Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
sami biberoğulları
sami biberoğulları

İMAM NİKAHI MESELESİ

Yorum

İMAM NİKAHI MESELESİ

13

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

3930

Okunma

İMAM  NİKAHI  MESELESİ

İMAM NİKAHI MESELESİ


28 Mayıs Akşamıydı sanırım. Televizyon kanallarından birinde ( ismi lazım değil ) Haberleri seyretmek için ekran karşısına geçtim. Akıl sağlığımızın bozulmaması dilekleri ile başlayan ve aynı dileklerle sona eren bu haber kuşağının sunucusu önce gündemde neler olduğunu belirtti kısaca. Daha sonra ‘’ Bunlara geleceğiz ama günün en önemli haberini sunalım önce’’ mealinde ( Tam hatırlamıyorum konuşmasını ) bir şeyler söyleyerek en önemli haberle başladı haber saatine.

Günün en önemli haberi Anayasa Mahkememizin dini nikah, ya da imam nikahı dediğimiz evlilik akdini bundan sonra serbest bırakmış olmasıydı.

Daha da açık bir şekilde söyleyecek olursak 29 Mayıs 2015 tarihinden itibaren artık Türkiye’de bir erkek ve bir kadın - Aralarında resmi nikah olmasa da- dini nikah kıydırabilecekler.

Bu karar Anayasa Mahkemesinden 12 kabul, dört red oyu ile çıkmış. Oysa daha önceki karar oy birliği ile çıkmış.

Evet…Ahmet Necdet Sezer’in Anayasa Mahkemesi başkanı olduğu dönemde verilen kararla resmi nikah yaptırmadan dini nikah yapan hoca, din görevlisi ya da herhangi bir kişi iki aydan altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılırken 29 Mayıs 2015 tarihi itibariyle bu ceza kalkmış oluyor.

İşte günün en önemli haberi bu (!)

Bana soracak olursanız Türkiye’de değişen bir şey yok ama tabii ki kimsenin gelip de bana bir şey sorduğu yok. Sorsalar anlatacağım da anlattıklarımı anlamayacak pek çokları. Yine de bir yerden başlayayım. En azından içimi dökmüş olurum.

Efendim; sene 1982 idi. Nüfüs kütüğüne göre on beş yaşında olan bir kızla nişanlanmıştım. ( Asıl yaşı on sekiz. Bense yirmi sekiz yaşındaydım. Şimdiki eşimden bahsediyorum…) Çeşitli sebeplerle nişan bozuldu filan derken en sonunda kız kaçırma dediğimiz olay vuku buldu. ( Aslında ben kız kaçırmadım, kız bana kaçtı. Bunu da bu vesile ile itiraf etmiş olayım.)

Kız kaçtı ya da ben kız kaçırdım. Asıl mesele nikah meselesi. Yaş on sekizden aşağı olduğu için ve de veli rızası olmadığından resmi nikah kıymamız mümkün değil. Eh kızı öyle biblo gibi karşımda dikmek için kaçırmadığıma göre, resmi nikah da yapamadığımıza göre mecburen dini nikahla idare edeceğiz artık. O günlerde öyle kızlı- erkekli bir arada yaşama diye bir olay yok. ( Ya da var ama bizim haberimiz yok) ‘’Sevişirim evlenmem, hamile kalırım doğurmam’’ diye bir olay da yok.Vallahi böyle bir şey hissettikleri anda o günün Manavgatlıları ikimizi de sakız kabağı gibi oyarlardı. Yani aslında dindar bir insan olmasam da seke seke o dini nikahı kıydırmak zorundaydım. Dini nikahı kıydırmak lazım olmasına lazım da kim kıyacak? İşin bir de o tarafı var.

Normal şartlarda kolay. Neticede İmam- Hatip Lisesinde öğretmenim. Meslek Dersleri Öğretmeni arkadaşlarımın hepsi de biliyor imam nikahı nasıl kıyılır. İlle velakin hiç birisi yanaşmıyor bu nikahı kıymaya. Resmi nikah olmadan dini nikah kıymak yasak.

Kaldık mı iki ateş arasında? Resmi nikah kıydıramıyoruz çünkü yaş sorunu var. Dini nikah kıydıramıyoruz çünkü resmi nikah olmadan dini nikah yapılamıyor. Nikahsız yaşama denen olay bizde yok. Olsa bile konu komşu taşa tutar insanı alimAllah… Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık.
Ne demiş Demirel Baba: ‘’ Demokrasilerde çare tükenmez’’

Bizim için de çare tükenmedi elbette. Şu anda Ülkücülerin gazetesi olan bir gazetede dini nitelikli köşe yazıları yazan bir abim, bir öğrencimle haber gönderdi: ‘’ İki erkek şahit bulsunlar, komşulardan biri de sorsun ‘’Allah huzurunda filanca kızı falancayı eş olarak kabul ediyor musun’’ diye Ha bir de ‘’Şu kadar mihr-i müeccel ile aldım kabul ettim desin. Bayan da şu kadar mihr-i müeccel ile Kamil Oğlu Sami’yi eş olarak kabul ediyorum’’ desin nikah olur’’ deyince ve de biz bu fetvayı alınca bir komşumuzun imamlığı, iki öğrencimin şahitliği ile dini nikahımızı kıydırmış olduk ( İçimize sinmese de yapacak bir şey yoktu. Temelli nikahsız halvet olamazdık.)

Şunu demek istiyorum: Resmi nikah olmadan dini nikah kıymanın cezayi müeyyidesinin olduğu 28 Mayıs 2015 tarihine kadar bu ülkede sanki hiç resmi nikah olmadan dini nikah kıyılmamış, hiç çocuk gelin olayı olmamış gibi şimdi çıkmış birileri ‘’ şu andan itibaren, özellikle kırsal kesimde, asla resmi nikâh görmeyecek, mirastan pay alamayacak, erkeğin tek sözüyle boşanacak, çocuğunun babasını kanıtlamak zorunda kalacak, nafakayı rüyasında görecek, kuma olacak yüz binlerce kadın, tam anlamıyla papazı buldu!’’ diye ahkam kesiyor.

Vay efendim neymiş. Eskiden kız babaları kızlarıyla evlenmeye talip erkeklere ‘’ Biz sana güveniyoruz ama kanun var, tek başına imam nikâhı yasak" diyebiliyorlarken şimdi diyemeyeceklermiş, hele bir de maddi yönden güçsüzlerse kızlarını para karşılığı satmak zorunda kalacaklarmış.

Hoppala yavrum terelelli. Yahu şu yeni çıkan kanun olsa da olmasa da parası olan bastırıp kızı yaşındaki çocukları dini nikah dediğimiz nikahla kendi malı haline getiremiyor muydu yani bu ülkede? Bu kanun yürürlüğe girdikten sonra mı olacak tüm bu kötü durumlar?

Bu kanundan sonra yukarıda sözü edilen ve kadınların aleyhine olan durumlarda daha da artış olur mu? Öyle çok büyük bir artış olacağını sanmıyorum. Zaten var olan bir durum. Bizim insanımız ( Ben de dahil ) ‘’Resmi nikah olmadan dini nikah yapılamaz’’ mealindeki hükmü zaten çoktan delmiştik. Haa bu arada. Manavgat’tan İstanbul’a kaçtığımızda Manavgat’ta kıydırdığımız ve içimize sinmeyen nikahı tazeledik. Mahalle camiinin imamı kıymadı nikahı ama emekli bir müezzin hiç de nazlanmadan kıyıverdi.Yani dini nikahla evlilik konusunda aslında değişen öyle çok da bir şey olmayacak. Hele hele de üstteki resimde gördüğünüz, gösteri yapan ablaların statülerinde hiç bir değişiklik olmayacak. Onlardan herhangi birini imam nikahıyla eş yapabilecek erkeğin alnını karışlarım.

Anayasa mahkemesinin aldığı bu karar aslında bir başka açıdan ele alınmalıydı bence.

Bu ülkede kanunların yorumlanması iktidarlara göre değişebiliyor. İşte asıl vahim olan bu ama konuyu bu yönü ile ele alan neredeyse yok. Yapılan tepkilere baktığımızda genelde olay çok daha farklı yönlere kayıyor.

Şimdi yukarıda yaptığım alıntıya bir daha dönelim. Ne demiş hatun kişi?

‘’ Şu andan itibaren, özellikle kırsal kesimde, asla resmi nikâh görmeyecek, mirastan pay alamayacak, erkeğin tek sözüyle boşanacak, çocuğunun babasını kanıtlamak zorunda kalacak, nafakayı rüyasında görecek, kuma olacak yüz binlerce kadın, tam anlamıyla papazı buldu!’’

Kadınımız kırsal kesimde imam nikahı yüzünden papazı buluyor da kentlerde neyi buluyor dersiniz? Mesela ‘’Sevişirim evlenmem, hamile kalırım doğurmam’’ diyen kadınlar neyi buluyor? ‘’Resmi nikah olmadan imam nikahına hayır’’ diye yürüyenlerle ‘’ Sevişirim evlenmem, hamile kalırım doğurmam’’ diyenler aynı insanlar.

Seviştin eyvallah. Evlenmedin, ona da eyvallah. Bu arada hamile kaldın. Ona da eyvallah…İlle velakin kürtaj olmak öyle basit bir iş değil… Doğurdun.

Gelsin şimdi sorular?

1- Doğurduğun çocuğun baba mirasından pay alabilecek mi?
2- Doğurduğun çocuğun babasının kim olduğunu kanıtlamak zorunda kalmayacak mısın?
3- Doğurduğun çocuğun babasından nafaka alabilecek misin?
4- Bir erkeğe kendini kullandırdıktan sonra onun kuması olma hakkına bile sahip değilsin. Çünkü arada hiç bir bağ olmadığı için rahatlıkla sana ‘’ Sen de bu işten zevk aldın ben de. Hepsi bu. Şimdi si.tir git başımdan. Ne b.k yersen ye’’ diyebilecektir. Ya da ‘’O çocuğu kimden peydahladınsa git o baksın.’’ diyecektir.
5- Kızlı erkekli yaşanan evlerde siz kız ve erkeklerin oturup masum masum dört kol pişti oynadıklarını mı sanıyordunuz?
6- Nikah akdinin camide gerçekleşmesine hayır ama doğan gayrı meşru çocukları cami avlusuna bırakmaya evet. Bu nasıl iş?

Be hey ahmaklar !

Anayasa mahkemesinin aldığı bu karara tepki göstereceğinize gidip bu kararı çıkaranların ellerini öpün. Bundan sonra artık kızlı-erkekli baskınlarında polise rahatlıkla ‘’ Biz imam nikahlıyız’’ diyebilir rahat rahat kızlı erkekli yaşayabilirsiniz. Resim 3 de ifade ettiğiniz gibi artık dört nala sevişebilirsiniz. Allah’ınızdan belanızı mı arıyorsunuz?

Bu arada 1926 daki medeni kanunumuzdan bu güne kadar bu devleti idare etmiş olanların hepsine birden sesleneyim. Özellikle de tabii ki en son hükümete.

1926 dan bu yana bir baş belası olan Resmi nikah- İmam Nikahı ayrımına bir son vermek bu kadar basitken niçin bu konuyu hâla tartışma konusu yaparsınız anlamam.

Yanlış bilmiyorsam Hrıstiyan dünyasında nikahın resmisini de dinisini de rahipler kıyıyor.( Onlarda zaten böyle bir ayrım yok) İslam ülkelerinin çoğunda da bu işi imamların yaptığını biliyorum ( Kesin emin olmamakla beraber ) Türkiye’de de nikah kıyma hak ve yetkisi belediyelerin bu iş ile görevlendirdikleri memurlar ya da doğrudan doğruya belediye başkanları yerine imamlar tarafından yapılsa ne olur?

Efendim vatandaş ateistse?Ya da dini tören istemiyorsa?

Vatandaş ateistse ya da dini tören istemiyorsa İmam efendi sadece ve sadece ‘’Sizleri karı-koca ilan ettim. Gelini öpebilirsin’’ der. Dua mua okumaz. Zaten dini nikah dediğimiz olayda sadece iki fark vardır: 1- Erkeğin -kadını boşadığı takdirde ona vereceği para ya da para eder malı beyan etmesi ( Mihr dediğimiz şey bu ) 2- Okunan kısa bir dua.( Ki bu bile farz değildir aslında )

Yani imam efendi dini tören istemeyen birine ‘’ İleride karını boşadığın takdirde ne kadar para vereceksin ona?’’ diye sormaz. ‘’ Manası ‘’Allah’ım! Bu evliliği mübarek eyle! Aralarında ülfet, geçim, sevgi ve evliliklerinde sebat nasip eyle, bunları nefret, geçimsizlik ve ayrılıktan koru! Allah’ım! Âdem aleyhisselam ile Havva validemiz, Muhammed aleyhisselam ile Hatice-i kübra ve müminlerin annesi Âişe validemiz; Hazret-i Ali ile Hazret-i Fatıma-tüz-Zehra validemiz arasındaki var olan ülfeti bunlara da nasip eyle! Kendilerine, salih çocuklar, uzun ömürler ve bol rızık ihsan eyle! Âmin. Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara rehber eyle! Ey Rabbimiz, bize dünyada ve ahirette iyilik, güzellik ver. Bizi Cehennem azabından koru! Kudret ve şeref sahibi olan senin Rabbin, onların söylediği uygunsuz şeylerden münezzehtir. Bütün Peygamberlere selam olsun. Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun.’’ Olan ‘’ "Allahummec’al haze’l-akde meymunen mubaraken vec’al beynehuma ulfeten ve mehabbeten ve karara;’’ diye başlayan duayı okumaz olur biter.

Bu kadar basit ve kolay bir meseleyi niçin senelerdir sürüncemede bırakırlar onu da anlamış değilim. Ya da niçin ille de bir belediye görevlisi kıymalıdır nikahı?

Konu kadın hakları mı? Özellikle de kırsal kesimdeki kadınların hakları mı? Müsaade edin de onlar konuşsun biraz. Resim 4 deki gibi donunu taşıdığı pankarta asıp ‘’Namus mu? Kirletmeden duramam’’ diyenler değil.

Neyse..Konuyla çok da ilgili değil ama değerli arkadaşım Ertuğrul Güllü’den arakladığım bir fıkrayla noktalayayım.

Zengin bir kadın petshopa gider. içerdeki papağan:
-Hoşgeldin orospu, der.
Kadın kızar ve petshop sahibine:
-Bu papağanı terbiye et yarın beş katı para verip alcam , der.
Kadın gidince Adam papağanı kafesten çıkarıp kafasını su dolu kovaya sokar ve papağana sorar:
-O kadın gelince ne söyleyeceksin?
Papağan:
-Hoşgeldin orospu.
Deyince adam papağanın kafasını tekrar suya sokar…Papağan en sonunda terbiye olur. Ertesi gün kadın gelir.
Papağan:
- Hoş geldin hanımefendi, der
Kadın:
- Aferin,
diyerek papağana sorar:
-Ben evime bir adamla geldiğimde ne dersin?
Papağan:
-Hoş geldin hanım efendi ve beyefendi.
kadın:
-İki adamla gelirsem?
Papağan:
-Hoş geldin hanım efendi ve beyefendiler.
Kadın bu cevaplardan memnun olur ve tekrar sorar:
- Üç adamla gelirsem ?
Papağan bağırır:
- Recai kovayı getir. Anam avradım olsun bu kadın orospuu

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
İmam nikahı meselesi Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz İmam nikahı meselesi yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İMAM NİKAHI MESELESİ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
cemyurdakul
cemyurdakul, @cemyurdakul
6.6.2015 02:56:57
Sanırım imam kardeşlerimiz bu nikahı devlet memuru statüsünde oldukları için bedava yapacaklar; yada sizin de dediğiniz gibi parası olana kılıf hazır edilecek. Peki çok sayın anayasa mahkememiz bu nikaha bir sayı koyacak mı, yada her imam için bir nikah yaptırabilirsiniz diye bir karar verecek mi acaba. (Elbette cebindeki parasına göre)

Bunun sonucunda ülkemde kaç tane imam varsa o kadar hatun alabilecek mi;

Eminim Diyanet İşleri Başkanlığına da bizim cami bu ay şu kadar nikah kıydı, islama bu kadar hizmet ettik diye bir çizelge gönderirler, hatta çok nikah kıyan imamı Hacca göndereceğiz diye de bir kampanya başlatılabilir.

Yazınızda son derece haklısınız. Ama Hak diyorsanız orada lütfen durun ve bir nefes alın. Hakkı ekonomik gücüne göre oluyorsa insanların; ortada bir sorurn var demektir.

Sandalyeye oturduğunda ayağı yere değiyorsa nikah düşer zihniyeti ile hak arasında çok büyük fark var.
Aras Demircan
Aras Demircan, @aras-demircan
5.6.2015 18:46:49
3 yıl kadar önce tmmm'ne dilekçe göndererek resmi din görevlilerine nikah kıyma yetkisi verilmesi yonunde talepte bulunmustum.. gelen resmi cevapta; konunun kanun ve yasa değişikliği/düzenlemesi gerektirdiği, kanun ve yasa düzenlemesi/değişikliği talebinin de ancak milletvekilleri ve ilgili bakanlık tarafından yapılabileceği, vatandaş olarak talep/teklifte bulunulamayacagi, ancak toplum icin faydalı olacağı düşünülen bir husus oldugu için tum millet vekillerinin şahsına ve tum bakanlıklara "bilgi" olarak iletildigi belirtiyordu..

dilekçe detayında özellikle cami, kilise, havra ve cemevleri olarak belirtmistim.. baska din ve inanclari benimsemiş olanlar icin de belediye ve noterlerce resmi nikah veya evlenme akdi duzenlenmesinin uygun olacağını tavsiye etmistim..

yazınızdan özetle, toplum yararına yeni kanun duzenlemelerinin yapılması ve mevcut ve muhtemel sorunları ortadan kaldırmaya yönelik bir dusunce be çalışmaya ihtiyac duyulduğunu, hatta zaruri hale geldigini, yoksa tartışmalar arasinda sorunlarin ve mağdurların ezilip gitmeye devam edecegi ve unitulacaginin altını özellikle çizdiğinizi anladım..

guzel bir yazi, farkli bir bakış acısı, onemli bir not..

tebrik be teşekkür ederim
saygılarımla
Etkili Yorum
levent taner
levent taner, @leventtaner
4.6.2015 23:54:01
Değerli hocam merhaba;

Her zaman ki gibi detaylı almışsınız

Size cevap yetiştirmek mi hak getire

Çok istifade ettim gerçekten de

Alışkanlıklarımızın tutsağıyız çok kez

Tutuculuğu da böyle algılarım çoğu defa

Doğduğunda bulduğu bir yapıyı değişmez zannetmek, olduğu gibi benimsemek

Temel bir nokta var gerçekten

Yasak gizli kapaklılığı körüklüyor

Bir şekilde yine oluyor ve oluyor

Hele ülkemizde olduğu gibi kanun bilinci, otoritesi zayıfsa

Sosyolojik kurumsallığın yerini is, pas kurumsallığı alıyor

Dini nikâh çok temel bir değere sahip

Resmi nikâh kanunkende değerli ve önemliydi kuşkusuz

Allah'ın huzurunda nikâh kıymak müslüman bir toplum olmanın şanındandır her daim

Elbette kimileri inanmaz, küçümser ayrı konu

Bir sohbette karşılaştığım anekdotu paylaşmak istiyorum, izninizle

İçişleri Bakanlığının düzenlediği kurumlar üstü bir eğitimdeyiz

Bir hafta sonu sabahı kahvaltıdayız

Bir arkadaş dini nikâha karşı çıkacak oldu

Allah ile kul arasında ki bir hadiseye kim ne karışır kardeşim, hangi müessese araya girer, ne cüretle gibi sözler sarf ediyor

Aramızda ilahiyat mezunu bir arkadaş ikna etmeye çalışsa da nafile

Adam Nuh diyor peygamber demiyor

Ağrı'lı bir arkadaş, kardeş dedi;

-Bana ismini bağışlasana

Belki de biliyordu

Meğer dini nikâha karşı çıkan arkadaşın adı Muhammet imiş

Muhammet deyince

Bizim Ağrı'lı, Muhammet bey fetvan hiç Muhammed'inkine benzemiyor demez mi? Gül Allah gül

Bazen ilim değil de pratik zekâ daha etkin bir öge olmalı vesselam.


Yalnız değerli hocam müsaadenizle bir hususa takılıyorum

Resmi nikâh mecburi olmaktan çıktıkça hudutsuz eş almalar da peyda olur mu?

Şimdi bana olacaksa resmi nikâh varken de olur dermisiniz bilmem de

Her şeye rağmen bir fren tertibatı olur diye düşünüyorum

Teşbihte hata olmaz, babasının yanında sigara içemeyen gencin sigara içiminin biraz daha sınırlanması misali

Bunu paket taşıyan gençlerdende dinlemişimdir

Babamın yanında içemiyorum, o varken iki de bir balkona veya dışarı çıkmakta olmuyor, bir nebze de olsa sınırlayıcı oluyor, iyi de oluyor dediklerini biliyorum

Bir de hocam dünya sistemiyle birlikte her alanda seküler bir sistemi nesillerdir yaşıyoruz

Sınırlı alanlarda dinsel tatbikatlar sistem içerisinde korkarim ki bütünlük arz etmeyecektir

İsmet Özel'in vaktiyle "şeriatın kestiği parmak" başlıklı bir yazısını hatırlarım

Elbette islam hukuku Kur'an-ı Kerim'in parçasıdır

Ne var ki kapitalist bir sistem de salt hukuğu İslam hukukuna bağlarsanız o zaman şeriatın kestiği parmak acıyacaktır diyordu yazar ve devamında da şariatın kestiği parmağın acımaması için o parmağın evveliyatta da şeriata ait olması gerekir demekte idi

Burada denilmek istenen; eğitimiyle, kültürüyle, ekonomik sistemiyle islam değilsen sadece hırsızlıkta şeriatı hatırlarsan o zaman şeriatın kestiği parmak acıyacaktır yönünde olmalı

Şimdi resmi nikahın gerekmemesi de kadının aleyhine durumlar meydana getirecektir bence

Toplum, düşünsenize dini nikâh kavramına bile yabancı günlük telaffuzda imam nikâhı ya da hoca nikâhı denilmek suretiyle, konu Allah ve din kavramından çıkarılarak insan varlığına bağlanıyor

Hani örfi tasavvurun dinin önüne geçmesinden bahsediyorum

Toplum da, islamı hakkaniyet anlayışı dairesinde kavramak kuşaklar içerisinde zayıfladı

Dolayısıyla istismara ve sömürüye açık bir alan var bence

Toplum yeri geliyor dinin bir çok yönüne o ilgiyi göstermiyor ya da islamın özü ve ayrıntıları konusunda bilinçsiz ama kadın namusu neredeyse tek başına dindarlığın tezahürü halini alabiliyor

Dolayısıyla meseleye salt, kanun eskiden de engel miydi sanki ya da ne kadar engeldi ki şeklinde dudak bükmem bilmem ki doğru olur mu?

Saygı ve selamlarımla...
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45), @emineuysal-emine45-
4.6.2015 22:15:48
Merhaba Sami hocam, bu konular daha çokk tartışılır. Bir çözüme ulaşır mı ulaşmaz mı onu zaman gösterir.

Sona eklediğin fıkra bolce tebessüm estirdi yüzümüzde :)

selamlar
bekir odaci
bekir odaci, @bekirodaci
4.6.2015 21:43:26
Hocam ben her şeye rağmen yinede resmi nikahtan yanayım en azından belgeli Dini nikahta sizleri karı koca ilan ettim dua okunacak o kadar yazılı bir belge yok nasıl olacak saygılarımla selamlar
mori kız
mori kız, @mori-kiz
4.6.2015 20:00:17
Şeriatın geldiği gün nasıl bir yazı yazarsınız merak ediyorum şahsen; zira devletin treninde “harem selamlık” dönemi başladı!.. Yani tohumlar ufaktan atıldı bile. Her şey ele geçirdiler bu şekilde yasaların oylanmasında karşıt durumların çıkmayacağı aşikâr. Türban denen "velev" bile ilk okullara kadar düşerken recmin gelmeyeceği ne malum.

Ah benim güzel ülkem kara mizaha malzemesin hâlâ ve üç beş şakşakcının alkışına.
Yekta Attila
Yekta Attila, @yekta-attila
4.6.2015 19:27:54
"NAMUS MU? Kirletmeden duramam!" diyenlerin, kadının erkek (ataerkillik) karşısındaki pasif konumunun, hatta nesneleştirilmiş durumunun onayına hizmet ettiklerini, kadının 'özgür iradesi' ile bir ilgisinin bulunmadığını, özellikle bu tarihi sürecin bireyi iradi yanından soyutlamasına, yani 'yabancılaşmaya' eklemlendiğini fark edemediklerini söyleyebilir miyiz?...
Ta Sümer'de bile fahişeliğin kurumlaşmış olmasının, fahişeliğin kadının 'özgür iradesini' ispat ettiğini kabuk edersek, o günden bugüne kadının mücadelesini, yani onu bir 'obje' gibi değerlendiren anlayışlara karşı duruşunu göz ardı ediyoruz demektir...bence.
Daha başka bir ifadeyle, temizliği namus temsil etmeyecek de, ne temsil edecek?...
Kadın ırzıyla, namusuyla kadın olmayacak da, kapısındaki askısında yer alan şapka sayısıyla mı kadın olacak?...
İşte böyle , hocam, bizi de o fıkradaki papağan durumuna düşürüyorlar :)))
Saygı ve selamlarımla...
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA, @erayozgorsarikaya
4.6.2015 17:35:03
bende yıllardır senin gibi düşünüyorum. İsteyene imam gelsin resmi nikahla birlikte dini nikahıda kıysın isteyene belediyenin memuru sadece resmi nikah kıysın. Böylelikle imamlar ezan okuyup cemaat e namaz kıldırmaktan başka ne iş yapıyor diyenlere cevap olur hemde devlet nikah memurları tasarrufu yapar. Fıkraya gelince kelimeleri kullanırken biraz daha kibar ve argodan uzak dursan sevinirim. Selam ve sevgiler
Bir tutam hayat
Bir tutam hayat, @birtutamhayat
4.6.2015 15:58:38
Fıkra,
biriktirdiğim tüm yorum cümleciklerini silip süpürü aklımdan.
Çok güldüm gerçekten.
Yazıya gelince;
nikahsız mikahsız, beraberce yaşamak serbest,
imam nikahı yapmak yasak.
Böyle saçmalık,
herhalde sadece bizde olur.
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş, @ahmetbektas
4.6.2015 13:06:23
Güzel bir yazı okudum. Tebrik ederim. Benim bu konudaki görüşüm de şu; bir reşit kadın, bir de reşit erkek bu iki kişi arasında 3. kişiye ne düşer, bilirsiniz! Yani demem o ki önemli olan nikah değil önemli olan rızadır ve bu rızanın taraflarının reşit olması yani aklında bir sınırın olmaması bu yaş olarak belirlenmeye çalışılsa da bazı orta yaşta ve ileri yaşta da reşit olma sorunu olabilir! Nikah iki kişi arasında bir sözleşme aslen. Bunun dinsel alanda da böyle olduğunu biliyoruz! Bunun sorun edilmesinin nedeni; reşit olmayan kişilerin birlikteliğinde oluyor! Yani iki reşit özgür kişinin kararı değil de çevredeki egemen kişiler aile ya da akrabaların işin içine dahil olmasında. Bu yüzden devlet veya imam veya belediye bu işi üstlenmiş. Oysa iki kişi arasına bu iki kişi akıl bakımından kendi kararlarını verebilecek rüşde sahipse başkalarının bu konuda dahil olmaya çalışması zaten gereksiz olacak! Toplum reşit olsa, bu konuda gereksiz tartışmazlar bile! Yani dinsel açıdan da devlet açısından da iki özgür bireyin alanına kimse girmez ama reşitlik sorunu oldukça bu tartışma devam eder! Yani dinde de aslen cinsel açıdan özgürlük var aslında cinsel özgürlük olmalı. Bir kız babasının ya da ona egemen olan akrabalarının isteğiyle birinin koynuna girmeye zorlanamaz. Aynı şekilde bir erkek için de bu var! Aklı başında olanlar zaten kimseyi kendi yatak odasına sokmaz! Son tahlilde bu sorun. Devlet ya da din sorunu değil. Bireylerin reşitlik sorunu olarak yansıyor. Tebrik ederim. saygı ve selam ile.
AYSE 09
AYSE 09, @ayse09
4.6.2015 10:30:48
ay papağan bile isyan etti
hocam güldürdünüz sağ olun
iyice zıvanadan çıktılar artık nikah ta bitti desenize imam nikahı var ya
oy oyy ne günlere kaldık demeden edemedim
saygımlasınız
İlhan Kemal
İlhan Kemal, @ilhankemal
4.6.2015 02:36:56
=> Yanlış bilmiyorsam Hrıstiyan dünyasında nikahın resmisini de dinisini de rahipler kıyıyor.( Onlarda zaten böyle bir ayrım yok)

Amerika'da evlenmiş biri olarak ilk elden yanıt verebilirim: Hayır, böyle bir ayırım var. Ama kanunlar her ikisinin aynı anda yapılmasına olanak tanıyor.

=> 1- Doğurduğun çocuğun baba mirasından pay alabilecek mi?
2- Doğurduğun çocuğun babasının kim olduğunu kanıtlamak zorunda kalmayacak mısın?
3- Doğurduğun çocuğun babasından nafaka alabilecek misin?
4- Bir erkeğe kendini kullandırdıktan sonra onun kuması olma hakkına bile sahip değilsin. Çünkü arada hiç bir bağ olmadığı için rahatlıkla sana ‘’ Sen de bu işten zevk aldın ben de. Hepsi bu. Şimdi si.tir git başımdan. Ne b.k yersen ye’’ diyebilecektir. Ya da ‘’O çocuğu kimden peydahladınsa git o baksın.’’ diyecektir.
5- Kızlı erkekli yaşanan evlerde siz kız ve erkeklerin oturup masum masum dört kol pişti oynadıklarını mı sanıyordunuz?
6- Nikah akdinin camide gerçekleşmesine hayır ama doğan gayrı meşru çocukları cami avlusuna bırakmaya evet. Bu nasıl iş?

Bu soruların hepsi dini nikah olmadan da rahatlıkla halledilen konular. Çocuklar hiç bir haklarını kaybetmeden hayatlarına devam edebiliyorlar/başlıyorlar (bkz. Common-law marriage) (Ailemin Avrupa'da yaşayan bazı bireyleri de hukuki olarak bu durumdalar).

=> Vatandaş ateistse ya da dini tören istemiyorsa İmam efendi sadece ve sadece ‘’Sizleri karı-koca ilan ettim. Gelini öpebilirsin’’ der

Bir ateist için imamın nikah kıyması, bir müslümanın papaz ya da haham karşısında nikaha oturmasından daha ağır bir durumdur.

Saygılarımla.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL