Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş

Tatlılardan Ne Alırdınız

Yorum

Tatlılardan Ne Alırdınız

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

622

Okunma

Tatlılardan Ne Alırdınız

Tatlılardan Ne Alırdınız

Uzun yazılar pek okunmaz, kısa yazılar da tam anlaşılmaz! Sloganlarla da yol alınmaz! Demem o ki "Oku" manasında bilgi sahibi olmaya çalışmak gerek!

Bakınız, öğrenmek şöyle bir şey; öğrenmek bilgileri ezber etmek veya çok bilgiye ulaşmış olmak değildir! Ulaşılan bilgilerin içselleştirilmesidir! Yani bir bilgi içinizdeki bir soruyu cevaplıyor ise öğrenmişsiniz demektir o konuyu! İlgi bilgi çeker bilgi de bilinç oluşturur! Öğrenmek ise bilinç oluşumudur! İşte bilgi savaşlarının hedefi algı oluşturmaktır! Herkes kendi algısını oluşturacak bilgileri yaymaya çalışır! Burada bireyin kendi açısından yapacağı şey; bu yayılmaya çalışılan bilgilerden oluşturduğu algısını korumak ya da başkalarının onun algısına bilgi ile müdahalesine karşı kendi bilgi ulaşım ve değerlendirmesini yapmak!
Bu bilgi savaşlarıyla yapılan algı savaşı günümüzde zirveye çıkmış durumda. Egemen olanların, insanların merak ettikleri ya da kendilerini bilgisiz hissettikleri alanlarda pek çok bilgi oluşturup bu boşluğu doldurmak ve tabi ki ilgi uyanmış bilgiler içerisine kendi algılatmak istediklerini yerleştirmek! İnsanlar arasında merak ve ilgi çeken konular içerisine kendi kutsal ya da etik ya da popülist ya da ticari algılarını yerleştirmek! Yani uyanık olanların, kendi menfaatleri ve istekleri doğrultusunda insanlar arasında algı oluşturmak! Bilgiyi kontrol etmek ilk adım elbet! Karşı bilgileri de bir şekilde yok etmek yayılmasına mani olmak! Görünen bu!

Neyi okuyalım? Önce insan kendini okuyacak, sonra evreni, başkalarının yazdıkları da evren okumaları kapsamında! Yani kaynak sınırsız kaynağı herhangi bir kutsal kişi ya da öğretiyle sınırlamak ise zaten "Oku" manasını tam karşılamaz!

Kişi "Ben" tanımlaması yaptığında bu tanıma sıkışacak, sıkıştığı tanımdan kurtulmak için de "Ben" inkarı yapmaya çalışır "Biz" söylemine kaçar ama yine tanımından kurtulamaz! Başkalarını tanımladığında ise zaten isabetli bir tanım yapamaz! Çünkü insan en iyi kendini bilir! Kendini bile tanımlaması sınırlamak olduğundan başkasını bir tanımla sınırlamak, tam bir yetkisizliktir!

"Ben” demeyi neden istemez arifler; "Ben" i tanımlamak istemiyorlar da ondan. Yani "Ben" i bilmek "Ben" i tanımlamak değil. Beni bilmek benin sınırsızlığını anlamak! Tanımladığında "Ben" demiş olacak öyle anlatılmış. Yani bizler "Ben" den kaçıp "Biz" e sığınalım diye değil bu!

Bütüne bakmak gerekir! Herkesin kendi açısından göreceli bakmasını doğal karşılamak gerek. Bir konuya başkasının açısından bakınca durumu daha iyi anlarız! Mesela, tarihsel süreçte; büyük imparatorluklar işgallerle büyüdükten sonra yıkıldı. Bu imparatorlukları yıkanlar açısından bakınca kendilerini kurtarmak refleksini görebiliriz! Yani ya yıkacak ya yıkılacak! Bu ikilemde ikisinden biri doğal sonuç olacak. Kimse "Gel beni yık" demez! Önlemini alır! Komik olan şu; mesela “Roma İmparatorluğu" yıkıldı! Sonrasında benzerleri de yıkıldı! “Sanayi Devrimi” ile yeni dengeler oluştu! Eski imparatorlukların sempatizanları şunu mu diyor acaba satır aralarına saklayıp; "Bizim imparatorluğumuzu yıkmasaydınız, ne güzel biz sizi yıkacak idik" Yani ben de diyorum; "Tatlılardan ne alırdınız?"

Son tahlilde; kişi kendi merakına ve ilgisine karşılık olacak bilgileri bizzat kendisi özenle temin etmelidir! Kendi algısını kendisi oluşturmalıdır! Bir bilgiyi içselleştirirken o bilgi içerisine saklanmış olan algıyı da fark etmeli! Yani kimse babasının hayrına bir bilgiyi insanlara sunmuyor! Bilgi yaymak isteyenlerin mutlaka bu bilgiler içerisinde algı yaymaları da kaçınılmaz! Reklamları bilirsiniz mutlaka araya sıkıştırırlar! Bilgi arasına reklam olarak sıkıştırılan yine fark edilir içeriğe sıkıştırılan algı daha zor fark edilir!

O kadar bilgiyi yedirdikten ve istedikleri hedef algıyı oluşturduktan sonra ağız tatlandırıcı olarak sorarlar; “Tatlılardan ne alırdınız?” Ha ben de kendi algımı yazdım, ona göre dikkatli okuyun, benim algıma kapılmayın, kendi algınızı kendiniz oluşturun.

Saygılarımla,

Ahmet Bektaş

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Tatlılardan ne alırdınız Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Tatlılardan ne alırdınız yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Tatlılardan Ne Alırdınız yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
Yekta Attila
Yekta Attila, @yekta-attila
25.4.2015 15:02:23
Ortadaki olaya öyle bir açıdan, öyle güçlü bir 'borazan' imkanıyla yaklaşırlar ki, ortamda oluşturulan yankılardan önce kafayı toplamak bir mesele haline gelir...
Ortam bilinci bakımından yetersizliği tescilli, makro ve/veya mikro özne, sersemletilmeye, iyice edilgenleştirilmeye çalışılır...Artık, şuursuz biçimde "duydum", "okudum", hatta "seyrettim, izledim" ağzıyla konuşturulmaya başlanır; özne, özgür iradesiyle hareket ettiğine inanmaktadır: Böylece algı operasyonunun en önemli safhası tamamlanmış olur...
Artık onu kitleselleştirmek çok kolaylaşmıştır...
Bu mekanizma, okuma-yazma sorunu olan, düşünme tembeli, şifahi, töresel, güvensiz...bir yerde kuruldu mu, artık terörist halk kahramanı, maceracı yeni yetme kurban, sorumsuz ebeveyn mağdur, 'hesap uzmanı ' da (!)...
Neyse...
Önce bir araya gelmeden, yani önkabulsüz, önyargısız bütün kaynaklara açılmadan, okuma yapmadan ayrışmak, bir kısır döngüden, şu naçizane ifade ettiğimiz mekanizmadan öteye geçmez...
Vesselam...
Saygılarımla.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL