Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy

ŞEHİTLERİMİZİN ARDINDAN

Yorum

ŞEHİTLERİMİZİN ARDINDAN

1

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

816

Okunma

ŞEHİTLERİMİZİN ARDINDAN

ŞEHİTLERİMİZİN ARDINDAN

Örtüyorum üzerini kirli ne varsa. Hacmi sığmadı kötülüğün iyi addedilenler, zincirleri ile yaşarken.
Toprakla örtüyorum ölü yüzleri. Kırılgan değil hiçbiri ama ölesiye kırmaya kurgulanmış hayatları ile mutlu mesut yaşıyorlar.
Bir derken iki derken saymayı unuttuğumuz.
Ahret’e yolcu kalmasın. Gemisini kurtaran kaptan. Rota hepten şaşmış.
Adamlar soluksuz kadınlar öfkeli insanlar yolsuz kalmış ve umarsız.
Duyduklarım havada öbek öbek kirletiyor boşluğu. Boşluk bile üzgün kirletildiği için.
Anlamsızlık almış başını gidiyor.
Saymayı unutmak da fark etmiyor hala sayılar deviniyor sarkaçta inanılmaz bir ivme ile değişen haneler…
Beş, altı ve artıyor biteviye.
Umarsızlığımızla hala gülüyoruz yitip gidenlerin ardından. Ecele kabahat buluyoruz sus pus vicdanlarımız çetrefilli hesaplar peşinde koşarken.
Yıkılmadık, demek ne zormuş bizler yıkarken kendi kalelerimizi.
Bir çocuk, bir aile, ateş düşen ocaklar ya biz ne yapıyoruz? Günümüzü kurtarıyoruz bilmiş bilmiş ahkâm keserken:’’Vay be, doğru mu duyduklarım? Mekânları cennet olsun.’’
Sıralı ölüm değil hiç biri. Ecel’e biçilen ceza aslında kendimize biçtiğimiz o sinsi planlarımız.
El ele insanlar ama birbirine çok uzak.
Sevgi sözcükleri fısıldıyorlar birbirlerinin kulaklarına ve ilk fırsatta tekmeyi basıyorlar.
Utanç katsayımız çoktan boylamış sıfırı.
Eşkâli olmayan sesler duyuyorum birbirini yargılayan ve nefret ile yoğrulmuş kimlikler.
Her şey çok farklı öncesinden ve nasıl ucuz insan hayatı. Kırmızı ışıkta gaza basan arabalar ölüme sebebiyet veriyor.
Bilinçsiz politikalar hep gündemde ve ilk sırada.
Bakalım bu gün kim kimin kuyusunu kazmış?
Derken yemeğe geçiyoruz ailecek.
Topu topu üç beş cümleden ibaret diziler ile uyuşturuluyor zihinler. Evde herkes ayrı bir odada ve süslü oyuncaklarımız ile teknolojiye çalım atıyoruz.
Her yer ama her yer kirli dolu. Aldatılmış kadın ve adamlar, ailesinin sevgisinden nasiplenmeyen hüzünçocuklar.
Reklamlara dalıp gidiyoruz. Uzak memleketlerin hayali ile sığınıyoruz kredi kartlarına. Daha gösterişli olmalı evimiz barkımız ve daha donanımlı olmalı kullandığımız cihazlar.
Asgari ücretin yıllardır tartışıldığı bir ülkede oynuyoruz sayısız hanelerle, rakamlara ve geri kalmıyoruz birbirimizden. En iyisi, en güzeli ve en pahalısı. Öyle ya, para dediğin ne ki. Yeter ki sirkülasyon olsun ekonomide. Varsın ekstreler çığ gibi büyüsün.
Büyüyelim, kalkınalım varsın borçlanalım hem kişisel hem ülkece.
Gece olmuş. Hava da sıcak. Klimanın varlığı değil mi ki sıcağı dahi cazip kılan.
Alt yazı geçiyor kerelerce:’’Vay, yine mi şehit verdik…’’
Ne olacak ki yeter ki biz sıcak yataklarımızda uyuyalım silikon vicdanlarımızı yastık yapıp.
Derken sabah oluyor. Balık hafızalarımız ile unutuyoruz bir gün evvelki acıları. Ne de olsa ateş düştüğü yeri yakar.
‘’Bey, kartını versene. Alışveriş yapacağım.’’
‘’Tabii karıcığım. Seni mi kıracağım? Bu gün geç gelirsem merak etme.’’
‘’Tabii ki aşkım. İş yemeği mi?’’
‘’Ya, sorma. İş hep iş.’’
‘’Kokun yeni mi aşkım?’’
‘’A, evet. Yeni.’’
‘’Melahatler’in yeni oturma odası takımına hayran kaldım. Bir ara gidip de mobilya bakalım, e mi?’’
‘’Seni mi kıracağım?’’
Öyle yoğun ve öyle yorgunuz ki alt yazıyı bile görmüyoruz spiker söyleme zahmetine bile girmezken.
Günü kurtarıyoruz hatta an’ı.
Sevdiğimizi sanıp birbirimizi ama öncelikle kendimizi kandırıyoruz.
Ne kolay sevmek, değil mi sadece tüketime odaklı hayatlarla farkında bile değiliz kendimizi, ailemizi tüketiyoruz.
Cenazeler kalkıyor ülkenin dört bir yanından.
Gözler ağlamaktan kırmızı. Annesinin karnında çocuklar bilmiyorlar ki gözlerini dünyaya açtıklarında baba sevgisinden ve babalarının varlığından bihaber idame ettirecekler hayatlarını.
Aldatıyoruz mütemadiyen ve aldanıyoruz.
Aldırış etmiyoruz birbirimize ama yüksünmüyoruz da ve asla ders almıyoruz hatalarımızdan.
Satır aralarında verilen haberlerle rahmet okuyoruz şehitlerimizin ardından ve sürekli şikâyet ediyoruz oysaki Tanrı bir şikâyet merci değil bilakis bizlere akıl ve mantık ihsan etmiş ama kullanalım diye yoksa birbirimize bozguna uğratmak adına değil.
Sevgi sadece TDK’nın tozlu yapraklarında kalmış bir mefhum unutulmuş diğer sözcükler gibi.
Vicdan da takılmış peşine sevgi’nin bilmiyoruz ki asıl insanlığımızı öldürdüğümüzü.
Çok ama çok kirli dünya. İnsafımız kurumuş da farkında bile değiliz.
Analar bin bir emekle büyütürken evlatlarını bugünleri görselerdi dünyaya getirir miydi sübyanları?
Ne sanıyoruz kendimizi? Erişilmez mi ya da mükemmel hatta fazlasıyla ayrıcalıklı öyle ya büyük şehirlerdeki şanslı kesimdeniz ellerimiz cüzdanlarda taparken paraya ve narsis eğilimle âşıkken kendimize. En güzeliz, en yakışıklı, en akıllı, en zengin belki de en aptal ve en zavallı.




Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Şehitlerimizin ardından Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Şehitlerimizin ardından yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ŞEHİTLERİMİZİN ARDINDAN yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
NurtenAk
NurtenAk, @nurtenak
19.8.2015 21:52:23
Ne kadar haklısınız yazılanlarda ateş düştüğü yeri yakıyor. Bir emekli maaşıyla üç çocuk okutmaya çalıyoruz. Ne uzalıp ne kısalıyoruz. Günlerdir kapı kapı dolaşıp kızımıza yurt ve burs arama çabası içindeyiz. Ama nafile umudumuz . Kyk köşe başları tutulmuş nüfusu olan bastıyor. Öyle zorluklarla büyüttümümüz .
Çocuklarımızı böylede heba olmasını istemiyorum.
O. medya maymunları göndersin çocuklarını askere..
Bu kurtuluş savaşı değil. Sırf isteği olmadı diye bunca insanın, asker, polis
,masum insanların ölmesine sebep olanlar.. Allhından bulsun,!! Kurtuluş savaşı olsa çocuğumdan önce ben giderim.. Öyle doluyuz ki Gülüm hanım, bizler çocuklarımızı Binbir emek Binbir fedakarlıkla büyütüyoruz.. İsteseler bu soykırıma bir günde son verirler. Sırf oy artırmak için yapıyorlar bunları yüreğine sağlık. Beğenerek, her söze katılarak okudm .
Sonsuz sevgi ve Selamlarımla..
Sağlıcakla kalın!!
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL