1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
958
Okunma
...
NE BATILI OLABİLDİK
NE MÜSLÜMAN KALABİLDİK...
Toplumdaki bireyler arasında , sevginin
yaygınlaşmasındaki en önemli bağ
selamlaşmaktır .
Selam ,
bir saygı ve sevgi belirtisidir . Nezaket kurallarının başında gelir . Batı
toplumlarında selamlaşma bu insanların en belirgin özellikleri arasında yer
alır .
Her ne kadar komşuluk ve
akrabalık ilişkileri olmasa da karşılaştıklarında , asansörde , yollarda , iş
yerlerinde “ Hi ! “ (merhaba ,selam) kelimesini çok sık kullanırlar .
Konuşmaya başlarken “Hello “
(selam ) , işi bittiğinde “ Thank you “ ( teşekkür ) …Batı toplumunda en
çok kullanılan kelimeler arasında bunlar vardır .
Vatandaş bir adres sorar
,yardımcı olursunuz ; sonra tek kelime etmeden kafasını çevirip gider . Saat
sorar ,söylersiniz ; tık yok .. Asansörde ,bahçede selam yok , iş yerine
girersiniz yine öyle ..Selam verenler de
karşılık alamayınca katılaşır kalır .
“ Bak postacı geliyor selam
ediyor _ Herkes ona bakıyor merak ediyor “ şarkıları çocukluğumuzda kaldı .
Postacılar artık selam etmediği gibi
sevgiliden mis kokulu mektupların yerine , icra , mahkeme , trafik
cezası tebligatı taşıdıklarından millet selamsız postacıları görünce ürkek oldu
. .
Güzel duyguların anlatıldığı
mektuplar da tarihe karıştı . Nasıl başlardı mektuplar eskiden : “ Önce selam ederim … “ Hem de nasıl anlı şanlı selamlar ..
Mektupların sonu da selamla biterdi . Ah , o asker mektuplarını bir kitap
yapsak .. Şimdi toplum olarak selama düşman olduk . İslami kültürden uzaklaşan
toplumumuz selamlaşma konusunda bütünlemeye kaldı. .
Şair ,sitemini yansıtırdı
sevgilisine :
“ Bir selam vermeden gelir geçersin – Şu garip gönlümü viran edersin “
Fuzuli , o zamanki dünyanın süper gücü Osmanlı
Devletinin padişahı Kanuni’ye gönderdiği “ Şikayetname” sinde manzum olarak
sıkıntısını anlatırdı :
“ Selam verdim , rüşvet değüldür
deyu almadılar – Hüküm gösterdim faidesüzdür
deyu mültefit olmadılar “
Karanlık çağın en koyu devresinde vahşi bir toplumun içinde
kalplerde inkılap ( değişim ) yapan çok büyük bir insan , çevresindeki
arkadaşlarına “ Aranızda sevginin artmasını ister misiniz ? “ diye sorardı . “
O halde selamı yayınız (selamlaşınız ) “
Ve ekliyordu “ Az , çoğa selam
versin “
Sayısı az olan , kalabalığa , bir
kişi , iki kişiye , küçük , büyüğe , memur müdüre , işçi patrona , ast üste
selam vermek zorundaydı . Askerlikte de bu konu çok önemliydi . Bir sırması az
olan fazla olana , bir yıldızı olan iki yıldızlıya selam vermek zorundaydı .
Silahlı kuvvetlerde selam vermemek suçtur fakat sivil toplumlarda nezaketsizlik
hatta saygısızlıktır . İslam geleneğinde selamlaşmak ,selamı aynı tonda ve
hatta daha coşkulu olarak cevaplamak mecburiyeti vardır .
“ Selamünaleyküm ! “ “ Esenlik üzerinize olsun “
“ Ve aleykümselam ! “ “ Ve sizin de üzerinize esenlikler olsun “
Askerlikteki parola sistemini çok
iyi biliriz . Nöbet yerindeki nöbetçiye gece vakti yaklaştığınızda karanlığın
içinde gür bir sesle irkilirsiniz :
“ Dur hemşerim “ Nedir PAROLA ?
Parolayı söylersiniz ama iş
bitmemiştir , o sizden dost olarak emin olmuştur ama sizin de emin olmanız
gerekmektedir ; bu defa siz sorarsınız :
“ İşaretini söyle ! “ Nöbetçi işareti bildirince siz de artık emin
olursunuz ki orada nöbetçi kılığında dikilen kişi sizin askerinizdir . Sonra
korkmadan yaklaşırsınız .
Bir dağ başında bahçe
kenarından bir adam yaklaşmaktadır ;
acaba niyeti ne ?
Endişe ile yaklaşmasını
beklersiniz .. Sonra adam bir ses mesafesine yaklaştığında gülümseyerek : “
Selamünaleyküm ! Kolay gelsin ! “ diyerek seslenir . Artık
rahatlamışsınızdır ; gelen kötü niyetli biri değildir .
Müslümanın parolasını vermiştir “ Allah’ın
selameti , güvencesi ve iyilikleri üzerinize olsun . Benden yana korkma ,
benden zarar gelmez “
Köylü de selama karşılık verir :
“ Aleykümselaaam ! “ Benden de sana fayda gelir , zarar gelmez ..
Ne güzel bir toplumsal dayanışma
, ne güzel bir güvence ve sevgi belirtisidir “ selam “..
Teşekkür ve selam
konularında “ Muasır “ (çağdaş)
medeniyete uyma yolunda , ne Avrupalı olabildik , ne Müslüman kalabildik …