15
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1203
Okunma

Çok önemli sanki, suyu nasıl içtiğimiz, su bardağıyla, çeşmeden avuçlarımızla, bakır bir tas ile ve başka başka bir çok yol ile...
Hayvanlar yalaklarından, insanlar çanaklarından. Sonuçta vücutlarının ihtiyacı olanı tüketiyorlar, kana kana, yudum yudum, yalayarak, emerek, hüpleterek de olsa içiyorlar işte...
Kimse kalp kırmasın, patatesi yeme şekillerinden dolayı, hiç kimsenin...
Kimisi haşlayarak, kimisi kızartarak, kimisi üzerine yoğurt dökerek, kimisi sulu pişirir içine bir kaç parça et koyarak... Gıdasını alır mı? alır, doyar mı? doyar... Eee mesele ne, canı nasıl isterse o şekilde yer, ne gerek var peki eleştirmeye kınamaya, ayıplamaya, ’ Ben daha güzel su içerim, ben tas içinde içtiğim suyu daha çok seviyorum, sen de öyle yapmalısın...
’ Ben patatesi haşlama yapıp, üzerine zeytin yağ ve bol baharatla ve yufka ekmekle yerim, senin yediğin patates bile sayılmaz!
’ Zevksizsin işte!
’ O patatesin vitamini faydası şifası hiç bir şeyi olmaz, benim yediğim şekilde yemelisin, öyle yiyeceksen hiç yeme daha iyi!
’ Hee çok biliyorsunuz!
Hece yazmayan, içini dökmüyor sanki, serbest anlatan hiç bir şey konuşmuyor, kulaklarını tıkayanlar hiç bir şey duyamazlar zaten, ister hece hece ile konuşsun karşısındaki, ister serbest dile getirsin elemini kederini...
’ Ben heceye karşıyım efendim!
Niye?
Sana ne baba tutuyor, bırak nasıl yazarsa yazsın, onun için bir terapi belki, boş vaktinde kendini oyalamak istiyor belki, bulmaca çözer gibi zevk alıyor belki...
Sana ne?
Serbest bir adım geridedir hece şiirinden, kime göre?
Belki ben bir gece yarısı efkar basıyor başlıyorum yüreğimin söylediklerini yazmaya:
’ Annem ben seni özledim ’
Ve içimden ne gelirse serbestçe aktarıyorum kağıda... Gözlerimden yaşlar boşanırken sicim sicim...
’ Annem ben seni özledim
yollarını hep gözledim
gittin de niye gelmedin
yürekte patlıcan közledim
Yok yok bu hece uyumuna ters oldu, patlıcan yerine bir başka şey közlemeliyim, elma olabilir mesela... Yok elma beş harfli iki hece, bana üç heceli ama yürekte közlenen bir nesne lazım...
İşte gitti ilham, nolcek şimdi... Vay iki hece, vay beş eksi iki üç eder derken, uyku iyice kaçtı, ne iç dökebildim ne de şiir yazabildim...
Zaten normal hayat içinde de serbest konuşuyoruz ki:
’Kızım gel saçını tarayayım... İşte bu kadar.
Kafiye veya hece sayısına taksam :
’Kızım yüreğimde sızım
bu günlerde çok arsızım
karıştı ki yazım kışım
tamam ya tıkandım yine
başlarım hecesine
sen gel işte saçın çok dolaşmış
Burada yarış mı yapıyoruz, içeriğine göre ,anlatımına göre aynı güzellikte hece ve serbest şiirler olamaz mı?
Ruhumuzu dinlendiren, bize hüznümüzü unutturan, içimizde ki buhrana arkadaş olan, işte bu da benim gibiymiş, bak bu şiir beni anlatıyor gibi vs vs bir çok yazı ve şiir okuyoruz, yürekleriniz dert görmesin...
Hiç üzülmeyin hepiniz yazmaya devam edin, bakır tas, tahta çanak, yalak, sürahi hiç fark etmez, için, bol bol kana kana, çok çok lıkır lıkır için...
Su iyidir, su hayattır...
Yaşamak önemli, nefes almak...
Susuz kalırsanız, ölürsünüz...