15
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1360
Okunma


Her gün güneş doğuyor, her gün dünya uyanıyor, her gün çoğu insan gülüyor ama bazıları ise sadece ağlıyor… Karşımda bir dünya gülüyor bana… Sen gül dünya, nasıl olsa ağlıyor her gün birçok Güldünya…
Sadece Güldünya mı ağlıyor zannediyorsunuz… O sadece bir tanesi içlerinden ve belki de en şanslılarından… Töre cinayetine kurban gitmenin neresi şans diyenleriniz olabilir, haklısınız da… Ama düşünsenize bir kere, en azından onun için ağlayan birileri var bu dünyada, evet belki gülmedi Güldünya ama onun için ağladı bütün dünya…
Güldünya, Güldünya
Ağla dünya, gül dünya
Güldünya’yı vurdular
Bunu böyle bil dünya
demedi mi Zülfü Livaneli…
Ya da;
Canım abim vurma beni
Bu dünyadan alma beni
Dökülür mü kardeş kanı
Bir karında yatmadık mı
Bir anadan doğmadık mı
Bir memeden doymadık mı
Bin bir yarayla tek bir kurşunla gitti Güldünya
Kim farkında kimin umrunda yandı bir dünya
Seni gönderene söyle
Köydeki büyük meclise
Söyle daha çocuk yaşta
Üstüme çıkan herife
diye yazılmadı mı başka bir şarkıda…
İşte dedim ya, bence şanslıydı o içlerinde, kötünün iyisi dedikleri türden anlayacağınız… O sadece bir isim değil, yıllardır süre gelen töre cinayetlerinin sembollerinden birisiydi artık...
Ailesinin korkusuyla yaşadığı yerleri bırakıp İstanbul’a kaçıp gelmişti, suçu ne miydi? Evlilik dışı ilişki… (ki bu evlilik dışı ilişki adı altında geçen durum teyzesinin kızının kocasının tecavüzüdür) Kardeşleri kendisini öldürmek için peşine düşmüş olan bu çaresiz kız ne yapabilirdi ki artık… Çocuğuna Umut ismini koydu sadece, belki bir umut olur yaşaması için diye…
Ama işte öyle dur durak bilmeyen bir lanet ki bu töre dedikleri, sokak ortasında kurşunlayıp, yaralamayla yetinemeyen kardeşleri, hastaneye kadar sürükledi peşinden… Yarım kalan iş orada son buldu anlayacağınız… Oysaki öyle bir yüreğe sahiptir ki Güldünya, hastaneye gelen gazetecilere kardeşlerinden şikâyetçi olmadığını anlatmaktadır. Ama ondaki o kocaman yürek ne yazık ki diğerlerinde bulunmamaktadır. O vakitten sonra Güldünya artık ne gülüyor ne de ağlıyor… Sadece öylece yatıyor soğuk bir morg odasında…
Söyler misiniz bana lütfen, öldürüldükten sonra ailesinin cenazeye sahip çıkmasının bir anlamı var mıydı? Ya da arkasından yakılan ağıtların…
Hiçbirimizin kendi ailelerimizi, yaşadığımız şehirleri seçme şansımız yoktu bu dünyaya gelirken. Evet, belki şanslı bir bebek olarak geldik bu dünyaya fakat o kızların yerinde olma olasılığımız da çok yüksekti… Hiç düşünen oldu mu bu olasılığı aranızda? Ya da biraz empati kurmayı denediniz mi hiç? Her an her istediğini yapabilme ve istediği gibi özgürce yaşayabilme şansına sahip kişiler olarak hiç kendimizi onların yerine koyduk mu?
Ben denedim, biliyor musunuz sadece midem bulandı, düşünmeye bile tahammül edemedim.(Anladım ki empati kurmak bazen acı veriyormuş insana…) Düşünmesi bile bu kadar acıtıyorsa insanın yüreğini, yaşaması nasıl oluyordur kim bilir…
İlla ki bir bayan olmanız da gerekmiyor bunları anlamanız için, diyelim ki şanslı bir erkek çocuğu olmak yerine, bir aşiretin erkek evladı olarak geldiniz bu dünyaya. Daha bıyıklarınız bile terlemeden tutuşturuverdiler buz gibi bir silahı avucunuza ve kanınızdan, canınızdan olan kardeşinizi vurmak üzere saldılar sizi yollara… Bir düşünün bakalım… O saf delikanlılar kendileri mi seçmişti bu hayatı ya da siz kendiniz mi seçtiniz bu olaylardan uzakta doğmayı…
Şanslı olmayı ben istemedim, zira şanssız olmayı hiç istemezdim…
Ama eğer ki şanslıysam bir şeyler yapmalıyım diye düşünmekteyim…
Elimden geldiğince, dilimin döndüğünce…
Bütün bu anlattıklarım ne mi?
İnsana insan gibi değer vermekten aciz, sevginin ne demek olduğunu unutan bir toplumun suratına vurulması gereken koca bir tokat, bir başka deyişle utanmamız için başka bir sebep, tabi utanacak yüreğimiz kaldıysa…
Belki de o kızların, kadınların yerinde olmak ile şimdiki yerimizde olmak arasındaki o incecik çizgiyi fark etmenizi istedim…
Son beş yılda Türkiye’de 1091 töre ve namus cinayetinin işlendiğinden kaçımızın haberi var ya da kaçımız durup bu konu hakkında ne yapabiliriz diye düşünüyoruz?
Nasıl bir zihniyettir ki bu, tecavüze uğrayan kadınları suçlu ve kirli gösteriyor insanlara…
Nasıl bir cehalettir ki bu, kadınları öldürmeyi namus temizleme olarak görüyor…
Ve nasıl bir insanlığız ki biz, gazetelerin üçüncü sayfalarında bu olayları okuyup sonra da umursamazca devam ediyoruz yolumuza…
Not: Not ne mi? Her zaman dediğim gibi, EĞİTİM ŞART !!!
Pelin…
11.Temmuz.2008