"Nârın da hoş, nûrun da "


Size açılabilir miyim ? Anlata bilir miyim ki mecalimi ?
İçimi dökebilir miyim bir çağlayandan dökülür gibi, sancılarımı...
Bir merdiven dayayabilir miyim ? Yüreğimin merkezine ?

Kendimi unuttuğumda, unutmayan beni ;
Sürem var mı acaba, seni daha çok sevmeye ?

Bilmediğimiz görmediğimiz ruhlar aleminden, ağladığımız sevindiğimiz gözle görülür aleme geldik, Yaratan, sevmiş yaratmış, övmüş yaratmış.

Öyle bir alem ki güzel bir dinle şereflenmiş " Bir müslümana çatık kaşla bakmak haram. Herkese güler yüzlü olmak müminin sıfatı , " Ya hayır konuş ya da sus" emredilmiş ."

Kıymetli günler, hazine gibi değerli gecelere döşenmiş.Ve o gecelerden biri bu gece... Davetliyim, benim hakkımda karar verilecek, af ya da ceza... Katılmamak olmaz benim duruşmam, benim davam. Halimi arz etmeliyim, noksanlarımı söylemeliyim, ondan kopmakla bu hale geldim. Rabbimin huzurunda belki de yalvarışlarımla af lütfuyla müjdelenir gecem.

Yine de kabulumdür zindansa emrin, vur zincire bir ucu sana dayandıktan sonra.
Evvabin namazı ile huzurundayım, senin sevginle ayaktayım.

Aşkına muhatap ettiğin için
Kusurlarımı örtüğün için
Elime dokunduğun için
Yüreğime damladığın için
Yüzümde tebessümünü sergilediğin için

Sonsuz teşekkür.
Sonsuz hamd.
Sonsuz şükür.


Hazır mısın yüreğim, nârına da nûruna da,
Rahmetinin ikliminde iliklerime kadar ıslanmaya...
Onun huzuruna çıkmaya...

seMa