11
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1797
Okunma

Aylardır kesmediği saçı sakalı bir birine karışmıştı.
Kafasında kasketi, üzerinde eski püskü bir ceketi ve dizleri yamalı buruşuk pantolonuyla inşaat alanının içerisine giren adam. Hareket halinde ki, iş makinelerinin ve kamyonların arasından yürüyerek yan yana sıralanmış konteynırdan bozma şantiyenin muhasebe ofislerine ulaşmıştı.
Konteynır ofisten içeri giren adam kafasında baret elinde telsiz ayağında inşaatlarda giyilen çizme olan, kim olduğunu bilmediği yetkili birisi ile karşılaştı. O kişi kendisinden önce konuşmaya soru sorarak başladı.
-Sen kimsin? Hani senin baretin, çizmen?
Kafasında ki kasketi çıkarıp iki eliyle tutan adam ezik, mahcup bir ifadeyle yöresel şive kullanarak konuşmaya başladı.
-Amele arıyor musunuz? Abey
-Yav sen inşaat alanına nasıl girdin yol geçen hanı mı burası?
Elinde ki telsizle şantiyenin ana kapısında ki güvelik kulübesini aradı.
-Adamın biri kafasına göre inşaat alanına girmiş görmediniz mi?
-Özür dileriz görmemişiz mühendis bey dikkatimizden kaçmış
-Biriniz gelin şu adam mı çıkarın şantiyeden
-Derhal birini gönderiyorum mühendis bey
-Abey bana göre iş yok mu dur? Vallah çok çalışıram ha! Ne olur abey bana bir iş ver gözün sevem.
-Yok, kardeşim yok günde kaç kişi geliyor iş için sen biliyor musun? Hadi hemşerim hadi birazdan güvenli k görevlisi arkadaş gelecek çıkışa kadar sana refakat edecek.
-Abey çok mağdurum kurbanın olam bana bir iş ayarla ne olur?
Adam Mühendis beye derdini anlatmaya çalışırken içeri giren iyi giyimli orta yaşlarda bir adam mühendise hitaben
-Ne var ne oluyor burada?
-Tarık Bey arkadaş iş arıyormuş. Kapıda ki güvenlikçi arkadaşların dikkatinden kaçmış, inşaat alanından geçip buraya kadar gelmiş
-Eee gönder gitsin o zaman ne uzatıyorsun?
-Ben de güvenliği aradım birazdan gelip alacaklar.
-Babam nerde?
-Feyyaz bey az önce şantiyeden ayrıldı efendim holding binasına geçti.
Adam sonradan gelen iyi giyimli kişinin patron olduğunu anladı. Arkasını dönüp birkaç adım atıp giden Tarık beye yüksek sesle seslendi.
-Beyim, benim karnım aç!
Birkaç adım atan Tarık Bey biran durdu dönüp mühendise
- Şuna üç beş kuruş verin gitsin.
Yeniden yürümek için adım atmıştı ki, adam bir daha seslendi.
-Abey, ben iş istiyorum para değil
Tarık Bey tekrar durdu ve geri dönüp adamın yanına geldi.
-Senin adın ne?
-Hasandır beyim
-Ne iş yaparsın sen?
-Ne iş olsa yaparım
-İnşaat işinden anlamıyorsun yani, peki o zaman burada takıl ofislerin temizliğini yapar ben geldiğimde arabamı falan yıkarsın oldu mu? Kalacak yerin var mı?
-Kalacak yerim yoktur beyim demirci ustalarının yanında çalışmak isterem uygun görürseniz eğer
-Eh peki ona da peki diyelim bari
Tarık Bey mühendise dönüp
-Demirci ustalarının kaldığı koğuşa götürsünler bir şeyler yedirsinler sonrada depodan baret’ini çizmesini verin çalışmaya başlasın kaynak vesaire bir şeyler öğrensin işte
-Olur efendim
Tarık Bey dönüp arkasını ofislere doğru yürüdü.
O sırada içeri giren güvenlik görevlisine hitaben konuşan mühendis bey
-Al bu adamı demirci ustalarının koğuşuna götür yatağını göster sonrada yemek haneye götür bir şeylerde yesin. Şantiyede çalışacak.
