Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy

KIRIK AYNA...

Yorum

KIRIK AYNA...

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

824

Okunma

KIRIK AYNA...

KIRIK AYNA...

Sorunlu bir çocukluk geçirmişti Nihan: Kendini sorumlu hissettiği kim varsa bir bir şeceresini tutardı işe koyulmadan evvel.

Babasını hatırlamıyordu bile. Annesi de sadece bir gölgeden ibaretti. Tek bildiği, yokluklarıyla terbiye olduğuydu ki üzerine basa basa kaç kez kaçırmıştı bunu halası ağzından. Akrabalarının tekmili birden ağız birliği etmişçesine uzak dururlardı. Sebebini merak etmeye yeltenmiş bir kez ve almıştı da ağzının payını. Zaman içerisinde görecekti ki bunu alışkanlık haline getirecekti halası.

Hiçliğin var kıldığı o yoksunluk, yokluğun esir aldığı hasret ve özlemin iç burkan öksüzlüğü idi en yakın sırdaşı. Sır bildiği ne varsa asılsız ve alakasızdı. Çıkarsızdı da hiçbir çıkarımda bulunamamışken. Bu yüzden gece olup halası odasına çekildiğinde o da yatağın altına kaçar ve gizli gizli ağlardı sebepsiz olduğunu bilse de. Sebep yaratan halasından gitgide nefret etmeye başlamıştı üstelik.

Birkaç kez rast gelmişti annesine çok benzeyen o iki kadına. Kimin nesi olduklarını sormaya yeltenmişken halası oklavayı fırlatmıştı bile:’’Ananın adını ağzına alma bücür seni!’’

Kadınların ardından baka kalmıştı küçük kız onlar apar topar uzaklaşırken. Sonra da kızmıştı kendine ve morartmıştı kollarını gece boyu durmadan çimdikleyip:’’Kötü kız Nihan. Herkese verirsin ziyan. En çokta kendine.’’

Ve bu, onda alışkanlık haline gelmişti o günden sonra. Ne zaman halası azarlayıp sayıp sövse biteviye devamını getirirdi.

Sıra arkadaşı tesadüf eseri görmüştü kollarındaki morluğu. Sormasına fırsat vermeden Nihan tıkmıştı lafı ağzına:’’Merdivenlerden düştüm.’’

Okulu bir kurtuluş olarak görmüştü önceleri lakin diğer çocukların gözü pek tutmamıştı Nihan’ı. Nihan’ın da gözü onları pek tutmamıştı ve ilk gün itibariyle birbirlerinden uzak durmaya karar vermişlerdi. Açıkçası tedarikli olmaya karar vermişti küçük kız. Hiçbir açılımı olmayan o çıkmaz yolun yolcusuydu artık: Bir üçgenden ibaretti artık hayat onun için: Halası, okul ve kendisiyle baş başa kaldığı tekil dünyası…

Cevabını bilmediği sorular umurunda bile değildi ne de halasının ithamları.

Büyüyüp vücut hatları belirginleştikçe bunda suçu varmışçasına paylıyordu kadın durmaksızın:’’O giydiğin etek çok kısa ve dar. Hemen çıkar üzerinden.’’

Büyümek, gelişmek onun elindeymişçesine yaşama hakkı ve şansı tanınması bir yana sürekli göz hapsindeydi Nihan.

‘’Küçük aşüfte anlat neler yaptığını o oğlan çocuklarıyla?’’

‘’Hiçbir şey hala.’’

‘’En ufak hatanı görürsem alırım seni okuldan.’’

Gerçi okula gitmekten pek haz etmese de en azından kısmen de olsa özgürdü okulda. Ne bir arkadaşı vardı gerçi ne de aralarına alıyorlardı ama halasının olmadığı her yer değil miydi onun rahatlıkla nefes aldığı…

Yaşı ilerledikçe iyice tahammülsüz ve çekilmez olmuştu yaşlı kadın. Ta ki…

Tüm dirayetsizliği, tüm hıncı ve tüm yalnızlığı ufacık bir ayrıntıymışçasına, arkadaşlarının arayıcı bakış ve itham yüklü söylemlerini ve kışkırtmalarını duymazdan gelip ite kaka liseye kadar eğitimini sürdürmüş ve zar zor olsa da ilköğretim diplomasını almıştı. Okul dönüşü yaşlı kadın bir meziyet bellemişçesine kapıda beklemeyi artık adet haline getirmişti hele ki… Hele ki okulu bir özgürlük, yaratıcılık hatta kaçışla özdeşleştirdiğine iyice emin oldukça verdi kararını yaşlı kadın:

‘’Buraya kadar seni küçük yosma. Anladın mı; buraya kadar.’’Ve kıza dönüp ta gözlerinin içine baktı:’’Anlaşıldı mı?’’

Nihan öfkelenerek sıraladı kaç zamandır sakladığı kelimelerini.

‘’Nerden biliyorsun kimin için neye sona erdiğini yoksa yeni bir başlangıcı olmayacağını mı sanıyorsun senin için o beklediğinin yoksa beklemediğin mi demeliyim?’’

Göz açıp kapayıncaya dek kapının önündeki küreği kapmasıyla kadına vurmaya başladı delirmişçesine ve avaz avaz bağırırken haykırıyordu da:

‘’Ben bu olanları hak etmedim ama melun kadın sana gelmiş geçmiş en büyük acıyı yaşatacağım’’ demesine kalmadı ki çantasında sakladığı kezzap dolu şişeyi olduğu gibi boca etti kadının yüzüne ve göğsüne.

‘’Senin hikâyen burada sonlanıyor yaşlı cadı ve kendi hikâyemi işte şimdi yazıyorum’’ demesiyle kalan kezzabı kendi yüzüne savurdu. Gerisini asla hatırlamayacaktı girdiği o şokla…

Ne kadının can çekişen bedeni umurundaydı ne de ömür boyu çekeceği vicdan azabı ve kavrulmuş yüzü hele ki asla hatırlamayacağı ne varsa geçmişine dair çünkü biliyordu ki gideceği tek bir güzergâh yoktu onu aydınlığa çıkaracak. Ama tüm kopuk anların ve anıların tekabül edeceği o bitimsiz boşluk ve ömür boyu duyacağı tek cümle üstelik sadece kendi ağzından:’’Kötü kız Nihan. Herkese verirsin ziyan…’’

En alakasız kimliğiyle, sır tutan aynaların külliyatına atıfta bulunurcasına döndü sırtını. Yetmedi, kömür karası gözleri çakmak çakmak küt parmakları şiş bir halde can havliyle örttü boy aynasını tepeden tırnağa.

Görmek de istemiyordu gördüğüne vakıf olmakta.

Aslında zihninde hiçbir film karesine yer olmamalıydı öyle ya; isteyen istediği menzilde konuşlansın ve koşullansın duyduklarına.

Titreyen elleriyle yüzüne dokundu ve tiksintiyle çekti ellerini. Vücudu zangır zangır titrerken koyuverdi kendisini ve avaz avaz bağırmaya başladı. İşte kâbus yeniden başlamıştı ve sayıklıyordu biteviye: Kötü kız Nihan. Herkese verirsin ziyan. En çokta kendine.’’









Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kırık ayna... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kırık ayna... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KIRIK AYNA... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
NurtenAk
NurtenAk, @nurtenak
17.10.2015 17:56:22
Evet ya arkadaşım çok etkiledi. Öykü dramatik, sonu ürpertici hep bizim ülkemizde böyle hikayeler olur nedense ve bir çok örneği etrafımızda olup biter. bazılarını duyar acırız. bazılarından heberdar bile olamayız. anne ve babalarının birinin veya ikisinın ölmesinden sonra veya parçalanmış aile çocukları için hayat biraz daha zor ve horlanarak geçiyor .. ve bazen istenmeyen sonuçlar doğurabiliyor.. keşke! merhamet yüreklerimizi hiç terketmese.. Tebrik ederim.. anlatım çok güzeldi. yüreğine sağlık..

sevgi ve selamlarımla..

Herşey gönlünüzce olsun!!
Etkili Yorum
kul düşünce
kul düşünce, @kuldusunce
17.10.2015 07:20:59
dram dolu hayatlar çok etrafımızda
sevgi şefkat verseydi çevresi belki de
insanlıga faydalı birey olacaktı
insanı insan yapan sevgidir sevgi
paylaşan yürege bin tşkkr
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL