3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1120
Okunma

Siir ve edebiyat ürünleri , toplumun paylaşımına sunuldukları andan itibaren , toplumsal açıdan , bir sanatsal obje’dirler. Her türlü eleştiri ve yoruma da açık ortamlarda , insanların " gözüne gözüne " sokularak yayınlanmışlardır madem ki , olumlu ya da olumsuz her türlü eleştirilerin yapılması da söz konusu olacaktır bu ürünler hakkında.
Peki insanlar , neden kendi çalışmaları , sanat ürünleriyle ilgili bir dokunulmazlık zırhı oluşturmaya çalışırlar o halde ? Bir eserin , her yönüyle övgüler kadar eleştirilere de açık olabilmesi gerekmez mi sizce ? Yalnızca övgülere açık bir sanatçı’ nın , eksikleri ve kusurlarını giderebilmesi nasıl mümkün olabilir ?
Bir kalem sahibi’nin yazdıklarıyla ilgili olarak , övgüler dizdiğinizde , en iyi insan , eleştiriler getirdiğinizde , en kötü insan olabiliyorsanız ; bu nasıl bir karakter yapısıdır ki , kusurlarını , yanlışlarını ( eğer varsa ) gidermek yolunu seçmektense , eleştiriyi yapan kişiye " nefret " söylemleri geliştirmeye başlar ?
Gözü kapalı övgüler dizilmesi , yağlamacılıklar , şiir , sanat ve edebiyat ürünlerinde elbette ki kalitesizliklere götürür bizleri. Sonra , en iyi şiirleri , yazıları seçersiniz yağlar yıkarsınız da , hiç fark etmediğini görürsünüz. Kalite bilinçli ellerde düştükçe düşer. Kalite arayan insanlarda , tatminsizlik duyguları gelişmeye başlar , ve sonunda , bu tür eserlerin sunulduğu ortamlara , mekanlara ilgiyi azaltmış olursunuz.Günden güne daha az insanın şiir okuduğu , makale okuduğu " Edebiyat Siteleri " haline dönüşmek mümkündür bu durumda. Yalnızca övgüye açık eser teşhirleri , objektif eleştirel gözlerden asla kaçmayacak türden bir sanatsal eksiklik bir aksayan yan haline gelmeye başlar .
Yalnızca övgü dizmenin beklendiği , esere ait olumsuz görüşlerin dile getirilmesine asla tahammül edilmeyen bir " sunum " ortamı , ne kadar özgür ve tarafsız ve ne kadar çağdaş olabilir ki ?
Eserlerin okuyucularca değerlendirilmesinde , övgüler ve yağcılıklar söz konusu ise , amenna , " güzel " , " adam iyi yazmış " ; ama , asla yazan kaleme de eserine de hakaret içermese de , eleştirdiyseniz , " sen kimsin , sen sanki üstün bir sanat eleştirmeni misin " mantalitesinde yanıtlar alırsınız . Hatta özel mesaj kutunuza " Bak , sayfama gelme , ben senin sayfana bile gelmiyorum. Sen kimsin ki eleştireceksin? Sanki çok üstün sanat vasıflarına mı sahipsin? " türü saygısızca yazılmış mesajlara muhatap olabilirsiniz.
Esere , eser sahibine , asla hakaret içermemek kayıt ve şartı ile , esere ait tüm içeriğin , eserin " ismi " de dahil olmak üzere , eleştirilmeye açık olması gerektir.
Ben , dün gün içerisinde yayınlanmış olan bir şiiri , isminden dolayı ilginç bularak okudum , ve bu eser ile ilgili olarak , isminin eser içeriğiyle uyuşmadığına kani oldum.Bu eleştirimi şiire eklediğim yorumla da dile getirdim. Şiirin ayrıca güzel olduğunu , eleştirimin yalnızca şiirin içeriğindeki anlatımına uygun düşmeyen ismine olduğunu da belirtim. :) Sonrasında, yukarıdaki pasajlarda ifade ettiğim türde bir tepkiye maruz kaldım.Bir kusur , bir suç işlemişçesine hemde ... Oysa , harikasınız efendim , muhteşem dizeler , çok büyük , çok farklı , çok özel bir kalemsiniz gibisine övgüler dizmeliydim belki.
