O gün anneler günüydü. Babasıda bu gün anneler günü annenize ne aldınız deyince.
Kızım her zaman ki gibi kendi elleriyle boyadığı o harikulade resmi bana hediye etmiş,
ve hala yeterli bir şey verememenin ezikliğini hissedercesine beğendin mi anne?
Canım çok güzel. Beğendin mi gerçekten anne? Tabi kızım nasıl beğenmem çiçeğim.
Biliyorsun çizdigin çizgileri bile saklıyorum.
Büyük oğlum boynuma sarılıp bir öpücük kondurmuştu.
Küçüğü de elinde bir demet ebruli lale ile ağlayarak içeri gelmişti.
Neden ağlıyorsun oğlum? O an bahçeye çıkmış olan babasının sesini duyuyordum.
Bahçede tek çicek bırakmamış, hepsini yolmuş. Neden kopardın oğlum? Babanı kızdırma!
O ise sımsıkı elinde tuttuğu lale demetini kızgın bir şekilde içeri giren babasına
(Das ist für Mama) Annem için demesin mi? İkimizde şaşırmıştık.
Ach canım, can kuşum, kuştatlım o minicik ellerine kurban, beni ne kadar mutlu ettiğini bir
bilsen can oğlum.
Saat 15:59 18.06.08
Bad Hersfeld, Zeynep Sekerci
Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
esasen ben anneler-babalar-sevgililer ya da başka isimlerle özdeşleştirilmiş olan kalıpsanmış günlere oldum olası karşıyım.Duygu ve düşünceler asla 24 saate sığ maz.Saygı-sevgi-özlem-hasret-anma-gibi yüreğimizin otağına konaklayan değer ler simgesel bir gün adı altında kutlanmamalı,gönüller bu tutkuyu,bu hissiyatı daim yaşamalı. Belirli günler geçmişten günümüze birilerinin işine yaramış hep o birileri kazançlı çıkmış ve böyle günlerden aslan payınıda rantiyeciler elde etmişlerdir. Dolayısı ile anneler gününe dönecek olursak,gün en çok çocukların mutluluğu-coş kusu-heyecanı ile sürer.Bir başka sevinçlidir anneler gününde çocuklar.Öylesi hoş bir telaşla günler öncesinden hazırlanırlar,annelerine en iyi sürprizi yapabilme adına.Bu da gelecek hayatlarında geçmişlerinden taşıyacakları en önemli anıları arasında yer alacaktır.Mamafi her şeye rağmen benimde anneler günü için sayfam da paylaşmak istediğim unutulmaz bir gerçeğim var.Yıllar önceydi bir anneler gü nü tesadüf bu ya,yine yoğunbakımdan 3-5 gün önce çıkmışım,tıpkı şimdi olduğu gibi tedavim devam ediyor.Böbrek enfeksiyonum had safhada...hastahanedeyim. Dışarıda baharın en güzel güneşi,ağaçları,kuşları,çiçekleri,böcekleri ve de ebe veyinleri ile alemi cümbüş yaşanıyor....Ben camların ardında bir mahkumum. İyileşebilme umudu ile sabır vagonlarım dolu,dolu....geçişlerle geziniyorum.Bütün bu güzellikleri sadece bakışlarımla ve camların ardından bu can sıkkın bunalıyorum. Yasaklar kimin umurunda,yine tüttürüyorum bir cigara ohhh...sefam olsun derken o anda doktorumu,ekibi ile odamda buluyorum.Lütfen eve gitmeliyim...çocuklarım yalvarıp,duruyor diye ricada bulunuyorum...Doktorum,üzgünüm imkansız bu gün iki ünite kan,yanı sıra ilaçlı serumlarınız var.Yoo...gönderemem,bu riskede gire memki diyor.Derin bir iç çekiyorum aman..sayfalar ne güne duruyor ? başlıyoum kağıtlarımı karalamağa.Hiç durmaksızın çalıyor telefonlarım,arayıp duruyor tüm dostlarım,yakınlarım.Düşünce alemimde yol alırken,odamın kapısı açılıyor minikle rim elleri arkalarında içeriye giriyorlar öyleki kahraman edası ile.Babalarıda arka larından geliyor.Önce küçük oğlum ..kapat gözlerini sana bir sürprizim var anne.. Kapatıyorum gözlerimi koşarak atlıyor üzerime,üstüm,başım toprak..hemde nemli ımmmm....nefis kokuyor.YAĞMUR SONRASI TOPLANAN BÜTÜN OTLARI....ÇİÇEKLER diye getirmiş bana minik.Babası da bu davranışın,çocuktaki yaratıcılık ruhunu or taya çıkardığından dolayı tepkisiz kalmayı tercih etmiş.Diğer oğlum da,arkasında kenetlediği iki elinin arasından kendi çizdiği bir resmi çıkarıyor.ÇİZİM NE KADAR ÇOCUKCA OLSADA...MANA O KADAR BÜYÜK.Eğri,büğrü bir hastahane çizmiş.Sonra karaladığı bir doktor resminin altına ...ANNEM ÇABUK İYİLEŞSİN DOKTOR AMCA.... O HASTAHANELERİ HİÇ SEVMEZ.Diye de notunu yazmış.İşte benim ömür boyu aldı ğım EN MÜKEMMEL HEDİYELER ve CANLARIM...Evet...şimdi canlarım büyüdüler on lar benim hayatla aramdaki BOĞAZ KÖPRÜM...YAŞAM KAYNAĞIM..Bana her anneler günü için en paha biçilmez hediyeler almaları hiç umurumda değil...TOPRAK KOKAN OTLAR....ımmmm hala burnumda tütüyor....ANNEM HASTAHANELERİ HİÇ SEVMEZ...
Benzer duygularını ancak yaşayarak paylaşmak istedim can dostuum...çok anlamlıydı..hepinize öpücüklerle..
Evin telefonu sabaha karşı üç buçukta çaldı. Uyku sersemi adam telefonu açtı. Telefondaki ses annesine aitti. Telaşlandı, korktu başlarına bir şey mi gelmişti? Annesi 'nasılsın oğlum iyi misin' diye sordu. Oğlu şaşkın bir ifadeyle 'iyiyim anne hayırdır bir şey mi oldu siz iyi misiniz?' dedi. Annesi 'biz iyiyiz bir şeyimiz yok sadece sesini duymak istedim' dedi. Oğlu da 'anne bunun için mi aradın saat sabahın üç buçuğu yarın da konuşabilirdik' deyince annesi de 'rahatsız mı ettim oğlum?' dedi. Oğlu 'evet anne rahatsız ettin' deyince annesi,
'30 sene önce sen de beni bu saatte rahatsız etmiştin, doğum günün kutlu olsun...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.