11
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1266
Okunma

Bu sitede yani Edebiyat Defteri sitesinde 17.02.2012 yılında yayınladığım bir yazı ile başlayayım. ( ALLAH YOK VE DİN YALAN MI? --- www.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=93205 )
Yaklaşık 3 sene olmuş o yazıyı yazalı. Peki niçin yazmışım? 1. Resimdeki karikatür dolayısıyla yazmışım. Peki O karikatürde ne varmış ki ben böyle bir yazı yazmışım?
Görüldüğü gibi karikatürde bir camide namaz kılan insanlar var. Bu namaz kılanlardan bir tanesi cep telefonu ile Allah’a telefon ederek ‘’ Tanrım acaba son rekatı kılmasam olur mu? İşim var da...Çok Teşekkür’’ diyor. Bu karikatüre resim 2 deki ‘’ On bira yın sultanı’’ karikatürü gibi gülüp geçmek mümkün bu itlerin İslam dinini böyle dalgaya aldıklarını görsek bile.Çünkü zaman zaman bizler de cenneti, cehennemi adeta dalgaya alan fıkralar anlatıyoruz haddimizi aşarak.( Allah’ım affetsin ) Bu iki karikatüre de ‘’ Düşünce ve kanaatleri açıklama hürriyeti’’ deyip geçmek ya da ‘’ Sanatçı hürdür, sanat sansür edilemez’’ diyerek hoşgörü sınırlarımızı da zorlayarak ‘’ Yahu boş ver ‘’ demek mümkün.
Şimdi tekrar Resim 1 deki karikatüre dönelim çünkü o karikatürde bir şey daha var. Hani derler ya ‘’Şeytan ayrıntıda gizlidir’’ diye. O karikatürde de şeytan ayrıntıda gizli.
Karikatürde camide namaz kılan insanlar Kıble’ye yönelmişler ki namaz kılanlar, cami ehli insanlar için kıbleyi caminin mihrabı temsil eder. Peki mihrapta, yani Müslümanların Kıblesinde ne yazıyor: ‘’Allah yok ve din yalan ‘’
Bu karikatürleri kim çizmiş peki? Bahadır Baruter adlı biri. Bu kişi Leman ve Penguen dergilerinde karikatür çizen biri ve bu karikatür de o dergilerden. Bu dergiler, biraz sonra bahsedeceğim Charlie Hebdo dergisiyle aynı kafada insanların dergisi…
Peki Müslümanlar olarak bu karikatürleri yapan herif-i nâşerife karşı bir kötülük yapmış mıyız? Fiziksel olarak hayır. Ben gibi yazılar yazarak tepki gösterenlerin dışında kimse bir şey yapmamış. Peki dergileri filan bombalamış ya da saldırmış mıyız? Hayır. Bir taraftan ‘’ Türkiye’de basın ve fikir özgürlüğü yok ‘’ diye g.tlerini yırtmışlar öte taraftan ‘’Ata yok, Tayyip yalan ‘’ diye karikatürler yapıp Tayyip Erdoğan’ı Joker, Atatürk’ü ise Batman olarak çizmeye devam etmişler. (Resim 3)
Tayyipçiler olarak da Atatürkçüler olarak da her hangi bir saldırı yapmış mıyız? Hayır. Tayyipçiler olarak kınamışız resim 3 teki karikatürü ama Atatürkçüler olarak bırakın kınamayı o dergileri daha çok alır olmuşuz. Hatta eskiden sadece solcuların okuduğu bir dergi iken şimdi Atatürkçü-Türkçülerin(!) de dergisi olmuş.Kendilerine ‘’Atsızcılar, vs isimler veren ateist ya da şamanist turancıların da dergisi olmuş. Yani tirajı daha da artmış.
Aradan geçen zaman içinde muhafazakar-dindar olarak bildiğimiz iktidar partimizin bir millet vekili Kur’an-ı Kerimin bir suresi ile dalga geçmiş. ( Resim 4) Kur’anın ikinci ve en uzun suresi olan Bakara suresini ‘’ Bakara- makara’’ diye alaya almış. Tayyipçi denilen topluluk buna ‘’ Montaj ‘’ demiş inanmamış, Tayyipçi olmayan kesim ise bu ses tapelerine dört elle sarılarak Kur’anın ve İslam dininin savunuculuğuna soyunmuş. Yani yukarıdaki karikatürlere ( Resim 1 ve 2 ve 3 ) gıkını bile çıkarmayan, hatta ‘’Fikir ve düşünce özgürlüğüdür’’ diyenler. Atatürk’ün Batman olarak çizilmesine bile gözlerini yumanlar bu sefer İslamın ve Kur’anın savunuculuğuna soyunmuşlar. Hatta onlardan biri olan ve daha önce millete ‘’ Bidon kafalılar’’ diyen kişi bu sefer de Kur’an tefsirciliğine soyunarak ‘’Bakara’’ nın öküz anlamına geldiğini, bu siyasi partiye oy verenlerin de işte o surenin Türkçe adı olan öküz gibi öküzler olduklarını dile getirmiş.
Peki İslamcı, hatta şeriatçı kesim niçin ‘’Bakara-Makara’’ geyiğine tepki göstermemiş? Çünkü çok çok inandıkları ve sevdikleri bir lider var ve o lider ‘’ Benim için de Cuma namazı kılmaz diyorlar. Aldırmayın böyle sahte, montaj işlere’’ demiş. İnsanların oldukça önemli bir kısmı da ‘’Yahu liderimiz haklı, ömrü hayatında alnı secde görmemiş insanlar çıkmış İslamın, kur’anın savunuculunu yapıyorlar , hafız olan ve her Cuma namazını Müslüman halk ile kılan liderimize bile cumaya gitmez diyorlarsa bir bakana ne demez bunlar’’ demişler ve inanmamışlar o meşhur tapeye.
Tapede geçen konuşmalar üzerine eski bir müftü, şimdiki halde ise Milletvekili olan bir zât-ı muhterem açıklamalarda bulunmuş. ( Resim 5 ) Bakara suresini okuyup anlamını verdikten sonra ‘’ Bakara-Makara’’ diyen şahsı istifaya davet etmiş. Ağzına, dillerine sağlık… Lakin…
Lakin bakın o Bakara-makaracıyı istifaya davet eden zât-ı muhteremin adı da nasıl bir olaya karışmış:
Mustafa Kemal Atatürk’ün en yakın silah arkadaşı ve II. Adam İsmet İnönü’nün torunu Hayri İnönü anlatıyor. Kime anlatıyor? İstanbul Cumhuriyet savcısı Hadi Salihoğlu’na anlatıyor:
“4 Kasım Salı günü Ankara’ya gidip CHP’nin grup toplantısına katıldım. Toplantı öncesi Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştüm. O gece halamın evi olan Pembe Köşk’te kaldım. CHP Milletvekili Aydın Ayaydın’ın aracılık etmesiyle 5 Kasım gecesi Mustafa Sarıgül’ün gönderdiği arabaya binip Sarıgül’le Angora Evleri’ndeki evinde buluştuk. Ayaydın, geleceğini söylediği halde gelmedi. Sarıgül’ün isteği üzerine telefonlarımı dışarıda bıraktım. Karşılıklı çay içtik.
Sarıgül ‘Bana çok pahalıya mal oldunuz. 750 bin dolara New York’ta kiralık mafya tuttum. Senin, eşinin, çocuklarının ve yakınlarının kemiklerini kimse bulamayacak’ dedikten sonra çocuklarımın Detroit’teki işyerlerinin adreslerini gösterdi. Beni ve ailemizi takip ettirdiğini anladım. Çok korktum. Sarıgül, eline kâğıt kalem aldı. ‘Şişli Kaymakamlığı’na hitaben rahatsızlığım sebebiyle yarın itibariyle istifa ediyorum, diye yazıp imzalayacaksın’ dedi. Ben de ‘27 Aralık’ta oğlum evleniyor. Hiç olmazsa nikâhını kıydıktan sonra istifa etmiş olayım’ dedim. Kabul etti. Söylediklerini yazıp 5 Ocak itibariyle istifa ettiğimi yazıp imzaladım. Evde 20-25 dakika kadar kaldıktan sonra İstanbul’a döndüm.
Belediyede görev değişiklikleri yaptıktan sonra CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’le beraber kasım ayı ortasında Mustafa Sarıgül’le İstinyePark’ta buluştuk. O toplantıda benden belediyede 15 gün hiçbir değişiklik yapmamam istendi. Kabul ettim. Bunun üzerine Özkes, Ankara’da Sarıgül’e verdiğim istifa mektubunu cebinden çıkarıp yırttı ve yaktı.”
E şimdi böyle birinin eski bir müftü oluşuna ve de Bakara suresini okuyup anlamını söyledikten sonra Bakara-makaracıyı istifaya davet edişine nasıl güvenirsiniz? Emekli bir müftünün mafya işleri ile ne alakası olur?
Bakara-Makaranın şokunu üzerimizden henüz atmamıştık ki bu sefer de herkesin gözü önünde bir başka şey oldu. Yani hiç kimsenin ‘’ Montaj-Kurgu’’ diyemeyeceği bir şey… Bu sefer de İçişleri Bakanı ‘’ Peygamberimiz gurur yaptı, biz yapmadık’’ diyerek hiç bir Müslümanın ağzına alamayacağı bir söz söyledi.( Resim 6) Peki bu sefer sustu mu Müslümanlar? Bakalım.
Devletin en önemli dini kurumu olan Diyanet işleri Başkanlığı resmen açıklama yaptı ( resim 7 ) Sol kesimin, işlerine geldiği zaman bazı videolarını paylaşıp, işlerine gelmediği zaman yobaz, geri kafalı, en büyük düşman ilan ettikleri Cübbeli Ahmet Hoca da oldukça sert bir dille eleştirdi bu sözleri.(Resim 8) Yani hiç kimse ‘’ Adam peygamberimize hakaret etti ama siz sesinizi çıkarmadınız’’ diyemez. En hafifi ‘’Cahil herif’’ olmak üzere tepkilerimizi dile getirdik bu açık seçik ve herkesin gözü önünde olan densizliğe karşı.
Şimdi gelelim günümüze:
Paris’te Charlie Hebdo dergisinin yayın yaptığı binaya silahlı saldırı düzenleniyor ve 12 kişi öldürülüyor. Sebep? Bu dergi Hz. Muhammed’in (S.A.S) bir karikatürünü yayınlamış.( Hemen peşin peşin belirteyim: Bir tane değil efendim. Aşağı yukarı her sayısında var böyle Peygamberimizi aşağılayan, hakaret nitelikli karikatürler. Yani olayın sebebi tek bir karikatür değil. Yüzlerce karikatür )
Günlerdir bu haber var televizyonlarımızda. Bizim Sultanahmet saldırısı, orada şehit olan polisimiz Kenan Kumaş çoktan unutuldu bile. Tamamen Charlie Hebdo’ya odaklanmış durumdayız. O kadar odaklanmışız ki Mesela CNN Türk Spikerleri anında Charlie Hebdo oldular (Resim 9) Sonra ‘’ Biz Charlie Hebdoyuz’’ Yürüyüşleri gösterileri yapılmaya başlandı.(Resim 10) Tabii ki tüm Hristiyan ülkelerdeki tepkileri hiç söylemiyorum. Onlar Müslüman-Türk dünyasında akan hiç bir kan için böyle tepki göstermezken bizdeki vatandaşlar daha önce nasıl ki topyekun Ermeni oldularsa bu sefer de topyekun ‘’Charlie Hebdo’’ Oldular.
Kim ne olursa olsun…Kendi tercihleridir ve saygıyla karşılarım.Lakin hem bütün misyonu ve vizyonu Hz. Muhammed(S.A.S) ve İslam dini ile alay etmek,en hafif karikatürleri resim 11 ve 12 deki gibi olan insanlardan olmak, kendilerini o dergi ve o derginin yazar-çizerleriyle aynı kefeye koyarak ‘’ Biz Charlie Hebdo’yuz’’ demek hem de ‘’ Siz bakara-makaracılara, Peygamberimize, gurura kapıldı diyenlere ses etmiyorsunuz. Onlara gelince kılınız kıpırdamıyor’’ diyerek sözde İslam dininin savunuculuğuna, gerçek İslam dininin sözcülüğüne soyunmak…İşte bunu kabul etmiyorum ve onlara hitaben diyorum ki?
‘’Bi tükenmediniz ….. Sözün sonundaki küfrü herkes bildiği için yazmıyorum ve bir kez daha tekrar ediyorum: ‘’ Bi tükenmediniz…..
Haaa diyeceksiniz ki’’ Bunca laf etmişsin de o teröristlere diyeceğin bir şey yok mu? Olmaz mı. Hem de bir tane değil, iki tane var.
1- ‘’ Ulan zırtapozlar. Orada savunmasız yaralı bir polisi katlettikten sonra ayağınızdan çıkan ayakkabıyı bile arkada delil bırakmamak için arabaya atmayı biliyorsunuz da kimliklerinizi arabadan alıp cebinize sokmayı bilmiyor musunuz? Söyleyin hele kimlerin hesabına çalışıyorsunuz?’’
2- Her kim ki İslam adına diyerek İslama ve Müslümanlara zarar verecek bir eylemde bulunursa Allah onun bin türlü belasını versin.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
Not:
Resim 11 de yazılanlar: Muhammed’in yaşamı….1. Bölüm….Bir Peygamberin doğuşu ( Peygamberliğin başlangıçı ) [ Başının üzerinde bulutlar dolaşan Hz. Muhammed, bir deveyi çekiyor ] 12. Resmin başlığı: Dokunulmazlar…Balondaki yazıyı google translate ‘’ Alay etmemelidir’’ diye tercüme etti. Pek bir şey anlamadım. Ama öyle karikatürler var ki aklınız hayaliniz durur. Mesela ‘’Bir yıldız doğuyor’’ Başlıklı bir karikatür var ki iğrencin iğrenci… Sitemiz buna müsaade etmeyeceği gibi ben de ülkemde bir Paris katliamı yaşanmasını kesinlikle arzu etmediğim için yayınlamıyorum o iğrenç karikatürleri. Derginin aşağı yukarı bütün sayılarında böyle karikatürler var.