Kerim’ce Güzellemeler -49–

Düşman çok, hain çok, gafil çok, sahtekâr, ikiyüzlü değil, bin bir yüzlüler çok…
Olup-bitenler çok, olmayan-bitmeyen de çok…
Hatalar çok, ihmaller çok, yanlışlar çok, terslikler çok…
Şer güçler bir olmuş, hakka karşı, haklıya karşı birleşmişler.
Düşmanlar sayılamıyor!
Örnek mi?..
ABD, Rusya, AB, İsrail, İran…
İçimizde ki yabancılar, yabancı taşeronları…
Kim dost, kim düşman ayırt edilemiyor,
Uğraşıyoruz, çalışıyoruz, çabalıyoruz, baş etmeye çalışıyoruz, çalışıyoruz da…
Nereye kadar…
Anlaşılan dostumuz yok, olmadı, galiba bundan sonra da olması zor görünüyor.

TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) tarafından açıklanan 2015 yılı evlenme ve boşanma istatistiklerinde, Adıyaman’da evlenmelerde yüzde 6,4 düşüş, boşanmalarda yüzde 20,0 artış oldu.
Ülkemizde evlenme ve boşanmalarda bir önceki yıla göre önemli bir değişim gözlenmediği bildirildi. Her yıl olduğu gibi yine bu yılda boşanmalar, artış eğilimi gösteriyor.
Ekonomik sıkıntılar, ekonomik özgürlükler, aile içi şiddet, baskı, bıkkınlık, özgür ve yalnız bir yaşam sürme düşüncesi gibi çeşitli sebeplerden dolayı artmakta ve öyle görünüyor ki, ilerleyen yıllarda da yine artışlar olacaktır.
Bir an önce boşanmaların olmaması için önlemler alınıp, gerekli çözümler bulunsa iyi olacaktır.
Aksi takdirde, övmekle bitiremediğimiz o Avrupaî yaşam tarzına hızla geçiş yapmış olacağız.( Belki geçiş yaptık da haberimiz yok)

Asya, Afrika özellikle de Ortadoğu’da ki İslam ülkelerine müdahalede bulunan ilkeler; olan biteni “etnik ve mezhepsel savaşlar” diye isimlendiriyorlar.
Bir ihtiyar amca soruyor; “Oğlum ABD, Rusya, AB ülkeleri Irak, şimdi de Suriye’ye saldırıyorlar. Suriye ve Irak’ta Vehhabi, Şia, Hanefi, Şafi, Maliki, Hambeli mezhepleri var, Türk, Kürt ve Araplar var, acaba onlar hangi mezheptenler?”
Vallahi, ben anlatamadım!
Yaşlı amcaya nasıl izah eder, nasıl ifade eder, nasıl kabullendirebilirsiniz ki?
Bilen var mı ya da anlatabilecek!!

Dost yok,
Düşman çok,
Plân çok, etnik,
Kimlik, mezhep çok,
Çok yüzlüler çok,
Gerçek İslam yok gibi

Hepimiz, (bendeniz dâhil) ABD, AB ve diğer ülkeleri suçlar dururuz.
Hepimiz, “neden batı mültecileri kabul etmiyor?” diye şikâyet ederiz.
Hepimiz, mültecilerin özgürlüğe ve daha kaliteli bir yaşam uğruna, denizlerdeki yaşanan ölümlerden dolayı, batının neden samimi olmadıklarına dair sitemkâr olarak, feryad-ı figan ederiz.
Suçlar, şikâyet eder, sitem ederiz, ederiz etmesine de…
Nedense, batılılar ve diğer ülkelere lâf siyileceğimize; bir türlü İslam coğrafyasındaki zengin krallıklara, şeyhliklere, diğer sözde İslam ülkesi olduklarını söyleyenlere, “neden siz almıyorsunuz, siz Müslüman değil misiniz ya da onlar Müslüman değil mi?” diye soramıyoruz.
Nerede kaldı ümmet birlikteliği, nerede kaldı Peygamber Ümmetçiliği…
İşte, Katar, Kuveyt, Mısır, Fas, Cezayir, Bahreyn, Malezya, Suudi Arabistan, Endonezya ve daha bir çok ülke!..
Ne zaman aklınız başınıza gelecek, ne zaman Müslüman olduğunuzu hatırlayacaksınız, ne zaman küfre karşı birleşecekseniz?
Önce dönüp kendimize bakalım, ne olduğumuzu bilelim ve bir karar verelim!
Öyle Ürdün’le, Türkiye’yle bu yeterli olmaz!
Yoksa sizin İslam’ınız başka mı?..

Kerim BAYDAK
[email protected]