Merhaba Sevgili Dostlar

Yazımıza kaldığımız yerden devam etmeden önce nerde kaldığımızı hatırlayalım.Ameliyatımızı olduk dokuz gün sonra onkoloji uzmanını Dilek hanıma
gönderilmiştik. Randevu aldığımız Dilek hanımın karşısına oturduk ve eşimle birlikte dinlemeye başladık.
--Geçmiş olsun hoşgeldiniz
--Teşekkür ederim hoşbulduk
--Sonuçlar temiz geldi pataloji raporu da temiz, sizde bişey kalmamış bu çok güzel.
--Sevindim
--Tamam herşey temiz ama biz size kemoterapi vereceğiz
--Kemoterapi mi? Neden?
--Tedbir amaçlı olarak.Gözle görünmeyen ve cihazda da hemen belli olmayan kaçak virüsler varsa onların temizlenmesi için kemoterapiyi almalısın.Bundan 5 yıl 10 yıl sonra aynı şeyleri yaşamaman için bu terapiyi veriyoruz.
--Anladım!
Evet anladım demiştim ama aslında anlamamıştım.Zaten kemoterapi adını duyduğum andan itibaren bende algılama sistemi kapanmıştı.Dilek hanım devamlı konuşuyordu kemoterapinin zararlarını yan etkilerini ve neler yaşayacaklarımı anlatıryordu.Bense onu dinliyordum ama anlamıyordum.Sadece neden diye sorguluyordum.Madem herşey temiz neden kemoterapi alıyorum beni neden güçsüzleştiriyorsunuz? Beni neden savunmasız bırakıyorsunuz? gibi soruları sorup duruyordum.
Bütün bu sorular içinde Dilek hanıma tamam deyip ilk kemoterapiyi almaya karar verdim.Bu kararımda eşiminde etkisi oldu.Oda anlatılanlara bakarak almam gerektiğine karar vermişti.
Dilek hanım beni önce kan tahliline ordan kardiyolojiye ve boğazımın ultrasyonunun çekilmesine gönderdi.Bunlar kemoterapiyi almamda önemli etkiler oluyormuş.Bende hiçbir rahatsızlığın olmaması gerekiyormuş kontroller yapılmalıymış.
Şükür herşey temiz çıktı yani kemoya uygun bulundum :)
Sıra kemo odasına girmekte kalmıştı ve girdim.Şaşkın bakışlar içinde hemşirerin dediği yere oturdum kolumdan damaryolu açıldı ve ve ilaç verilmeye başladı.
İlaç verilirken be odadaki diğer kişileri incelemeye başladım kendimi incelemeye
aldım.Acaba nasıl bir etki içinde olacaktım? nasıl bir değişim yaşayacaktım?.
Odadaki herkes çok rahat görünüyordu.Ellerinde telefonları ya oyun oynuyorlar ya video izliyorlar..Kimileride uyuyordu.Böyle yazıncada odada kaç kişi var diye merak ediyorsunuzdur.20 kişi vardı.
Ben ilk alıyordum ama onlar birkaç kez almışlar terapiyi.
Ben hem onları izlerken hemde kendimi takip ediyordum ve bana olanlar şöyleydi:

İlk takılan ilacı alırken 10 dakika sonra yavaş yavaş kendimden geçtiğimi halsisleştiğimi gördüm.Gözlerimde kararmaya başlamıştı kalbimde hızlı atıyordu sanki yerinden çıkacakmış gibiydi.Hemen hemşireye seslendim ve derdimi anlattım.Geldi tansiyonumu ölçtü bana yarım bardak su içinde ilaç getirdi onu içtim.Kalp atışım normale gelmişti, gözlerimin kararmasıda biraz hafiflemişti.Ben bu halleri yaşarken ikinci ilaç yani asıl ilaç kemo takıldı.O ilacı alırkende tamamen halsiz düştüm etrafa boş boş bakıyordum konuşmaya gücüm kalmamıştı.Ağzımın
zehirleştiğini hissettim ten rengim solmuş beyazlaşmıştı.Artık hiçbir şey düşünemez olmuştum.
Derken üçüncü dördüncü ve beşinci ilaç takıldı.Beşincisi damaryolu açmaymış.Onuda aldıktan sonra gidebileceğimi söylediler.Gitmeden önce bana bir hap verdi içirdi.2 tanede evde içmem için verdi.Mide koruyucuymuş ilaçlar.Ayağa kalktım gözlerim karardı oturdum.Tekrar denedim yine oturdum.Baktım ki yürüyemeyecem eşimi aramalarını söyledim.Eşim geldi beni aldı eve getirdi.Hemen yattım.

İştah sıfır ama mecbur yemek yenecek günde 3 litre su içilecek.Başka türlü zehiri atamazmışız.Tat yok ne yersem mecbur olduğum için yiyorum.Bir haftada kendime ancak gelebildim.

İş kendime gelmekle bitmiyor.Artık daha fazla dikkat etmem gerekiyor.Kimseyle temas yok başkasından grip mikrobu kapmamam gerek hasta kişileri eve kabul etmiyoruz.Çünki ben korunmaya mecburum kemo beni tamammen savunmasız bıraktı.Bağışıklık sistemin sıfır oldu.
İlk terapi işte böyle geçti sevgili dostlar.Bunu yazmak biraz geç oldu ama rahatsızlandım.

İkinci terapiyi yazacam kısa zamanda.
Sağlıcakla kalın..........

Mihracan