Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
sami biberoğulları
sami biberoğulları

KİM NAMUS VE AHLAK ŞOVALYELİĞİ YAPIYORSA, BİLİN Kİ EN NAMUSSUZU O’DUR.- NİETZSCHE.

Yorum

KİM NAMUS VE AHLAK ŞOVALYELİĞİ YAPIYORSA, BİLİN Kİ EN NAMUSSUZU O’DUR.- NİETZSCHE.

14

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

4591

Okunma

KİM  NAMUS  VE  AHLAK  ŞOVALYELİĞİ  YAPIYORSA, BİLİN  Kİ  EN  NAMUSSUZU O’DUR.- NİETZSCHE.

KİM NAMUS VE AHLAK ŞOVALYELİĞİ YAPIYORSA, BİLİN Kİ EN NAMUSSUZU O’DUR.- NİETZSCHE.


Kaç sene önceydi hatırlayamıyorum. Ülkemizin neresindeydi onu da hatırlayamıyorum ama aynen şöyle bir olay yaşanmıştı:

Küçük bir çocuk evinin merdivenlerinin dibinde ölü olarak bulunmuştu. Yapılan ilk incelemelerde çocuğun anüsünde oldukça fazla bir genişleme tespit edildiğinden tecavüze uğramış olma ihtimali çok fazlaydı.

Yine yapılan araştırmalar sonucu çocuğun en son amcasıyla birlikte olduğu, onunla oyun oynadığı tespit edilmişti. Dolayısıyla da tüm nazarlar henüz 19-20 yaşlarında olan bu amca üzerinde toplandı.

Amca, polis ve savcılıkta sıkı bir sorgulamadan geçtikten sonra -olayla ilgili aleyhinde ciddi bir delil bulunamadığı için- serbest bırakılmıştı. Ancak o artık toplumun nazarında minicik yeğenine tecavüz eden bir sapıktı.

Uzun süre evinden dışarı çıkmadı amca. Ağladı, sızladı, herkese böyle bir sapıklığı yapmadığını anlattı ama dinleyen yoktu. Bu sapık mutlaka asılmalıydı. Ereklik organı dağlanmalıydı. İbret-i alem için yüzlerce kişinin tecavüzüne uğratılmalı, sonra da gebertilmeliydi.

Amca baskılara dayanamadı ve intihar etti.

Amcanın intiharından sonra adli tıptan açıklama geldi: ‘’Çocukta herhangi bir tecavüz izine rastlanmamıştır. Anüsünde meydana gelen genişleme ise merdivenden düşerken duyduğu korkunun bir sonucudur. Böyle korkular sebebiyle insanların anüsünde genişleme olması sık görülen vakalardandır.’’

Bu eski bir olayı niçin anlattım?

Şunun için anlattım:

Bir kaç gün önce Kayseri ilimizde Buse Cansel Kınalı adında 18 yaşında bir genç kız, polis olan babasının silahıyla intihar etti. İntihar sebebi olarak da Matematik öğretmeni Bayram Özcan’ın tecavüzüne uğramış olduğu ileri sürüldü.

Peki Cansel’e tecavüz edildiğini gören-duyan var mıydı?

Tabii ki gören, olaya şahit olan yoktu. Sadece bir arkadaşına demişti matematik öğretmeninin tecavüzüne uğradığını. Daha doğrusu o bir arkadaş, polis ve savcılıkta böyle bir ifade vermişti.

İşin ilginç tarafı işte bu noktada Cansel’in, öğretmeni tarafından - özel ders verilmek bahanesiyle- Bir bağ evinde tecavüze uğradığı da iddialar arasındaydı, öğretmeninin devamlı tacizinden bıktığı da. Yani olaya tecavüz diyen de vardı, sürekli taciz diyen de.

Neticede Cansel, bir arkadaşının ‘’Bayram Özcan, Cansel’e tecavüz etti. Bunu bana Cansel bizzat kendisi anlattı.’’ Şahitliği dışında ortada hiç bir delil olmamasına rağmen Bayram Özcan’ın tecavüzüne uğramıştı.(!) Ortada tecavüzle ilgili bir DNA testinden filan bahseden de yoktu.

Evet…Bir otopsi raporundan, bir DNA karşılaştırmasından, tecavüzle iligili bir rapordan, bu tecavüzün kesin olarak Bayram Özcan tarafından gerçekleştiğini gösteren bir belgeden bahseden yoktu ama ortada çok daha önemli başka deliller vardı:

Bayram Özcan adlı bu sapık öğretmen Face book sayfasında Berkin Elvan için ‘’Terörist’’ Demişti. Yine profilinde Rabia işareti yaptığı görülüyordu. Ayrıca sınıfta sık sık ahlak dersleri veriyordu. Sadece Cansel’i değil daha pek çok kızı taciz etmişti verdiği ahlak dersleriyle. Hem Nietzsche ne demişti: ,"Kim namus ve ahlak şövalyeliği yapıyorsa, bilin ki en namussuzu o’dur. Bu durumda Bayram Özcan kesin Buse Cansel Kınalı adlı bu kız çocuğuna tecavüz etmişti.

O halde?

O halde aynen şunlar yapılmalıydı?

BU HABERE YORUMLARDAN BİR DEMET: ( Bu arada Nietzsche’nin ,"Kim namus ve ahlak şövalyeliği yapıyorsa, bilin ki en namussuzu o’dur.’’ Özdeyişi de cebimizde olaraktan okuyalım.)

+ bunu asmıyacan kökünden kesecen bundan sonraki hayatını kadın gibi yaşayacak.
+ İşte böyle pislik insanlarla ayni havayi soluyoruz.Çocuklarimizi okulada mı gondermeyelim kadınız diye? Sokagada mi cikmayalim yani . biz ne yapalim tek sucumuz kadın olmak mi bu mu? ölmek icin ne yaptik ki biz?????
+ Iğrenc sistemin iğrenc eğitimcileri..lanet olsun sana cehenneme git.
+ serefsiz hoca bozuntusu bunlari idam ediceksin.
+ bunun gibi yaratıkları uygun yerlerinden meydanda asmak gerekir.
+ Idam cikmadigi muddetce boylesi oruspu cocuklari tureyecek biz kime guvenecegiz artik kizlari okutun diyorlar ama bu pislikleri asmiyorlar.
+ Canavar ruhlu yaratık. Adalet işleyişi kötü den yana, yazıklar olsun, böyle bir ülkede yaşadığım için utanç duyuyorum.
+ Turkiyede bulunan tum akli basinda vicdan sahibi ogretmenler adina seni kiniyor yuzune tukuruyorum bay hayvan ( Bu sanırım bir öğretmen )
+ Şerefsiz sapık geberirsin inşallah masum bi kızın hayallerini yok ettin.
+ Ulkeye ileri demokrasiyi getirip dindar nesil yetistirdiler ya onlarin sonuclari
+ Aşağılık Şerefsiz o çocuğu sözde eğitimci ne günlere kaldık be vah vah .....
+ Babası polis deyilmi geregini yapsın gebertsin orosbu dölünü bu mahkemelerden hayır yok bize herkes kendi adaletini kendi verecek artık.
+ ben böyle ülkenin anasını ............................
+Yok mu yani koskoca Türkiye’de bayram özcan pisliğine tangayı giydirip kaldığı şehri bırak İstanbul taksimde cola şişesiyle Cansel e o yaptığı eylemi yapıpda asacak delikanlı

Daha böyle bir sürü yorum var. İşi tamamen siyasete dökenleri hiç yazmadım bile.

Peki yarın bir gün Cansel’in herhangi bir tecavüze uğramadığı, aslında öğretmenine aşık olduğu ama bu aşkına karşılık bulamadığı için bunalıma girdiği ve bu bunalım sonucunda da intihar ettiği ortaya çıkarsa?

28 Senelik Öğretmenlik hayatımda az mı gördüm öğretmenine aşık olan, karşılık bulamayınca da bunalıma giren öğrenci? Hani Allah için intihar edenine rastlamadım ama ‘’ Öğretmenim beni taciz ediyor’’ Diye şikayette bulunduğu halde işin aslında öğretmenine aşık olduğu, ondan karşılık göremediği için bunalıma giren, hatta öğretmenine iftira atan öğrenci örneklerine çok rastladım. Burada yorumları olan öğretmenler içinde de bu tür durumlarla karşılaşan çok olmuştur.

Daha önce de yazdığım bir anımı bir kez daha yazıyorum:

Seneler önce sınıf rehber öğretmeni olduğum bir sınıfta okulumun en güzel kızlarından biri olan bir öğrencim ‘’ Hocam sizinle özel olarak bir şey konuşabilir miyim?’’ dediğinde teneffüsteydik. Ben sınıftan çıkmak üzere çantamı, kitaplarımı, yazılı kağıtlarını toparlamaktaydım. Sınıfta zaten üç dört öğrenci kalmıştı. Onlara da ‘’ Çocuklar çıkar mısınız? Yalnız sınıfın kapısı açık kalsın’’ Dedim. Hiç bir zaman sınıfın ya da idareci olduğum yıllarda odamın kapısı kapalı vaziyette bir kız öğrenci ile konuşmuşluğum yoktur. Bunun sebebini usta öğretmenler çok iyi bilir.

Diğer öğrenciler çıktı ve kız kısık bir sesle okulun müdür yardımcısı ve aynı zamanda meslek dersleri ( Din dersleri ) öğretmeni olan bir arkadaşın kendisini taciz ettiğinden şikayetçi oldu. Ağzım açık kaldı. Hani bana ‘’ Hocam sizden şikayetçiyim siz beni taciz ettiniz.’’ Dese o kadar şaşırmazdım. Olacak şey değildi. Ancak kız o kadar ciddi anlatıyordu ki. Hatta ‘’ Hocam ! Bana birlikte yemeğe çıkmayı teklif ediyor. Cep telefonuma mesaj üzerine mesaj gönderiyor.’’ Dedi. ‘’ O mesajlar kayıtlıysa bana bir tanesini göster, o öğretmenin oturduğu koltuğu kafasına geçirmezsem ben de Sami Hoca değilim’’ dedim ‘’Hocam ! Ailem görmesin diye mesajları hep sildim’’ dedi. Dedim ki’’ Peki şimdi bir mesaj yaz ona ve yemeğe çıkma teklifini kabul ettiğini söyle.Hatta bir de yer belirt şurada yiyelim yemeği diye. Bakalım mesajına cevap verecek mi?’’ ‘’ Hocam telefonumun sim kartını değiştirdim. Artık bende kayıtlı değil.’’ Dedi. Kısacası eğer bir taciz varsa bunu ispatlayacak hiç bir delil yoktu elimde.

Allah da biliyor ya kız öğrencimin de ‘’ Hocam siz aslında bana inanmazsınız. Ne de olsa X Bey arkadaşınız.’’ Dediği gibi kız öğrencime inanmıyordum ama X Bey arkadaşım olduğu için değil. Tecrübelerim ve hislerim işin içinde bir başka iş olduğunu söylüyordu. Çünkü böyle bir mesele ile ilk karşılaşmam değildi.

Yapılacak tek şey vardı. Beklemek… Ya kızın ya da şikayet edilen öğretmenin bir açık vermesini beklemek… Bu durumu okulun rehberlik hizmetlerini yürüten ve son derece güvendiğim iki öğretmen arkadaşa daha açtım ve onlar da benim gibi hayretten dona kaldılar. Artık üçlü bir kıskaca aldık şikayet edilen öğretmen-müdür yardımcısını. Fark ettirmeden her adımını takip ediyoruz. Tuvalete gittiğinde bile üçümüzden birinin radar alanı içinde artık…Tabii ki kızı da gözden ırak tutmuyoruz. Bir taraftan utanıyoruz yaptığımızdan ama bir taraftan da suçlama çok ağır ve Allah korusun doğru ise okuldaki en az iki yüz diğer kız öğrenci de tehlikede.

Aradan epey bir zaman geçti. 24 Kasım geldi. Öğrenciler öğretmenlerine hediyeler veriyorlar. Gözüm bizim bir zengin kızı olan o şikayetçi öğrencimde. Sınıf sırasının gözünde bir paket görüyorum güzelce kurdelalanmış ama o kadar beklememe rağmen yerinden kalkmadı. Belli ki hediye bana değil. Oysa okulda en çok beni sevdiğini, benim diğer öğretmenler gibi yobaz olmadığımı söylüyordu ( Tabii ki sevdiği başka öğretmenler de vardı ama en sevdiği öğretmen bendim. Öyle diyordu )Ayrıca sınıf öğretmeniydim onun. En gizli sırrını, derdini bana açmıştı. Yok…O hediye bana değildi besbelli. Ders bitti, teneffüs başladı kızım teneffüste de bana getirmedi o hediyeyi.

Sınıftan dışarı çıktım. Öğretmenler odasına gideceğim yerde çaktırmadan öğrencimi gözetlemeye başladım. İşin doğrusu kıskanmıştım o hediyenin verileceği öğretmeni ve merak ediyordum bu zengin kızı hangi öğretmene nasıl bir hediye aldı diye. Üstelik bir buket de ismini bilmediğim beyaz çiçek taşıyordu. Sanırım zambaktı.

Allah Allah olacak iş değil kız öğrencim yanındaki kız arkadaşıyla yukarı doğru çıkmaya başladı.Oysa Öğretmenler odası bu katta… Peşlerindeyim tabii ki. Hayret…X Beyin odasının kapısı önünde durdular. Kızın arkadaşı kapıyı tıklattı, sonra kafasını içeri uzattı, sonra döndü arkadaşına ‘’ Yerinde yok ‘’ dedi. Şikayetçi kızım ‘’ Çok daha iyi ‘’ dedi. Birlikte odaya girdiler, paketi bırakıp çıktılar.

Bir köşeye saklanıp onlara görünmedim. Onlar çıkar çıkmaz X Beyin odasına daldım. Kim bilir nasıl bir hakaret mesajı içeren şey vardı o paketin içinde. Gerçi bomba filan olamazdı elbette ama mesela kokmuş bir işkembe pek âla olabilirdi. Merak içimi bir kurt gibi kemiriyordu.

Pakete iyice yanaştığımda üzerinde bir not gördüm. ‘’ En çok sevilene, kalbimdeki tüm temiz duygularla’’ ( İsim ve imza da var tabii ki ) ‘’ Paketin içinde ise oldukça pahalı bir gömlek, kravat ve gümüş olduğunu sandığım kol düğmeleri vardı. ( Allah beni affetsin. Paketi açıp baktım, sonra tekrar kapatıp kurdelaladım.)

Sanırım meseleyi anladınız. Daha önce yaşadığım olaydaki durum da buydu aslında. Bir çocuğun öğretmenine duyduğu çocukça bir aşk…Evet çocukça bir aşktı ama karşıma bir taciz olayı olarak gelmişti. Peki neden taciz olarak gelmişti bu konu karşıma? Çünkü aşkının karşılığını göremiyor, dahası aşkı sadece ona göstermesi gereken ilgi ve sevgiyi diğer tüm öğrencilere de gösteriyordu. Oysa o ayrıcalıklı olmalıydı, özel olmalıydı. Olamayınca da o anki duygularıyla intikam hissine kapılmıştı.

Bu olayda da böyle bir durum olamaz mı? Olamaz. Çünkü öğretmen Bayram Özcan Rabia işareti yapmış. Yani sapık biri olduğu çok açık ve net bir şekilde belli(!) Hele de Berkin’e ‘’Terörist ‘’ Demiş ya başka hiç bir delile gerek yok(!) Adam sapığın önde gideni.

-Yahu Bayram Özcan denen bu öğretmen’in ( Ki pek çoklarına göre öğretmen bozuntusu ) Buse Cansel Kınalı adlı 18 Yaşındaki kıza tecavüz ettiğini gören olmuş mu? Olayın şahidi var mı?

+Önemli değil. Bir öğrenci demiş ya ‘’ Cansel, bana tecavüze uğradığını söyledi’’ Diye. Başka delile gerek var mı?

1983 yılında bizzat şahit olduğum bir olay:

Bir grup Ülkücü öğrencim kendilerine karşı ayırımcılık yapıp MSP lilere iyi not, kendilerine ise devamlı zayıf veren bir meslek dersleri öğretmenini ( Din dersleri öğretmeni) ‘’Atatürk’e hakaret’’ ile suçlayıp adamı üç ay mahkemelerde sürüm sürüm süründürdü.

Din dersi öğretmeni ya ‘’Kesin Atatürk’e hakaret etmiştir.’’ Diyen ağır ceza hakiminin ( Evet yanlış okumuyorsunuz. Ağır Ceza…) elinden arkadaşı kurtarana kadar anamızdan emdiğimiz süt burnumuzdan gelmişti.

-Peki bu davada da bahsi geçen öğrenci ya da öğrenciler bu öğretmene karşı böyle bir ittifak kurmuş olamazlar mı?

+Olamazlar. Çünkü öğretmen Rabia işareti yapmış. Berkin Elvan’a da ‘’Terörist ‘’ Demiş. Kafadan suçlu bir kere.

-Eee. Hukuk? Adalet?

+Yemişim hukukunu da adaletini de.

-Bu durumda ne yapmak lazım?

+Asalım gitsin

-Ya suçsuzluğu ortaya çıkarsa?

+Amaaannn. Düşündüğün şeye bak. Adam zaten o kıza elini sürmemiş olsa bile idamı hakketmiş.

-Ey madem. Asalım gitsin anasını satayım.

+Peki gerçekten de Bayram Özcan adlı bu öğretmen Buse Cansel Kınalı’ya tecavüz etti ya da tacizde bulunduysa?

-İşte o zaman o yorumlarda belirtilen şekilde, mesela Taksim Meydanında makatına kola şisesi sokarak gebertelim ki belki ibret-i alem olsun da bir daha hiç kimse böyle bir suça tevessül etmesin.

Pardon... Nietzsche ne demişti? ,"Kim namus ve ahlak şövalyeliği yapıyorsa, bilin ki en namussuzu o’dur.’’
----------------------------------------------------------------------------------------------------------
NOT: Ayrıca şu iddialar da sosyal medyada kafaları allak bullak etmektedir.
1- Buse Cansel Kınalı, öğretmen Bayram Özcan’ı okul idaresine şikayet etmiş ama okul idaresi olayı örtbas etmeye çalışmıştır.
2- Bu olayın ortaya çıkması üzerine Bayram Özcan kayıplara karışmıştır.
3- Bayram Özcan yakalanmış ve hapse atılmıştır. Halen hapistedir.
4- Bayram Özcan Suçunu itiraf etmiştir. Yani ‘’Evet Buse Cansel Kınalı’ya tecavüz ettim.’’ Demiştir.
5- Bayram Özcan , Buse Cansel Kınalı’ya tecevüz ettiğini itiraf etmesine rağmen hâlen görevinin başındadır.
6- Bayram Özcan, arkasını iktidar partisine dayadığı için - 18 Yaşında genç bir kıza tecavüz ettiğini itiraf etmesine rağmen- tam bir koruma altına alınmış ve kendisine en küçük bir ceza verilmemiştir.

Ve Bayram Özcan’ın öğretmenlik yaptığı okulda çocuğu öğrenim gören bir veli: O da diyor ki:

Handan Yılmaz: bayram hoca denen bu mahluk oglumun ogretmeni..sorusturma basladigi gun okuldan kacarak gitmis..ailesini aramis evden.kacin diye..telefonlari kapali..nerde oldugu belli degil..okul olarak veliler olarak ayaktayiz...cocuklarimizin domino tasi gibi etkilenmesinden korkuyoruz..elimize gecse hesabini verecek..ama saklaniyor.koruyorlar...

Bir yerlerde bir yalan var ama nerede? Handan Hanım mı ‘’ Kaçmış, saklanmış’’ derken yalan söylüyor, yoksa yukarıdaki paylaşımı yapıp ‘’ Hala görevinin başında’’ Diyenler mi bilemiyorum. Bekleyip göreceğiz nasılsa.


Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kim namus ve ahlak şovalyeliği yapıyorsa, bilin ki en namussuzu o’dur.- nietzsche. Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kim namus ve ahlak şovalyeliği yapıyorsa, bilin ki en namussuzu o’dur.- nietzsche. yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KİM NAMUS VE AHLAK ŞOVALYELİĞİ YAPIYORSA, BİLİN Kİ EN NAMUSSUZU O’DUR.- NİETZSCHE. yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Nazlıcan Su
Nazlıcan Su, @nazlicansu
9.3.2016 09:42:32
Ne kadar önemli bir konuya değinmişsiniz.Bunu düşünen hiç yok, ya iftira ise...Ne kadar acı ...O insanın hayatının hesabını kim verebilir,ne kadar büyük bir günah...Allah zulmetmekten de zulme uğramaktan da korusun hepimizi.Gençlere öğretmen olmak çok zordur eminim.O nedenle ülkemizde çok çabuk öğretmen olunduğunu düşünüyorum .Oysaki bir insanı eğitmek en zor elde edilen ,en yüksek gelir elde edilen icazet alınması gerekli bir iş olduğunu düşünüyorum.Şimdi gençler öğretmen olmalı tatili çok diyorlar ))ne yazık ki sorumluluğun büyüklüğü pek akla gelmiyor.Bir hayıra sebep olan hayrı işlemiş gibidir diyor peygamber efendimiz o nedenle Allah razı olsun sizden.Yalnız böyle lanet insanlar da var unutmamalı ve dikkatli olmali Selamlar
Alp Aldatmaz
Alp Aldatmaz, @alpaldatmaz
23.2.2016 13:59:00
Vakti zamaninda yeni mezun olmus, bize 1 sene ders veren Fransizca ögretmenimi çok asiri begenmistim, ask diyemem daha 15 vardik yoktuk. Espiri bir yana, ben hiçbir ögretmenin, ögretmen ögrenci arasinda yas farki az oldugunda dahi, bilmem ne oldugunda dahi, hiçbir Türk ögretmenine birakin taciz ve tecavüzü, daha basit bir duygusal duygu beslemeyi dahi yakistirmam ögrencisine.

Bu olay birçok kisinin de zaten belirttigi gibi, çok daha kapsamli bir hadisedir.

Ben ögretmenin suçlu olduguna inanmiyorum.

Saygilarimla,

Alp Aldatmaz tarafından 2/23/2016 1:55:52 PM zamanında düzenlenmiştir.
Erdinn
Erdinn, @erdinn
23.2.2016 13:56:59
Hocam; bu yazınızın ele alınış biçimini biraz meslek dayanışmasına bağlıyorum. Meslek dedim de; öğretmenlik mesleğinin hayatımda en çok saygı duyduğum iki meslekten (diğeri doktorlardır) biri olduğunu baştan belirteyim. Çünkü hepimizin üzerinde en çok hakkı olan bir meslek dalıdır. Bunu belirttikten sonra size bazı konularda katılmadığımı ifade edeyim;

1. Taciz ve tecavüzü genelde gören veya duyan olmaz. Çünkü işin doğasında gizlilik esastır. Hem fiile maruz kalan, hem fiili uygulayan için.
2. "Öğretmenine aşık olma ve girdiği bunalım sonucu intihara sürüklenme" her ne kadar mantık dahilinde olsa bile canına kıyacak dereceye gelmesi bir süreç gerektirir. Hiç kimse dünden bu güne bu sebeple bunalıma girip intihar etmez. Bu o kadar basite indirgenecek bir durum değildir. Bu durumun belirtileri ve öncesi vardır. Bir insanın birden hayatına son vermesi öyle kolay mı?
3. Dikkat edilirse tecavüzden çok "taciz" den bahsediliyor. Tecavüzün bulguları bir şekilde maddi olarak tespit edilebilir ancak tacizin oldukça zordur. Burda da sizin de dile getirdiğiniz gibi arkadaşlarının vermiş olduğu yazılı ifadeleri esas almak lazım. Bu ifadelerin doğruluğunu elbette adli makamlar tespit edeceklerdir.
4. İntihar olayının gerçekleşmesinin akabinde cep telefonunda yapılan inceleme sonucunda tacizden söz edilmeye başlanmıştır. Yani sadece bir kızın ifadesiyle yola çıkılmış değildir. Cep telefonu kayıtları incelendiğinde bu durumun farkına varılmıştır. Yoksa, ortada bir şey yokken durduk yere neden o öğretmenin adı zikredilsin?

Sonuç itibariyle; Masumiyet karinesine herkesin riayet etmesi lazım. Peşinen kimsenin suçlu ilan edilemeyeceği gibi, suçsuzmuş gibi bir izlenim yaratmak da bir o kadar doğru değildir. Ancak halihazırda yazılan ve çizilenleri okuduğumuzda ortada bir şeylerin olduğu fikrini güçlendirmektedir. Ortada hayatının baharında giden bir can dururken, olayı siyasi işaret ve söylemlerle ilişkilendirip sanki kampanya bunun üzerinden yürüyor gibi bir algı yaratmanızı da açıkçası doğru bulmadığımı belirtmek istiyorum. Dikkat ederseniz tüm yorumlar belli bir hassasiyet düzleminde gelişmiştir. O da, bir kadın, bir can ve bir evlat! Bunun altında başka bir şey aramaya gerek yok. Varsa bile kimsenin bunları kaale alacağını sanıyorum. Dilerim yazılan ve çizilenler gerçek olmasın. Kin, acı ve intikam üzerinden haz almak her şeyden önce insan olana yaraşmaz.

Saygılarımla.

Erdinn tarafından 2/23/2016 1:55:29 PM zamanında düzenlenmiştir.

Erdinn tarafından 2/23/2016 2:00:11 PM zamanında düzenlenmiştir.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45), @emineuysal-emine45-
23.2.2016 13:46:15
10 puan verdi
Merhaba Hocam, hayatta en korktuğum şey, iftiraya uğramaktır.

Bu konu öyle derin bir konu ki, kıldan ince kılıçtan keskin. Öğretmen suçlu ise kıza yazik, yok eğer suçlu değil de iftira ise öğretmene sürülen leke bir ömür çıkmaz.

İki ucu oklu değnek...

Ani karar verilmeden önce adaletin vereceği kararı beklemek gerek.

Eğer adalet herkes için eşit işliyorsa (!) ki, birçoğumuzun adalete güveninin kalmadığını sanıyorum. Çok şey gibi adalette giderek siyasallaşıyor. Ha bu bugün mü oldu dersen, değil elbet.

Konuyu işleme şekliniz her açıdan güzeldi.

Tebrik ederim, selamlar
levent taner
levent taner, @leventtaner
23.2.2016 12:32:53
Hocam size fikri boyutta katılıyorum, bilgisiz fikir yürüten fikrilere de -hele ki hukuksal ve yaptırımı olan bir alanda- katılıp kalıyorum

Güzel dilimizin esnekliği dairesinde her iki kafa yapısına da katılıyorum ki; kimsenin hakkı kalmasın

Ayrıca, Bayram öğretmen hem kaçmış saklanmış hem de halihazırda görevinin başında olabilir de
Evet bu mümkün, bakın nasıl?
Devir teknoloji devri malum. Saklandığı yerden sınıfa bağlanıyor da olabilir hani

Yine hocam, Nietzsche'nin "KİM NAMUS VE AHLAK ŞOVALYELİĞİ YAPIYORSA, BİLİN Kİ EN NAMUSSUZU O’DUR." şeklinde paylaştığınız sözünde bence haklılık payı var. Ne ki, hukuksal bir meseleyi hiçbir veri tabanına bağlamadan tabansız yöntemlerle sonuçlandıracak şekilde elbet değil
Ne var ki, günlük hayatta çokça ahlaki nutuk atmalar ahlaklılığın göstergesi olmuyor. Şu kadar ki; ahlak yaşanandır, laklak üzerinden anlamına varılacak bir husus değildir. Elbette çok vaaz veriyor deyipte bir insanı somut bir meselede suçlu çıkarmak mümkün değil, ancak soyut bağlamda da ahlak nutukları atan insanların tutum ve davranışlarında çok boşluklarda olabiliyor vesselam. O açıdan; Nietzsche'yi somut, hukuksal bir konuya katmayalım ama gündelik yaşam tecrübesinde temelli de hiçe indirgemeyelim derim.


Nihayet hocam; yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza selam ve saygılarımla...

Filiz Şahin.
Filiz Şahin., @filizsahin-
23.2.2016 12:13:30
madalyon iki yüzlüdür,
şeytan ayrıntıda saklıdır,
ha bir de aksi ispat edilene kadar herkes masumdur,

adalete inancımız sarsılmamış olsaydı adalet en doğrusunu bulup çıkarır suçluya hak ettiği cezayı verir diyebilirdim.
Adaletin kirlendiği bir ülkedeyiz.
Adalete güvenmiyoruz ki sonucuna da inanalım, tecavüz suçlularına okul servisleri halen teslim edilebiliyorsa, tecavüz suçluları tutuksuz yargılanıyorsa, bu iktidar partisi il-ilçe teşkilatı sorumlusu olduğunda hiç mahkemeye bile intikal ettirilmiyorsa. Koskoca bir ilçenin( N.Ç. OLAYI-PERVARİ BALIYLA MEŞHURDUR; BİZ AİLE İLE ANLAŞTIK BALIN HABeRİNİ YAPSANIZA BUNLARLA UĞRAŞMAYIN) tecavüzüne uğrayan mağdura dair “kendi rızası vardı” diye suçlu ilan eden eril yargı sisteminizden adil bir sonuç beklemiyorum.


Adamın profiline bakmadım resimdeki gözleri de fırdöndü oynuyor, linçmiş yok siyasiymiş umurumda değil, kim neresiyle saldırıyorsa orasından bulsun belasını. siyaset antikaları kendine pay çıkarır mı çıkarmış bile... abartırsak benim tecavüzcüm senin tecavüzcünü dövere kadar gider bu siyasi saplantılar


düttürü dünya
koyver gitsin
herkes kendi adaletini kendi uygulasın ormana dönelim ( tabi orman kalırsa)


Filiz Şahin. tarafından 2/23/2016 12:36:58 PM zamanında düzenlenmiştir.
Mücella Pakdemir
Mücella Pakdemir, @mucellapakdemir
23.2.2016 02:49:54
Bilinçli bir karalama, haksız bir linç girişimi...
İlk intiba bu oldu bende de. Hatta bir yoruma da yazmıştım fikrimi.

Kız öğrencilerin erkek öğretmenlere aşık olması çok sık rastlanan bir olay. Ben de olmuştum lisedeyken.
Hatta isim belirtmeden bir şiir yazıp evraklarının arasına koymuştum. Başka bir öğretmenle nişanlanınca içimden nefret duymuştum ama iftira atmak aklımın ucundan geçmemişti. İki ay sonra evlendiği zaman da duygularım bitmişti zaten.

