Başbakanlarımızdan Bülent Ecevit’in kayınpederi, Rahşan Ecevit’in babası, eski maliye müfettişi ve Merkez Bankası Genel Müdür Yardımcısı, yurtdışına elden göndereceği mektublara bile vergi kaçırmamak adına pul yapıştırıp, yapıştırdığı pulun üzerini çizip iptal ederek gönderen dürüstlük abidesi Namık Zeki Aral (1888-1972) gazeteci yazar Çetin Altan ile sıkı dosttur.

Çetin Altan malûm; doğuştan iflâh ve islâh olmaz çetin ceviz bir muhalif, kendi doğrularını sonuna kadar savunan Türk gazetecilik tarihinin üstadlarından biridir. Çetin Altan’ın kendi deyimi ile "Kimseyi pek ciddiye almadığım, fırsat buldukça önüme gelenle dalga geçtiğim, delibozuk yıllarımdı." dediği yıllarda Namık Zeki Aral:

- Yahu Çetin, şu memlekette hiç değilse dört kişi hakkında bari kalemini oynatma der.

Çetin Altan Türkiye İşçi Partisi milletvekili iken, Nâzım Hikmet’in izine kurşun atıldığı, Nâzım Hikmet adının yasaklı olduğu yıllarda TBMM’nde Adalet Partili Faruk Sükan’ın kürsüden “Nâzım Hikmet vatan hainidir.” demesi üzerine oturduğu yerden “ Nâzım Hikmet Türkiye’nin en büyük şairidir.” diye feryat ettiği için az daha linç ediliyordu. Çetin Altan bu, dedik ya.. doğuştan muhalif. Namık Zeki Aral’ın sözüne pek anlam verememiş olacak ki:

- Namık Zeki Bey neden dört kişi der.

Namık Zeki Aral:

- Böyle giderse yarın öldüğün zaman tabutun yerde kalacak. Hiç değilse dört kişiyi dostun olarak ayrı tut kalemine dolama ki; tabutunu mezarına kadar taşısın der.