Durumu anlayamayan güvenlik görevlisi sordu
-Mühendis bey adamı şantiye dışarısına çıkarmayayım mı?
-Duymuyor musun beni? Adam işe alındı, dediğimi yap sonrada demircilerin şefini çağır ona teslim et sahaya insin demirci ustalarının yanında başlasın çalışmaya tamam mı?
-Tamam, mühendis bey
(iki ay sonra)
Hasan demirci ustalarının yanında çalışmış epeyce de işi öğrenmişti özelliklede Şuayip isminde bir çalışanla oldukça samimi olmuş iyi bir iletişim kurmuştu. Adeta onun yanından bir an bile ayrılmıyordu. Yine bir mesai günü sahada çalışırken Hasan Şuayip’e seslendi.
-Şuayip usta?
-Ne var Hasan?
-Akşama rakı içmeye gider miyiz şehrin çıkışında bildiğim iyi bir meyhane var.
-Ne gerek var masrafa alırız rakıyı her zaman ki gibi koğuşta arkadaşlarla içeriz
-Yahu her zaman koğuşta içiyoruz zaten, bu seferde dışarıda içelim. İkimiz kafa kafaya ben ısmarlıyorum. Ha! nedersin?
-Bitin kanlandı ya cebin üç kuruş para gördü onu da meyhaneye vereceksin öyle mi? iyi o zaman bana uyar.
Akşam mesai sonrası gittikleri meyhanede içmeye başladılar. Kendisi fazla içmezken Şuayip’in kadehini boş bırakmıyor boşalan bardağına hemen rakı dolduruyordu. İyiden iyiye sarhoş olan Şuayip Hasanın sorduğu her soruya şuursuzca cevap veriyordu.
Soru cevap şeklinde süren konuşmanın devamında. Birkaç adam öldürdüğünü ve cinayetten arandığını izini kaybettirmek içinde inşaatta çalıştığını itiraflarından öğrenmişti.
Şuayib’in iyi gibi görünen kişiliğinin altında çok tehlikeli acımasız bir katil yattığını şaşkınlık içerisinde ağzından kaçırdığı sözlerden anlamıştı.
Çok yakın zamanda öldürmeyi planladığı iki kişinin daha olduğunu, bunun için de ikisinin bir arada olduğu anı kolladığının bilgisine ulaşmıştı. Hasan içki masasında çok şey öğrenmişti. Şuayip sızıp kaldığı için öldürmeyi planladığı o kişilerin kimler olduğunu söyleyememişti. Fakat Hasan kimlere suikast yapmayı planladığını anlamıştı. Meyhaneye bir taksi çağırmış mesai arkadaşını taksinin arka koltuğuna uzatmış şantiyeye getirip koğuşunda ki yatağına yatırmıştı.
(bir hafta sonra )
Hasan şantiye şefi ile konuşuyor ona bir şeyler soruyordu.
-Abey Şuhayip nerdedir sabahtan beri görmemişem
-Yahu hasan iki buçuk aydır öğrenemedin be gözüm. Ne! Abeysi, şefim diyeceksin şefim neyse Şuayip bugün izinli
-İzinli mi?
-Evet, izinli aslında izin vermezdim ama patronlar, bugün yurt dışına gidecekler bir ihale işi mi varmış ne? Patronlar yok diye izin verdim. Yoksa mümkün değil. Ne o! yoksa sende mi izin isteyecektin?
-Yok, Abey izin falan istemeyecektim sadece Şuayip ustanın nerede olduğunu merak ettim.
Kiralık katil inşaat şirketinin şehir merkezinde ki, yönetim binasının önünde Feyyaz beyin ve oğlu Tarık beyin birlikte dışarı çıkmasını bekliyordu.
Feyyaz bey ve oğlunu öldürmek için ikisinin bir arada olduğu anı kolladığını sarhoşken ağzından kaçıran kiralık katil şuhayip idi. Büyük bir soğukkanlılıkla çalıştığı inşaat firmasının sahibi olan patronlarını öldürmeyi planlamış ve aylarca uygun zamanı kollamıştı.
Öldürme nedeni şahsi bir mesele değildi. Amacı patronlarının o ihaleye katılmalarını ve imza atmalarını engellemekti. Belli ki, ihaleye katılmalarını istemeyen başka birileri tarafından kiralanmıştı.
Şuayip holding binasının önünde ki caddenin karşı kaldırımında otobüs durağında otobüs bekler gibi sinsice pusuya yatmış Feyyaz Bey ve oğlu Tarık Beyin birlikte dışarı çıkmalarını bekliyordu. Bir an önünde duran beyaz bir minibüsten inen sivil polisler silahlarını Şuayib’e doğrultup üzerinde ki, suikast silahıyla birlikte kıskıvrak yakalayıp ellerini arkadan kelepçeleyerek adeta paket edip minibüse alıp götürmüşlerdi.
Sessiz sedasız birkaç dakikada işlem tamamlanmıştı. Olan bitenden haberleri olmayan Feyyaz Bey ve oğlu Tarık Bey binadan çıkmış baba oğul aynı makam aracına binip havaalanının yolunu tutmuşlardı.
‘’On beş gün sonra’’
İnşaat şantiyesinin önüne yanaşan bir araçtan inen, şık giyimli bir adam kapıdaki güvenlik görevlisine muhasebeye gitmek istediğini söyledi. Güvenlik görevlisinin nezaretinde muhasebeden içeri girdiklerinde, Tarık beyle karşılaştılar Tarık Bey güvenlik görevlisine takım elbise giyinmiş, kravat takmış ve sinekkaydı tıraş olmuş, yanında ki, bu adamın kim olduğunu sordu.
-Kim bu beyefendi?
-Efendim arkadaşın bizden bir alacağı varmış.
-Bizden bir alacağımı varmış?
Tarık Bey adama dönerek
- Neyle ilgili beyefendi alacağınız çimento firmasından falan mı geliyorsunuz?
Söze yeniden güvenlik görevlisi girdi.
-Yok, hayır efendim iki buçuk ay burada çalışmış ve on beş günlük maaşı kalmış onu almaya gelmiş.
-Öyle mi? Beyefendi bir yanlışınız olmasın ne iş yaptınız burada ben sizi hiç hatırlamıyorum.
-Abey, beni işe siz almıştınız ya! Unutunuz mu?
-Haa! Hatırladım Hasandı adın değil mi?
-Evet Abey
-Tıraş olmuş ve çokta şık giyinmişsin tanıyamadım on beş gündür işe gelmiyormuşsun ne oldu piyangodan para falan mı çıktı.
-Yok, Abey başka bir iş bulmuşsam
-Öyle mi? hayırlı olsun makam şoförlüğü falan herhalde, neyse muhasebeye geçip on beş günlük maaşınızı alın.
-Sağ olasın beyim.
Tarık Bey bu ayaküstü konuşmanın ardından Hasanın omzuna eliyle dokunarak
-Kendine iyi bak deyip inşaat alanına gitmek üzere yoluna devam etmişti ki, Hasanda arkasından seslendi.
-Abey sende kenden iyi bak
Tarık Bey durup arkasına bakıp gülümseyerek sağ ol dercesine başını öne doğru hafifçe salladı ve yoluna devam etti.
Hasan da on beş günlük maaşını aldıktan sonra muhasebeden çıkıp güvenlik görevlisinin refakatinde şantiyenin çıkış kapısına geldi. Kendisine eşlik eden görevliye teşekkür edip tokalaştıktan sonra şantiyenin önünde ki arabasına bindi.
Arabaya bindikten sonra torpido gözüne uzanarak silahın yanında duran telsizi çıkarıp frekans düğmesini ayarladıktan sonra mandalına basıp çok düzgün bir diksiyonla konuşmaya başladı.
-73-80 Merkez tamam!
-62 -55 Merkez dinlemede tamam!
-Amirim tahkikat süreci tamamlanıp operasyon başarıyla sonlandırıldı tamam.
- Tebrik ederim Hasan komiserim elinize sağlık temiz bir iş oldu. Hem yıllardır aradığımız katili yakaladık hem de aylar önceden ihbarı yapılan suikastı da önlemiş olduk. Polis Merkezine dönebilirsin tamam!
-Anlaşıldı tamam!
Serhat BİNGÖL 21.08.2015