Zengin bir iş adamının bahçesinde, yan yana dikilmiş iki limon ağacı vardı. Günün birinde esen sert poyraz, karlı dağların yamaçlarındaki bir grup çiçek tohumunu iş adamının bahçesine uçurur. Fakat bahçenin her tarafı parsellenmiş, sadece limon ağaçlarının altında yer kalmıştır. Bir an önce filizlenmek zorunda olan tohumlar, Limon ağaçlarının yanına gelerek onların altında yeşermek için izin isterler. Büyük ağaç, iyice kasılarak: Böyle bir şey asla mümkün olamaz, diye atıldı Bizler kuru kalmayı pek sevmeyiz Eğer dibimde çoğalırsanız, suyu emip beni kurutursunuz Küçük Limon ağacı, uzun boylu arkadaşının tohumlara verdiği cevabı beğenmemişti Çünkü o, kendisine hayat verenin, o hayat için gerekli olan suyu da vereceğini çok iyi biliyordu. Bu yüzden,aklına bile gelmiyordu susuzluk Ancak küçük limon ağacı bu teklifi kabul etti. Küçük limon ağacı altında filizlenen tohumlar, bir kaç hafta içinde cennet çiçekleri gibi açıp bütün bahçenin göz bebeği haline geldi Bu arada ağaç, elinden geldiği kadar kendilerine yardımcı olmaya çalışıyor ve çiçeklerin sevdiği yarı güneşli ortamı sağlamak için, eski yapraklarını döküyordu Çiçekleri sevgiyle kucaklayan ağaç, ertesi bahara kalmadan o civarın en büyük ağacı haline geldi ve birbirinden güzel kelebeklerin ziyaret yeri oldu. Daha sonra da kendi çiçeklerini açarak bahçenin güzelliğine güzellik kattı Şimdi küçük ve yalnız kalmış olan büyük limon ağacı ise, komşusuna duyduğu kıskançlık ile için için kuruyordu. Sarmaşık,Ağaç Ve Güneş.. Ağaç ve güneş birbirini çok severmiş ama sarmaşık hep onları kıskanırmış. Sarmaşık kıskanır ama ağaç bakmazmış güneşi gerçekten sevdiği için… En sonunda bir gün güneş uyandığında ağacın onu seyrettiğini görmüş… Önce sevinmiş…Ama sonra üzülmüş. Sarmaşık her gün kıskançlıktan ağaca sarıldığından.En sonunda boğulmuş ağaç. Sonra anlamış sarmaşık iş işten geçtikten sonra. Kıskançlık onuda kendisinide öldürmüş.. Şimdi bu hikayeyi neden yayımladım..! Demin okuduğum bir yazı bana bu hikayeyi anımsattı KISKANÇLIĞIN insanları nasıl çıldırttığını,bir zamanlar EN İYİ DOSTU..KARDEŞİ ABLASI.AĞBİSİ Olan insanın bir çırpıda bu kadar KİN BAĞLAMANIN yegane sebebinin KISKANÇLIĞIN insanı nasıl bu hale getirip değiştirdiğine şahid oldum,çok üzüldüm.. İnsan DOSTUM dediği insanı CAN VE NAMUS konusu dışında İHTİRASLARINA yenik düşüp aşağılamasına dense dense ancak şu terim kullanılırdı..NANKÖR..evet NANKÖR.. Erdemli bir insan hiç bir zaman şartlar ne olursa olsun,geçmişin hatrına arkadaşına iftira atmaz, kötülemez..Onun zaaflarını ifşa etmez.. Bu ne insanlığa yakışır,nede hiçbir canlıya.KISKANÇLIK insanı içten içe yer bitirir.. Kendisi hakkında da başkaları tarafından hiçte iyi intibalar bırakmaz.Dostları birer ikişer onun etrafınfan çekilir,günün birinde tek başına dım-dızlak ortada kalır.. Her ne olursa olsun geçmişin hatrına o arkadaşınızın hatalarını yüzüne vurmamalısınız. Sonuçta hepğimiz insanız,hepimizinde mutlaka zaafları,hataları,handi-kapları vardır.. (( BU ŞUNA BENZER..) Güngelir EŞLER anlaşamazlar boşanmak zorunda kalırlar.. BOŞANDIKTAN sonra başlarlar birbirlerinin zaaflarını sağda solda anlatmaya.. Be mubarek insan yıllarca siz bunlara katlandınız ses çıkarmadınız, sakladınız sustunuz da aklınız başınıza şimdimi geldi.?.. Başladınız anlatmaya.. İşte bu ( NANKÖRLÜKTÜR ) Bu NANKÖRLÜK bizlerin genlerine öyle bir işlemiş ki,galiba bu insanoğlunun fıtratında ABİL ile KABİL’le başladı.. Hiç kimse unutmasın ki,Birgün hayatın ne getireceğini hiçbirimiz kestiremeyiz.. Birgün bakacağın yüze (( SIÇMA.)) Gün gelir o yüzü öpmek zorunda kalırsınız o zaman hangi yüzle o yüz<e bakacaksınız..Pişman olacağınız sözleri,tavır ve hareketleri bir anlık kızgınlıkla siz siz olun sarf etmeyin..Kırk defa düşün birdefa söyle..Ağızdan çıkan söz bir daha geriye dönmez Sözümü veciz bir sözle bağlayayım.. FİLİSTİN’de başkanlık seçimleri vardır..YASER ARAFAT’tır adayın birisi..ARAFAT anlamıştır kaybedeceğini,son konuşması için kürsüye çıkar konuşur.. AYAĞINDAKİ AYAKKABIYI ÇIKARTIP KÜRSÜNÜN ÜSTÜNE KOYAR sonunda şöyle der..HİÇ KİMSE BU AYAKKABIDAN TEMİZ DEĞİLDİR.. EVET BENDE DİYORUM Kİ HİÇ KİMSE O AYAKKABIDAN TEMİZ DEĞİLDİR... |