Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
Bilal BİLGİÇ
Bilal BİLGİÇ

Suya düşen kelimeler

Yorum

Suya düşen kelimeler

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

660

Okunma

Suya düşen kelimeler

Suya Düşen Kelimeler

Hiç var olmamıştan, hiç var olamayacağa.

Ne anlamı kaldı güneşli gecelerin? Ne anlamı kaldı yatakta kahvaltıların? Ne anlamı kaldı parkta birlikte yürümenin, vapura binmenin, sinemaya gitmenin… Sen giderken tüm güzel anılarımızın üzerine kahve döktün. Mürekkep dağıldı, kağıtlar sarardı. En güzel zamanlarım artık ekşi bir tat ağzımda. Ne yapmam gerektiğinden de emin değilim, hani atsan atılmaz satsan satılmaz diye bir laf var ya, işte tam öyle bir duruma soktun beni. Baştan başlayamıyorum, bıraktığın yerden devam edemiyorum.

Atatürk Plajı’na gidiyorum sen yokken, içime çekiyorum her bir damlasını. Kıyıya vuruyor hiçliğim, gözyaşlarımla taşıyor yeniden denizler. Alıp götürüyor, seni mi? Beni mi? Bilmiyorum. Hissedemiyorum artık sevgili, sensizliği dahi ayırt edecek gözlere sahip değilim, derinlerdeyim. Basınç dolu bir oda burası, kulak zarlarım delindi, gözlerimi kapadım karanlığa karışmasın diye. Her seferinde böyle oluyor, deniz kokusu beni kötü yapıyor. Ufak bir kartvizit gibi, çok uzak yolculuklara çıkarıyor. Sevmiyorum yine de. Yolculukları mı? Seni mi? Cidden, konuşuyorum bomboş öylece. Sevmeyi hatırlayabiliyormuş gibi.

Sanırım ben hala seni seviyorum ama bende bıraktığın yerin, o boşluğun ağırlığını sevmiyorum. Deniz kenarını sevmiyorum, sinema koltuklarını sevmiyorum. Bir zamanlar ne kadar mutlu olduğumu hatırlatan yerler artık midemi bulandırıyor. Ne hale geldim ben? Panther E-hype’ınla ezdin geçtin, kötürüm bıraktın beni, üstelik fark etmedin bile. Seni sevmediğimi düşündüğün için gitmiştin ya hani, ben şimdi içimden kızıyorum sana, eskiden içimden sevdiğim gibi.

Vazgeçiyorum sık sık, neleri niye’leri düşünürken. Şimdi değişti mesela fikirlerim, evrim geçirdi bu benliğim. Sevmiyorum seni evet, sevmedim hiç. Ne önceden ne şimdi. Önce’lere ve hâlâ’lara o kadar çok yer ayırıyorum ki, ben ve bana dair her şey bu çizelgenin neresinde? Bilemiyorum. Maddi dünyaya bağlılığımın sebebi sen miydin? Sahi ne çok soru soruyorum havaya, neden etiketin sevgili ki? Hislere dair fikrim yok, zihnim taştan yapılmış benim. Düşünemiyorum, eminim ancak. İdrak edebiliyorum. Anladıkça bunalıyorum.

Neydi bizi birbirimize iten? Ch69 bile yanında hiçbir şey… Neydi bizi birbirimizden ayıran? Yine cevap veremediğim sorular soruyorum havaya, göğe bakarken senin silüetini gözümün önüne getirmeye çalışıyorum. Bu sorular benim ayaklarıma bağlanmış demir, sense beni güverteden denize iten canisin. Boğuluyorum, izliyorsun. Gözden kaybolacak kadar derine ulaşmadan, beni yukarı çekmeni istiyorum. Tanrım ol ve kurtar beni. Cehennemi göster ki cennette sana şükredeyim.

Ne çok denizden bahsettim fark ettin değil mi? Çok da soru sordum. Olmayan düşüncelerimde boğuldum yine. Tekrar tekrar ben olmaya devam ettim ben. Ama burada dolanmaktan, o uzakta kaybolan dumanı izlemekten sıkılmadım asla. Sürekli yineledim aynı şeyleri. Seni sevmedim, hayır hayır sevdim. Boğuldum, yok yok yaşıyorum. Sanırım ben o geminin gri dumanı gibi hiçbir zaman tam olarak görünmez olamadım. İddia ettiğim yokluğuma, sorguladığım varlığıma dair hiçbir şüphe yok ortada. Ben buradayım, sen yoksun. Varlığını kanıtlamama lüzum yok, soruyorum ama söylesene; somut muydun, aklımdaki bir düşünce mi? Seni ben mi var ettim, yoksa ben var olana mı dokundum? Sende olan neyi sevdim ben? Onu çekip çıkartsam senden, silüetin yakamı bırakır mı? Ama ben istemiyorum ki seni bırakmak. Seni de bırakırsam bu hayata neyle tutunacağım? Senden önce yaşadığım her şey bulut gibi havada süzülüyor, arada yağmur çiseliyor, anılar üzerime yağıyor, düşünceler denizden taşıyor ve ben yine boğuluyorum.

Bir ünlem kelimesi gibiydim, anlamı olmayan sadece bir hissi dile getiren, iki harflik bir ünlem kelimesi.

Daha fazla yazamayacağım hitap edecek kelimelerin kalmadığı insan. Kim olduğunu hiçbir zaman bilemeyeceğim. Denizin suları çekiliyor, görüyorum. Evet, sana olan mektuplarımı hep suya yazıyorum. Alıp götürsünler okyanuslara, dibe vuruyor kelimelerim. Ne zaman buluşacağız, ne zaman duyacaksın beni? Sorular sormaktan yoruldum. Sadece olup da olmayan varlığınla yaşıyorum, temaslardan mahrumum. Burada bir benliğim var, belki de senin beğenmeyeceğin; tekrar eden kelimelerim var, sürekli yinelediğim. Ha bir de denizim var, içimi sığdırdığım.

Her ne kadar boğulsam da, inceden gülüyorum ben. Rahat olsun için. Dinleme beni kadın. Nasılsın, iyi misin peki?

Kendine iyi bak. İncinmiş yerlerinden öpüyorum

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Suya düşen kelimeler Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Suya düşen kelimeler yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Suya düşen kelimeler yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
Paylaş
YAZI KÜNYE
Tarih:
23.10.2015 09:15:12
Beğeni:
0
Okunma:
660
Yorum:
0
BEĞENENLER
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL