Ben bir ara Çatalca ilçe merkesinin 20 km ilerisine gitmiştim. Sonra Karadeniz sahiline uğramış ama yüzmemiştik. İstanbul'a bu kadar yakın olup da doğanın bozulmamış olması hoşuma gitmişti. Yine Kırklareli tarafına gittim iş gereği, Kıyıköy civarı çok hoş. Orada bir manastır vardı, taş oyularak yapılmış. Umarım yoğun şekilde insanlar oralara kadar gidip mahvetmez doğayı.

fırat bey yorum için teşekkür ederim i..evet daha ayrıntılı yazabilirdim ..ancak gözlemlerim daha çok rahatsız edici boyutdaydı o yüzden yazmak istemedim ancak şimdi paylaşabilirim...şöyle ki iki yıl önceydi .. en son ağvaya gitmiş idim.. bu gidişimde merkeze gitmem gerekdi gittiğim manzara korkunçdu üüzldüm abartmıyorum ..saat 14 30 gibi sıcak kavuruyor ..soğullardan yaklaşık ağva 7 klm 10 dak merkeze gittik merkezde hasbelkader güzel sakin bir ağva biizi bekleyecek sandım..hal sağlı sollu denize yakın yada uzak iğne atsan yere düşmeyen tarzda insan seli ve et yığını gibi üst üste bide mangal keyf güya bu nasıl bir manzara yurdum insanı bende mangal yapdım ne insanları rahatsız ettim nede çöpümü vs etrafa saçdım nede çöp yığınları içinde deniz keyfi keyifse bu iğrençççç....bende bu yurdun insanıyım ancak görünen o ki yurdum ileriye gideceğine geriye gidiyor ..10 milyon işsiz olan bir ülkede insanların bu manzarası bana acı veriyor....buda gezinin başka bir boyutu maalesef .....

Nasıl da tanıdık yerler buralar? Çok iyi geldi yazınız. İçinde yaşayınca farkedemediği şeyleri başkaları farkedince hoşnutluk getiriyor bu farkediş. Evet gerçekden gezilesi bir bölge burası. Orman ve denizin içiçeliği, İstanbul'un kaosundan uzak ama eğer istenirse aynı kaosun tam da ortasına düşülebilinecek kadar yakın. Adı İstanbul olan bu şehirde kaç İstanbul daha olduğunun net bir göstergesi. Tebrikler yazıya. Kısa ve öz olmuş yalnız, keşke biraz daha anlatılabilinseymiş gezi gözlemleri.