Bu sayının ne anlama geldiğini bilenler için, sayıyı gördüklerinde gözlerine kan görünmeleri doğaldır. Çünkü alçaklığın her türlüsünü tartışmaya mahal vermeyecek şekilde kendilerinde gösterenlerin sayısını ifade eder bu sayı. Barış adı altında devlete savaş açanların, hainlikte sınır tanımayan, kendilerini aydın olarak görenlerin toplamıdır bu 1128. Hendekler kazan, tarihin en ilkel, en çapsız terör örgütünün yaptıklarını gözardı ederek imzaladıkları bir bildiri, ülkemizin en önemli parçası olan gençliğin eğitiminin kimlere kaldığının acı bir göstergesidir.

Sivillerin ölümünü devlete, askere, polise bağlayıp da, o ilkel teröristlere tek kelime söyleyememek cahillikten değil, hainlikten kaynaklıdır. İnsanları evinden zorla çıkartıp da, sözde karargahlar kuran devlet değil, bizzat destek çıktıkları teröristlerdir. Barış diye tutturmuşlar gidiyorlar ! Barış tek taraflı olan bir şey olmamakla birlikte, vatanını bölmek için gün sayan, fırsat kollayanlarla da yapılacak bir şey değildir. Peki bu aydın (!) akademisyenlerimiz bunu bilmeyecek kadar cahiller midir ? Barış diye zırvalayarak, devletle savaşan kişileri aklayan, bu kargaşada askerini, polisini suçlayan hiç kimsenin bu vatanda yeri yoktur. Ülke gençliğinin, onların vereceği eğitime de ihtiyacı yoktur. Bu gençliğe eğitim verecek olanlar din, vatan, bayrak sevgisiyle büyümüş, yaşamış kişiler olmalıdır. Destek olması gereken bir durumda teröristlerin yanında, sırtını ilkel terör örgütlerine dayayanların yanında değil, devletinin yanında yer alması gerekir.

Üniversitelerin öğretmeniyle, öğrencisiyle terörist yuvası haline geldiğini gerek haberlerden, gerekse okumak dışında başka bir hedefi olmayan masum (!) gençlerin sosyal medyadan adeta ilan ettikleri terör örgütü sempatizanlığından biliyoruz. Bu mide bulandırıcı hal için bir an önce devletin harekete geçmesi gerekiyor. Bahsettiğimiz bildiriye imza atanların bir daha eğitim kurumlarına adım atmamaları sağlanmalıdır. İyi niyet ve ifade özgürlüğü gibi kendilerine bile komik gelecek uydurmalarla bu işin altından çıkamayacaklarını başta kendileri, sonrasında ise onların yolundan gideceklerin görmesi gerekir. Bu vatan, bu gençlik, böyle 1128
kişiyi kaybetmekle hiçbir şey kaybetmez; aksine kazançlı çıkar. İfade özgürlüğü yaygarasını çıkartıp, sonrada
birkaç ülke ismi sayan kişilerin o saydıkları ülkelerin böyle bir durumda nasıl tepki vereceğini bilmiyormuş gibi konuşmaları da yine cahilliklerinden değil, hainliklerindendir.

En azından böyle durumlarda tek yumruk olmasını bilmek milletimiz için kaçınılması mümkün olmayan bir şeydir. Vatan, devlet konularında siyaset değil, birlik kazanç sağlar. Hainler, kardeşliğini Orta Çağ’daki haçlı ordularından farksız bir şekilde kurmuşken, bizim böylesine vatani bir mevzuuda ters düşmemiz tüm vatanseverlerin zararına olacaktır. Ülküye giden yol birlikten geçer. Büyük birliklerde küçük birliklerden meydana gelir. Asli ülkümüz için, ilk önce bu ülkede birliğimizi sağlamamız gerekir. Birlik olacağımız kardeşlerimiz var, bizi bekliyorlar; fakat zamanımız yok, acele etmek şart !