Bizlere , kalem sahiplerine , övgülerin değil , yapıcı eleştirilerin yarar sağlayabileceğini çoğu zaman bizler hepimiz de düşünemiyoruz malesef.
( Konu’nun kişiselleştirilmemesi adına , şiir ismi ya da şair ismi zikretmemek en doğrusu. bu nedenle , şiir ismi de , şair ismi de zikredilmeyecektir bu yazıda . Konuyu kişiselleştirebileceğınden dolayı şiir ismini yazı içeriğinden kendim rahatsızlık hissettiğim için kaldırdım.Şair ismi ise zaten hiç zikredilmemiştir. Yazının , yazılı eserlere eleştiri içeren yorumlar açısından değerlendirilmesi bence daha doğru olur.)
Şimdi , sonuçta bir insan ,zaman zaman , kendi edebiyle , kendi kültürüyle , oturur kendi kendisini değerlendirir. İnsana karşı davranışlarını da aynen öyle. Eserleri ortadadır. Yalnızca övgülere , yağcılıklara açık olarak yayınlanmış bir eser konumuna hiç bir eser düşürülmemelidir. Eleştirilere kapatarak , kendi kendisine ve eserine haksızlık ettiğini de kavrayabilir , tam tersine , hiç bir gelişmeyi de yaşayamayabilir. Tamamen kendi kişisel ruh ve karakter dünyasına ait bir konudur bu.
Ama sonuçta , ben , bir eser hakkında düşüncelerimi " olduğu gibi " yorumumla eserin altına eklemişim. Övgü ya da yağcılık ’ tan çok daha saygıdeğerdir bu . Herkesin de bunu böyle bilmesinde yarar vardır.
Ha ... Kusursuz olan bir ve tek Yüce Allah ’ dır. Eksik ya da kusurlarından , eleştirilerin de katkısı ile , pozitif dersler çıkararak daha iyiye daha güzele doğru yürümek varken , burnundan kıl aldırmama mantalitesinde eserlerine " dokunulmazlık" zırhları giydirmeye çalışan , eleştiri yazdım diye beni engellemek yoluna giden, " sayfana ben hiç gelmedim sen de sayfama gelme " anlayışındaki kişiler , zaten benden uzak olsunlar.
Sonuçta yine tüm okuyucuların şunu bilmesinde yarar görürürüm. Hiç bir insan ile bir sorunum yoktur benim. Genel olarak sıkıntım, anlayışlar üzerinedir. Tüm dünyaya , tüm insanlığa , ülkemize ve ülkemizin tüm insanlarına bakış açıları üzerinedir sıkıntılarım . Tüm insanlığı kucaklayan bir bakışla , barış , dostluk , kardeşlik temelinde , birlik beraberlik ve ulusal bütünlüğümüzün de korunması üzerine bir anlayışa sahibim.Tüm bölünmüşlükleri , parçalanmışlıkları reddediyorum. Birleşmek ve bütünleşmekten yana yazıyorum daima. Eğer birileri sırf bu nedenlerle , sayfama girmeyecek, paylaşımlarımı okumayacaklarsa , elbet onlara da saygım olur... Sonuçta temel doğrularda ya da temel yanlışlarda insanlar mecburen gün gelir ayrışırlar birbirlerinden.
Ben , burada , yine de , farklı düşünceler, farklı mantaliteler , farklı dünya görüşleri ve farklı gelecek hayallerine sahip olduğumuz tüm insanlara dost elimi uzatıyorum.. Son tahlilde , dostluk, sevgi , barış ile bir bütünleşme anlayışı egemen olacaktır dünyamızda.
Saygılarla ...
Mert YİĞİTCAN
25 . 08 . 2014
istanbul