5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1416
Okunma

"İnsan gözlerinin başardığı en yüksek şeyi
yaptım ben. İmkansızı denedim.
Her şeyimi şansa bıraktım.
Sonucu belirleyen zar, duruyor, duruyor
anlamıyorum bunu- ve kaybettiğimi."
Beşir Fuad
Keşke :
dünyanın bütün dillerini bilebilseydim… Keşke bir edebiyatçının romanında, hikayesinde, şiirinde ya da veciz bir sözünde var olabilseydim. Keşke Ölümsüzlüğe karşı ihtilalimi onların eserleri sayesinde gerçekleştirebilseydim . Öğrenebileceğim her dilin yazarıyla tokalaşmak, onlarla aynı masada her ihtilale karışmak, sessiz bağrışmalarını sokak aralarından köşe başlarına kadar taşımak, özgürlük naralarını her dilde dünyaya anlatmak, bağırmak ne güzel bir duygu değil mi ?
Bu duygu sayesinde:
hiç kimsenin olmayan edebiyat, hepimizin ortak değeri değil mi? Onların dünyasını , kendi dünyamıza ne kadar var edebilirsek, bu ihtillalişuur dünyayı anlamamıza, onu yorumlamanıza ve ona yapacağımız katkıyı bize ilk itiraf eden ayna olacaktır.! Mutlaka o aynaya bakın. Çünkü, o aynadaki kişi , kesinlikle sizsiniz !
‘’ötekini arıyor ben ; kendine’’ … ‘’ daha yaşayacağız,-çiçek tozlarının bilgisinde,- değişiyor sesim yalnızlıkta.,zengin us bekliyor bahçesinde gölgesini ‘’ Dünyayı başkalaştıran-ona başkaldıran şiir , güneşin doğuşuyla yeryüzünde insana eşlik eden gölgelerin ,ey ötesi ve hiç duygusu kadar ; gece ay ışığının öteki ben ve yitik tin’lerin uyuyan duygu’ları kadar, kendini okuyucusuna hissettirecektir. Öyle ki, yaşadığımız hayatın ardındaki gizemi sergileyen şiir, duygu ve düşünceyi ne deşifre edecek ; ne de inkara gidecek …Böylece elimizi-avucumuzu dolduran sözcükler, sessiz çığlıklara dönüşerek , önce ben duygusunu , sonra sen ve ardından yavaş yavaş şairin şiiri(duygusu) olmaktan çıkarak ,an an aitlik duygusunu yenecektir. Artık şiir çağını aşmış ve edebiyatın ortak kültürü olma yoluna girmiştir. Elbette şiir şairinden doğarken, önce esin kaynağına ihtiyaç duyacak. Bu ortam oluşunca , şiiri ( eser) yapacak –imgeler , esaret ile özgürlük arasındaki o ince çizgiyi kesin bir biçimde belirleyecektir. Bu özellik şiire ,kalıcılığı getireceği gibi zamanla şiir edebiyat dünyası için esin kaynağı olma yolunda ilerleyecektir.
Düşüncenin önünde- ardında felsefe ne kadar yoğunsa, onun okuyucusuna geçireceği duyguda o denli derindir. Peki şairler kadar yazar-ve düşünürler bu derinliğin neresinden bakarak sözü söyler ? .Nietzsche ‘’En bilge insan, çelişkilerle en zengin olan insandır.. Kafka ‘’ benim yalnızlığım insanlarla doludur’’. Düşünerek şiirin içine düşürülen duygu, şairin ölümsüzlük umudunu ölümlü bir varlığa sunması , onun yeni bir intihar girişimini ( içsel dünyaya dönüş) körüklemiş olacak. Garip ama Beşir Fuat’ın esin kaynağını oluşturan, insan hayatı dışındaki dünya ve o dünyaya ulaşma azmi, ona imge yolculuğunda öyle farklı ayrıcalıklar kazandırmış ki , özgünlük ile özgürlük arasında sınır kaybolmuştur... O düşünce ve imgelerin varlığı şiir ve yazılarında okuyucusunu derin düşüncelere sürükler. Onu şiirlerinden, yazılarından etkilenenler , Beşir Fuat’ın bilinmeyen , anlaşılması zor, derin dünyasında kendi özgün eserlerini yaratamadan orada boğulmuşlardır. Özgünlük Beşir Fuat’ın şiirlerine, yazılarına ayrı bir değer kattığı gibi ; esin kaynağı görenleri ,dünyasında yormuş, ve boğucu duygu yaşatmıştır. Öyle ki yarattığı bu dünyayı açık edecek, Beşir Fuat’ın anlamsızlığına gölge düşürecek –en ufak imge-söz-duygu, düşüncesine karşı ‘intihar Anını ‘hepsine -herkese karşı her an tehdit olarak kullanacaktır…
Onun ardından kendi dünyalarını yaratabilen Cemal Süreyya, Ece Ayhan ve İsmet Özel bu türün özgün şairleridir. Her seferinde eserlerini yorumlamaya çalışanları kendi derinliklerinde boğmaya devam etmektedirler. Bu karşı özgünlük alanında çağının coğrafyasında kendilerine yer eden diğer şairler Nazım Hikmet, Melih Cevdet ,Oktay Rıfat, Turgut Uyar, İlhan Berk aynı değerde ve derinlikte eserler edebiyat dünyasına kazandırmışlardır.
Son Sözüm !
Ölümün büyük bir haksızlık olduğuna inanıyorum. Öyle ki ,giderek büyüyen ,bedenimi saran kronik bir hastalığın acımasızlığı karşısında, amansız acılarımı ancak sanat ve edebiyat sayesinde dindirebiliyorum. Umutsuzluk bedenim ile ruhum arasında gidip-geldiğimde yorgunluğumu dindiren şiir ve nesir .içimde yeşerttiği ormanlarda kaybolup gitmeme en güzel neden.
Nurhan Doğrul ( Berşah )