(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sevgili Üstat, "Benim memurum işini bilir" demişti ya kimilerine göre bir büyük. "Bu köyün sakinleri işini bilir adamlarmış" dedirtti bana. Çok güzeldi. Bu ülkede belediyeler imara açacakları bölgelerdeki tarlaları kendileri ve yandaşları çok ucuza alırlar. İmara açarlar. Elde edilen rant, yedi sülalesine yeter. Duyarlı yüreğinizi kutlarım üstat. Kalemin hiç susmasın.
Ülkemizin gerçeklerinden birini çok güzel anlatmışsınız Kemal Bey. Her türlü fırsattan rant yaratılıyor artık.
Küçükkuyu yakınlarındaki Adatepe köyünü hatırladım... Kent yaşamından kaçanlar, ünlüler birer birer ev almışlardı. Adatepe'deki evler şimdi İstanbul'daki evlerle aynı fiyata satılıyor. Alacak ev de pek kalmadı ya!
Evet, ben de Sarımsaklıya yerleşmeden önce Küçükkuyu'ya yerleşmek niyetiyle oraları bir dolaşmıştım fakat istediğim şartlara uygun evi Sarımsaklıda bulunca vazgeçmiştim. O taraflar, özellikle ünlü akını ve de bol oksijenli olduğu gerekçeleriyle talebi çok olan yerler.Selam ve saygılar...
Bunlar İstanbul köylüsü, köylülükten çıkmış, okumuş, inşaatçılıkta da şeytanlaşmışb adamlar...bu profile talan edilen bölgelerde rast geliniyor... bu olat kurgu tabii ki, halkın şöhretler peşinde bu tip harcamaları bol...Bodrum o kadar karalabalığı bu şöhretler nedeniyle yaşamıyor mu? Şöhretler Sarımsaklıyı mekan edinse bizim Sarımsaklıda bugünkü sükunet kalır mı, halkın da tatil beldesi otomatikman değişir...Değerlendirmeniz için teşekkür ederim...Saygılarımla
Öykünüzün ve anlatımınız kaleminizin ustalığına paralel bir düzeyde, bu arada öykünün içerisinde inceden siyasi dokundurmada yapmışsınız ))
Öykünün içeriğinden aklıma birkaç seçim öncesi İstanbul da ikamet ettiğim apartmanın ön cephesinde ki zemin katında bulunan kırtasiye dükkânının sahibi Günay abi’nin anlattığı yaşanmış gerçek bir olayı hatırladım izninizle onu paylaşmak isterim. Günay Abi CHP’nin üyesi esprili bir ağabeyimizdir. Seçim konvoyuyla İstanbul’un (ismini vermeyeyim) kuzey batı yönün de ki gecekondu bölgesine gidip girdikleri mahallede seçim araçlarının megafonundan propaganda yapmaya başlamışlar. ‘’ekonomik olarak ezilen halkın sorunlarına çare bulacağız hak, iş, özgürlük falan derken bir anda mahallede ki evlerin çatılarından. Kahvelerden çıkan insanlar sokak aralarından çıkanlar yerden eline taş alan bunlara fırlatmaya başlamış daha arabalardan inmeden geri dönüp zor kaçmışlar. Çok şaşırdım neden sizi taşladılar? Diye sorduğumda cevabı şu olmuştu; Yahu nerden bilelim meğer o bölgeye lüks binalar yapılacakmış yüz binlerce dolara arsa satılıyormuş mahalle haklıda bölgenin rant değerinin bozulmasını istemiyormuş.Senin anlayacağın kim takar hak,iş özgürlüğü demişti.Günay Abimin anlatımıyla yaşananları gözümde canlandırıp gülmekten yerlere yatmıştım.
Aslında anlattığınız anekdotta güzel bir öykü doğurur... bu tip anekdotlar bol sizde, her birini öyküleştirseniz, öyküye doyarız... değerlendirmen ve beğenin için çok teşekkür ederim...saygılar
Bu ülkenin halkı işte böyle bir halktı; birisini sevmeye görsün, onun için canını verirdi. İktidarda bulunan partiyi de onca yolsuzluğa bulaştığı halde bu halk, sırf parti başkanını canını verecek kadar sevdiği için yıllarca tek başına iktidarda tutmuştu. Sonra, o parti başkanını da Cumhurbaşkanlığı makamına taşımıştı.
Çok güzel bir hikaye gerçekten. Hayatımızın gerçeğini nasıl da resmetmiş kelimelerle yazarımız. Çok da akıcı bir dil kullanmış. Merak ettim doğrusu olayın sonradan nereye bağlandığını. Herhalde evini orada bırakmış, ama başka bir yerde yeni bir yaşantıya başlamıştır sanatçı. Öyle ya, başka yörelerde de villalar, siteler yapmak, yeni müşteriler bulmak gerekli. Nasıl geçinecek yoksa insanlar. Hatta, komisyon bile almaya başlamıştır. Belli mi olur?
Her zamanki gibi, yine enteresan bir konu... Mükemmel bir sunum...
Bu kadar olmasa da benzer olayların bol olduğu bir dünyada yaşıyoruz... bu olayın çok benzeri olan bir olay Amerikada yaşanmıştı, kurgu oradan aklıma geldi. Olayın detaylarını tam hatırlamıyorum, sanırım belgesel kanallarından birinde seyretmiştim. Oradaki olayda bir inşaat şirketi uçsuz bucaksız bir bataklığı kurutarak üstüne binlerce ev yapmış ve bu evlerden bir kısmını kamuoyunun tanıyıp sevdiği isimlere hediye ederek, "bakın sitemizden filancalar daire aldı, gelip sitemize yerleşerek yaşamlarını sitemizde sürdürecekler" diye bir haber ve reklam düzenleyerek satışları hızlandırmıştı... Değerlendirmeniz için teşekkür ederim...Saygılar
Muhtar son açıklamada başlangıçta öyle bir niyetleri yokmuş gibi bir intiba yaratsa da, bence takiyeyi şöhreti ilk gördüğü an başlattı. Basının haberdar olmasını da sağlayıp reklamı patlattı gibi sanki... değerlendirmeniz için teşekkürler...saygıyla
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.