleşmiş Milletler’in resmi internet sayfasında, günün tarihine ilişkin bölümde kutlamanın New York’ta ölen kadın işçilerin anısına yapıldığı yazılmamıştır.
Türkiye’de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında ve onu izleyen yıllarda daha yaygın, ve yığınsal olarak kutlandı, kapalı mekanlardan sokaklara taşındı.
"Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı" programından Türkiye’nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında "Türkiye 1975 Kadın Yılı" kongresi yapıldı. 12 Eylül Darbesi’nden sonra cunta yönetimi tarafından dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmasına izin verilmedi. 1984’ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" kutlanmaya devam edilmektedir.
Dünya Emekçi Kadınlar Gününün Türkiye’de, bu günün adının ve tarihinin belirlendiği 1921 yılında ‘’ Dünya Emekçi Kadınlar Günü’’ olarak kutlanması oldukça ilginçtir çünkü 1921 yılının 8 Martında henüz II. İnönü Savaşı bile yapılmamış, henüz ülke Yunan İşgalinden kurtulmamıştır. Anadolu kadınının cepheye sırtında top mermisi taşıdığı günlerde bu günü ‘’Dünya Emekçi Kadınlar Günü’’ Olarak kutlayanlar kimlerdi peki?
8 Mart’ı ilk defa Türkiye’de kutlamak amacıyla, komünist kadınlardan iki kız kardeş Rahime Selimova ve Cemile Nuşirvanova girişimde bulundular ve bir kadın birimi oluşturdular. Emekçi Kadınlar Günü’ne, bütün dünya komünistleri gibi, TKP içinde de başından beri önem verilmiştir. Bununla ilgili olarak, Rahime Selimova ve Cemile Nuşirvanova kardeşlerin kendi imzalarıyla kaleme aldıkları yazı şöyleydi:
“1921 yılının Şubat ayıydı. 1919’dan beri çalışmakta olan Ankara Türk Komünist Partisi güçlenmiş ve Moskova’da Komünist Enternasyonali’yle ilişki kurmuştu. Anadolu içerilerinde birçok illerde hücreler oluşturmuştu. Şubat ayının sonlarında, Komintern Kadınlar Sektöründen Klara Zetkin Yoldaşın imzası ile, 8 Mart Kadınlar Bayramını nasıl kutlamak gerektiğini gösteren bir talimatname almıştık. Buna göre, kapitalist ülkelerde kadınların öz insan haklarını istemeleri şiar edinilecekti. Ankara’daysa işsiz kadınların sayısı gittikçe artmaktaydı. Yıllardan beri erlerini (kocalarını), oğullarını savaşta yitirmiş olan Türk kadınlarının yaşam koşulları çok ağırdı. İş bulmak olanaksızdı. Uzun yıllar süren savaşlardan sonra Antanta devletleri Türkiye’yi tam mahvetmek için İstanbul’u ve Anadolu’nun batı ve güney bölgelerini işgal etmişlerdi. İstiklâl Mücadelesi içinde Ankara’da kurulan B.M.M. Hükümeti de, Büyük Lenin’in yardımıyla dış düşmanlara karşı savaşı sürdürüyordu. Bu sıralarda Sovyet ülkesinden gelen yardımın Karadeniz sahilinden Ankara’ya kadar getirilmesini, kucaklarında silâh ve askerî malzeme taşıyan Türk kadınları gerçekleştiriyorlardı. Bu kadınlar, erleri, oğulları, kardeşleriyle birlikte düşmana karşı çıkıyorlardı. Ama bu dönemde kendilerinin hiçbir toplumsal hakları yoktu; yine de vicdanlarının sesine uyarak vatan müdafaasına katılıyorlardı. Türk kadınlarının insanî ve toplumsal haklarını tanıyan tek örgüt, Komünist Partisiydi.
1921 yılının başlarında, Mustafa Suphi ve 14 arkadaşı, Türk burjuvazisinin eliyle Karadeniz’de boğularak feci bir biçimde yok edilmişlerdi. Bu olay derin bir nefretle karşılanmıştı. Bundan başka, Ankara’daki merkezi Komünist örgütünün 18 üyesi hapse atılmıştı. Bu gibi feci olaylar biz Komünist kadınları çok üzüyordu. Bir yandan burjuva cellâtlarını protesto etmek, bir yandan da işsiz kadınların ağır durumlarının hafifletilmesini talep etmek amacıyla, Komünist Süleyman Selim yoldaşın Ankara dolaylarındaki bağında kadınların genel toplantısı yapıldı. 8 Mart Uluslararası Kadınlar Bayramının önemini açıklayan, Şerif Manatov Yoldaşın bildirisi oldu. İkinci sorun olarak, kadınların durumunu düzeltmek, onlara iş sağlamak için bir kadınlar örgütü seçildi. Önceden hazırlanmış olan tüzük onaylandı. Sonra B.M.M.’ne Türk Kadınları adına bir bildiri gönderilerek, Komünistlere, Mustafa Suphi ve arkadaşlarına gösterilen vahşilikler protesto edildi. Kadınlar örgütünün Ankara’daki ilk 8 Mart bayramı, Türk Komünist hareketi tarihin sayfalarında şerefli bir yer tutmaktadır.”
Anlaşıldığı gibi Dünya Kadınlar Günü Türkiye’de, öyle kadıların büyük bir katılımla cümbür camaat kutladıkları bir gün filan olmamıştır aslında. Bir iki komünist kadın, tabiri caizse kendileri çalıp kendileri oynamışlardır.
Neyse…Yukarıdaki fıkrada dedik ya milyonlarca Müslüman kimsenin umurunda değil diye. 8 Mart’ın ‘’ Dünya Emekçi Kadınlar Günü’’ Olarak kutlanması için insanüstü bir çaba gösteren Clara Zetkin’in de umrunda olmamış Müslümanlar…
Clara Zetkin’in umurunda olmadığı gibi Müslümanların da umurunda olmamış Müslümanlar…
Clara Zetkin, 8 Martın Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanması için hangi tarihte kolları sıvamıştı? 1910. Oysa 1910 Tarihinden sadece dört sene önce yani 1906 yılının 8 Martında ABD , Filipinlerde, Moro Kraterine sıkıştırdığı 900 sivil kadın, erkek ve çocuğu öldürmüştü. Yani 8 Martta öldürülenler sadece 1857 yılında öldürülen 129 kadın işçi değildi. 1906 yılının 8 Martında da 900 kişi öldürülmüştü ama bu sefer öldürülenler Müslümandı.
1910 yılına gelindiğinde 1857 yılı ve yaşanan o katliam, o katliamda öldürülen 129 Kadın belleklerden asla silinmemişti ama dört yıl önceki Moro Krateri katliamı çoktan unutulmuştu. Sanki hiç yaşanmamış gibi hiç kimse adını bile anmıyordu. İşin ilginci Müslümanlar da adını anmıyordu Moro katliamının. Müslümanlar da ( En azından Türkiye ) 1857 yılının 8 Mart Katliamını gayet iyi biliyorlar ama 1906 Yılının 8 Martında yaşanan Müslüman katliamı hakkında ne Rahime Selimova’nın ne de Cemile Nuşirvanova’nın en küçük bir fikri yoktu.
Bir şiirle devam edelim.
BEYAZ ADAMIN YÜKÜ
Beyaz adamın yükünü omuzla
Yetiştirdiklerinin en iyilerini yolla
Sürgün kaderin olsun oğulların için
Senin tutsaklarına hizmet için;
Ağır işlerin başında bekle
Telaşlı ve vahşi halklar üzerinde
Yeni ele geçirdiği ve suratı asık
Yarı şeytan yarı çocuk.
Rudyard Kipling
‘’Beyaz Adamın Yükü’’ isimli şiir Emperyalizmin şiiri olarak da bilinir. Bombay doğumlu İngiliz yazar Kipling, bu şiirinde Avrupalıların "uygarlaştırma" misyonuyla sömürgeler elde edinme çabasını ve emperyalist emelleri yüceltiyordu. Bu gerekçeyle gerçekleştirilen işgal, soykırım ve sömürü faaliyetleri beyaz adamın fedakârca bir girişimi olarak takdim ediliyordu. Bu şiiri ilginç ve önemli klan ABD’nin İspanyol istilasından kurtulan Filipinleri işgal ve ilhak çabalarının arttığı bir dönemde yazılmasıydı. Yine bu dönemin ABD Başkanı Wiliam McKinley, her şeye kadir olan Tanrı’nın, Filipinler’i ABD sömürgesi yapmayı kendisine emrettiğini beyan etmiş ve Filipinler’e saldırmıştı. On binlerce insanın katledildiği bu işgali ABD’li general William Shafter "Filipinler halkını uygarlaştırma projesi" olarak takdim etmişti. Bu uygarlaştırma projesinde Moro Krater Katliamı olarak tarihe geçecek bir katliam da büyük çoğunluğunu kadın ve çocuklarının oluşturduğu 900 Moro’lu sivil Müslüman katledilmişti. Tarih: 8 Mart 1906
8 Mart 1857- 129 Kadın + 8 Mart 1906- 900 Müslüman kadın, erkek, çocuk= 1029 Ölü.
Bu gün hem 1857 de öldürülen 129 kadın emekçiyi, hem de 900 Müslüman Filipinliyi anma günü olmaldır aslında.
Söylenecek söz aslında çok ama ben yine de 1857 yılında öldürülen 129 emekçi kadın nezdinde dünyanın tüm kadınlarının günü kutlu olsun diyorum. Benim nazarımda her kadın emekçi bir kadındır. O bakımdan emekçi kadın- emekçi olmayan kadın ayırımı yapmadan kutluyorum. Ayrıca 8 Mart 1906 da Moro Krateri katliamında hayatlarını yitiren tüm insanlara da Allahtan rahmet diliyorum.
Resimler:
1- 8 Mart 1857 Katliamı
2- Clara Zetkin
3-4 8 Mart 1906 Moro Krateri Katliamı