Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
Kuzey GENÇ
Kuzey GENÇ

DOĞU NEDEN Mİ HEP KARANLIK ?

Yorum

DOĞU NEDEN Mİ HEP KARANLIK ?

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

849

Okunma

DOĞU NEDEN Mİ HEP KARANLIK  ?

DOĞU NEDEN Mİ HEP KARANLIK ?

Zamanı pek anımsamıyorum. Ama çatışmaların olduğu bir dönemde, arkadaşımın bir tanesi bana bir soru sormuştu. Neden sorduğunu da en başta anlayamamıştım. Ama daha sonra üzerinde durulunca ve yaşanan çatışma olayları ilerledikçe, daha iyi kavradım. Bana neden bu soruyu sorduğuna!? Sanırım aylar geçmişti üzerinde... Ve bir gün o sorunun cevabını ulu ortalık bir yerde rastladım. Resmen bayıla kaldım cümlelerin işlenişine ve içerisindeki yaşama. Herkes çatışacak bir mevki ve mekan arıyor...
Doğu Batıyı, Batı Doğuyu, Sağ Solu, Sol Sağı, Müslimi Gayriyi, Gayrisi Müslimi, Kürdü Türkü, Türkü Kürdü... Lanetleyip, laf atıp, çatışmaya kalkışıyor. En çok da Doğu bölgesinde Kürtlerin ezildiğini farkettim kendi gözlerimle, çünkü ben de orada yaşayan bir şarklıyım... Her neyse... İşte o zamanlarda... Herkes birbirine karışmış... Ve masum arkadaşımın da kafası karışmıştı. Bu en büyük yıldız!... Bu bütün dünyayı aydınlatan Güneş... Bu doğudan doğan Güneş ise, neden bu taraflar hep kapkaranlık bir oda gibi parıldıyor... Diye diye sağır kulağımın dibinde cümleleri yankılanıyordu. Ben de en başta ona hak vermedim. Yanıldığını hissederek alay geçtim. Meğerse o anda söz konusu olan alaylık benim hallerimdi. Çünkü, o arkadaşım çok haklıydı. Ama bir gün zalimlerin kurşunların gazabına uğradı. Benim o arkadaşım Vatanseverdi. Bayrağını koruyan biriydi. Askerini seven biriydi. Ülkesini, Ünlü şairlerimizden biri olan ve İstiklal marşımızın yazarının; İstiklal marşının 5.Kıtasını hep gözünde bulunduruyordu. Ne diyordu M.Akif... Şöyle diyordu:
"Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın;
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın,
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın. "
Bu davranışta olan Vatansever bir Kürdü mü öldürmektir, kahramanlık!?...
Çok yazık oldu, hemde basbaya çok!...
Hem bana.
Hem sana.
Hem ona.
Hem size.
Hem Kürde.
Hem bu ülkeye...
Diye yıllarımı hep buna adayarak büyüdüm. Ve arkadaşım son nefesini verdiğinde bana bir soru sormuştu. O soruyu anımsayacak olursam. Sanırım şöyleydi: " Güneş doğudan doğuyor, ama neden hep kapkaranlık bir vaziyette!.."
Çok haklısın dostum!...
Hem de çok...
Ve o günlerde cevabımı veremediğim, güzel soruna şimdi cevap vermek istiyorum. Cevabımı buradan sana aktarıyorum. Umarım olduğun yerde okuyabilme şansın vardır. Cevabım şudur:
"Güneş doğudan doğar ama doğu hala karanlıktır..
Öncesi Diyarbakır o benim en esmer çocuğum.
Siverek bir toz bulutu altında kentsiz bir öpüş.
Urfa simsiyah bir yaradır dualar dökülür eteklerinden,
Silvan ipek yoludur, ışık çalar Diyarbakır gecelerinden,
Hazro bir unutuştur.
Lice’ye güven olmaz, o hep illegal!..
Ergani yaşlı anılar ilçesi ve tarihin saklı mabedi,
Tunceli ateşini Munzur da söndüremiyor.
Şırnak terlidir ve kelepçelidir.
Savur,savrulur.
Patnos vurulmuş, faili meçhul!
Kurtalan beton istiyor, topraktan ve demirden bıkmış.
Siirt üç dil konuşan koca bir köydür...
Batman siyah akan bir yetim.
Hakkari bir ölü evi.
İdil bir ayağı Cudi’de, göz göre göre...
Baykan bir tutam kaçak tütünle savrulur kahvelere..
Ağrı Ağrılıdır, dağa tutunur.
Burası Muş yolu yokuşmuş yok artık panzerler dümdüz etmiştir gide gele..
Ne Van’da şan kalmıştır,
Ne Bitlis’de beş minare...Ama erek dağı yerli yerinde ve lağım akar Bitlis’de
H. Çukurca hep uzaktır sınırlar konulmuştur. Birde yakın olduğu yere özler durur bir şeyleri, kimseler bilmese de.
Mardin ışıklı banka panoları önünde eşekli köylüleri;Kaçak çay içer ve çağından kaçaktır gündüzleri!..
Pervari hasretinden utanan bir eşkiya kederi
Kızıltepe’nin puşisini almışlar,dolayıp kızıllığına, tel örgülere içine de içine de oyy aman oyy neler koymuşlar neler, Bundan kuma görmüş gelin gibi kırgındır..
Vay benim mazlum Doğu’m.
Doğu’m benim ANA DOLU’M
Doğu’m benim Güney Doğu’m…
Doğu’mu en çok analar bilir...
Analar bilir arkadaş......"
Bitire bitire susamayacak şekilde duy beni arkadaşım.
Sen ölünce adalet de öldü. Çünkü, senin Kafakağıt’ın da "Adalet" yazıyordu... Adalet öldü.. Ama akıllarda halen adalet anıları yer alıyor!...

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Doğu neden mi hep karanlık ? Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Doğu neden mi hep karanlık ? yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
DOĞU NEDEN Mİ HEP KARANLIK ? yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
Paylaş
YAZI KÜNYE
Tarih:
12.9.2015 19:08:15
Beğeni:
0
Okunma:
849
Yorum:
0
BEĞENENLER
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL