Trabzonspor’u büyük takımlar arasında büyük takım yapan spor felsefesidir... Bu felsefenin sahada hakkı gözeterek kararlı bir şekilde desteklenmesi ise başarının bileşenleridir... Ayakkabı boyacılarının tezgahtarların kahvehaneden toplanan sporcularla 100 yıllık takımlara kök söktürmesi sen, ben, bizim oğlan biz tezgahına çomak sokmuş olmalı ki, Trabzonspor onca yetenekli sporcularına rağmen bir daha kendine gelememiştir... Üstelik bu işte yöneticilik yapanların tezgahtarların tornasından geçerek yönetime geldikleri sağır sultanın malümudur...
Trabzonspor illadaha bir temizlenme arıyorsa hükümetle iş tututup, hükümetin iş tuttuğu diğer takımlarla olan puan kayıplarına bir baksın... Bakalım bakalım bakabiliyor mu?
Demek ki neymiş hangi tornaya girdiğinize iyi bakmalısınız ki milletin ahlakına ve hakikatine musallat olmayasınız... Trabzonspor un maksadı şayet gerçekten üzüm yemekse, Karadeniz teknik üniversitesi ile birlikte ne gibi olimpik sporcular yetiştirdiğinin izahını Trabzon halkına borçludur... Ersun Yanal ikiyıl istemesine rağmen birinci yılda şampiyonluğa oynaması sonrada alaşağı edilip gönderilmesi, ardından Fenerbahçe yi şampiyon etmesinin nedenlerini niçinlerini nasıllarını anlatmalıdır... Mütaitlik ilişkileri, gayrimenkullerin nasıl ve kimler vasıtasıyla el değiştirdiği, aldım sattım yöneticilerin Trabzon a nasıl kurbanlık koyun muamelesi yaptığı açıklanmalıdır...
Ya da açık açık millete denmelidir ki etinizden sütünüzden herşeyinizden faydalanacağız tv çıkıp mış gibi yapacağız konjonktür bunu gerektiriyor... Yüzmeden boks a güreşden tekvandoya sporcu yetiştiripte Ts forması giydirmeyecek kadar basiretsiz yöneticilerin minareyi çalanlara kemçirmesi bir anlam ifade etmiyor Trabzonlular için... Trabzonlular hâkikâti çalınmış bir camii nin minaresenin derdine düşecek kadar felsefeden yoksun değildir... Kimsenin aklına hakaret etmeyin...