Şimdiki gençlik daha pervasız ve cüretkar. Utanma duyguları da fazla gelişmemiş.

Bu iftirayı atmak ve körüklemek bazılarının işine gelebilir, onu anlarım da, körü körüne, hiç kafa yormadan hemen atlayanlara, linç etme meraklılarına diyecek söz bulamıyorum.
CaNMaYBuLL
CaNMaYBuLL, @maybull
23.2.2016 02:25:19


Aynı şekilde barıştan, adaletten, hak ve hukuktan en çok bahsedenler de bunun tam tersini yaşatır... Doğuya gidip gitmediğimi sormuştunuz. Elbette gittim. Hatta öğrenciyken yurtta oda arkadaşlarım ev arkadaşlarım Kürtlerdi. Öylesine şeyler anlatıyorlardı ki, duymak istemeyeceğinizden eminim.

Namus konulu çok şey duydum. Yaşadıkları topraklar üzerinde gördükleri muamele resmi tarih kayıtlarına geçecek kadar önemliydi. Belki de bu insanların en hassas olduğu Namus- şeref yüzünden bütün bu olanlar...

Eğer dahasını merak ediyorsanız ,bizzat kendi kız çocuklarının başına gelen ama yine yukarıda bahsettiğiniz kız çocuğu gibi intihar eden o kadar çok vaka var ki ,sonu gelmeyecek kadar...


Artık eşeledikçe hikayeler değil ;gerçek kesitler bizim hayatımızdan uzak ve bize yabancı geliyor. Duymak istemediğimizden midir yoksa bizden değiller duygusundan mıdır siz karar verin...




saygılar...
karabencan25
karabencan25, @karabencan25
23.2.2016 02:03:37
Hocam,

Öylesine karmaşık bir konu ki, erken yargılamak bir tarafa haksızlık olur. Maalesef farklı örneklerini görmedim diyemem. Yinede yargılama sonucunu beklemek en doğrusu. Her iki durumda olabilir. Hatta, bayan öğretmenin öğrencisi ile evlendiğine bile şahit olduk. İnsana ait duygular. Burada ki en vahimi ''taciz'' ve ''tecavüz''..
En azından, bunları paylaştığı yakın birisi vardır.?!!

Kalın sağlıcakla..Eğitici bir yazı olmuş.
nased
nased, @nased
23.2.2016 01:03:49


Ahmet Demir tarafından 2/23/2016 1:08:39 AM zamanında düzenlenmiştir.

Ahmet Demir tarafından 2/23/2016 1:11:13 AM zamanında düzenlenmiştir.
sa
sabri ayçiçek, @sabriaycicek
23.2.2016 00:50:51
Bu eğitim dünyasının en nazik ve epeyce sorunlu bir alanıdır da..."Dinlemiyorsanız,öğrenemezsiniz."diye bir sözü vardır J.B.Johson'un...
Önce dinlemek ve sonra ortaya çıkan bilgi,belgelere ve buna göre oluşacak kanaatlara göre sona erdirmek gerekmektedir.
Bu ve benzeri konularda ülkemizin değişik il ve bölgelerde epeyce soruşturmalar yaptım.
İlk şikayette iddia edilen konular doğrulandığı gibi,tam tersi sonuçlar doğuran iddialar da mevcuttu.
Derin bir sessizlik zamanıdır.
Öğrenmek istiyorsak gerçeği,susmak gerek kısa süreli de olsa!
Ve Sami Bey...
Yazınızı okurken,aklıma gelen yaptığım soruşturmalara gittim.Doğrulananlar olduğu gibi,tam tersi sonuçlara da vardım.
İddialar kısaca da şunlardı.
İffetsizlik,öğrenciye sarkıntılık,fiili livata gibiydi...
Gülsen Tunçkal
Gülsen Tunçkal, @gulsen-tunckal
23.2.2016 00:31:46
10 puan verdi
Uzunca bir yazı yazmışsınız, öncelikle tebrik ederim can hocam.. Ne yazık ki, bu ne ilk ne de son olacak.. Nedense Müslüman ülkelerde bu tip tecavüz ve ensest ilişkiler pek çok, hele ki duyulmayanları..Bekleyelim ve görelim bakalım asil öğretmen! Nasıl bir ceza alacak görelim, iyi geceler, sevgiler..
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL