2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1133
Okunma

İçimden bir ses sakın o iş sözleşmesine imza atma dedi ve o an aklıma gelen bir öneriyi şirketin idari müdürüne sundum.
Önerim şuydu; Bu sözleşmeyi altı ay gibi bir zaman dondursak ve biz sizden küçük partiler halinde ama nakit ödeme yaparak mal alsak olur mu? Dediğimde müdür bey bunu Andreo beye sormam gerekir dedi.
Bu arada önerim karşısında mesai arkadaşlarım şok olmuş ve donup kalmışlardı.
Andreo beyi yanımızda telefonla arayan idari müdür İspanyolca konuşup sanırım öneriden bahsetti konuşması bittiğinde beraberindeki iki arkadaşıyla birlikte ‘’Biz Andereo beyin odasına yanına gideceğiz sizleri biraz bekleteceğiz izninizle’’ diyerek dosyalarınıda alıp toplantı salonundan çıktılar.
Onlar çıkar çıkmaz başta Şahin Bey olmak üzere mesai arkadaşlarımın hemen hepsi bana müthiş bir tepki gösterdiler.
Ne yapmaya çalışıyorsun abi eğer sözleşmeyi imzalamayacaksak on beş gündür işimiz ne burada diye beni fırçaladılar.
Arkadaşlarımdan epeyi bir azar işittikten sonra belki böyle daha hayırlı olur dediğimde
yine en sert tepkiyi idari müdürümüz Şahin Bey koydu.’’ Ne hayrı abi ya adamlar ne önerdiysek kabul edip hiçbir şeye itiraz etmediler. Daha ne yapsınlar nerdeyse mallarını alalım diye üstüne bize para verecekler.’’
Sustum.
Yüksek sesli itirazlar yerini homurdanmalara ve sonrada sessizliğe bıraktı. Zaten kısa bir süre sonrada müdür Bey ve arkadaşları toplantı salonuna geri geldiler.
‘’ Tamam, siz nasıl istiyorsanız öyle olsun, Andreo beyde birazdan buraya gelecek ‘’dedi. Birkaç dakikalık bekleme esnasında da arkadaşlarımın sessiz ve küskün halleri devam ediyordu.
O sessizlik esnasında bende bu tavrımın nedenini sorgulamış ve cevabını bulmuştum.
Bir süre sonra Andreo Bey toplantı salonuna geldi yüzünde her zamanki gülümseyen ifadeyle’’ özel değilse sormak istiyorum neden sözleşmeyi imzalamadınız? Sözleşmede uygun olmayan bir maddemi vardı?’’
Hayır; sözleşme konusunda bizlere çok terölanslı davrandığınızı biliyor ve bunun için sizlere çok teşekkür ediyorum. Dedikten sonra sözlerimin devamında; Böyle bir önerinin nedeni hazırlanan numuneleri gerek İstanbul’da gerekse yurt dışındaki müşterilerimize gösterip sipariş miktarı renk ve cins konusunda daha sağlıklı planlama yapmak dedim. Fakat (gerçeğin tümü bu değildi.)
‘’ Küçük partiler halinde mal alırız demişsiniz ne kadar küçük partiler halinde alacaksınız?’’
-İlk parti olarak on bin adet
’On bin mi? Çok az değil mi?’
-Gelişmeleri görerek hareket edersek daha doğru olur
’Peki, döndüğünüzde ne kadar süre içerisinde bize sipariş geçersiniz?’
-Siparişi şimdi geçeceğiz ürünler gümrükten çekilir çekilmez aynı gün ödemenizi yapacağız.
’öylemi güzel o zaman’
Andreo beyle soru cevap şeklindeki diyalogumuzun ardından hepimize hitaben ‘’ sipariş çeşitliğini tespit edin’’ Dedikten sonra bana hitabende. ‘’ burada işiniz bitiğinde sizinle bir konu hakkında görüşmek istiyorum odama gelebilirseniz sevinirim.’’
-Tabi gelirim.
Arkadaşlarımla birlikte geçeceğimiz siparişlerin renk, cins, vs gibi özeliklerinin değerlendirmemizin ardından arkadaşlarıma burada işiniz bittiğinde şirketin lobisinde olun dedikten sonra Andreo beyin odasına gitmek üzere toplantı salonundan çıktım. Koridorun sonundaki Odadan içeri girdiğimde Andreo Bey oturduğu koltuktan saygı ifadesi olarak hafice kalkıp eliyle de oturacağım misafir koltuğunu işaret ederek lütfen buyurun diyerek konuşmasına başladı.
‘’Sizinle birkaç hususta görüşmek istiyorum; belirlediğiniz altı aylık süreyi bir görelim sonrasında olumlu netice alır isek İstanbul da bir ham deri işleme fabrikası açalım sonrasında da sizinle distribütörlük anlaşması yapalım Türkiye de kuracağımız fabrikada üretilen ürünleri ister Türkiye de ister başka ülkelere satma hakkını size verelim ne dersiniz?
-Harika olur ancak şu altı aylık evreyi bir görelim.
Andreo bey sözlerine devam etti ‘’ikinci konuda yine Türkiye de iplik çekme ( pamuktan iplik üretme) ve kumaş örmesiyle ilgili ( iplikten kumaş dokuma ) iki ayrı fabrika düşünüyoruz. Bu konuda bize yardımcı olabilir misiniz?
Memnuniyetle dedim.
Nasıl yardımcı olmazdım ki hem de gecemi gündüzüme katarak yapıla bilecek ne varsa yapmaya hazırdım.
Ülkeme bir fabrika yatırımı için günlerdir ikna etme çabalarımın karşısında biri entegre, olmak üzere üç ayrı fabrika açma düşünmesini sağlamanın haklı mutluluğunu yaşarken. Üstelik o farikalarda çalışıp evine ekmek götürecek kaba bir tahminle iki bin, üç bin civarında insanın istihdam edileceğini düşününce.
Andreo beyin düşünce aşamasında olan yatırım planlarının daha da güçlendirmek için kendisine Türkiye de iplik ve kumaş fabrikası açması durumunda kendilerine müşteri temin etme konusunda da yardımcı olmaya çalışacağımı en azından tanıdığım firmalarla irtibata geçmelerini sağlaya bileceğimi de söyledim. Hatta o an aklıma gelen birkaç firmadan örneklerde verdim.
Bunlardan biride yönetim binası İstanbul Beşiktaş ta olan yirmi yıl gibi bir zaman öncesinden tanıdığım ve sevdiğim saygı duyduğum dostum olan kadri abimin Bursa daki firmasıydı. Bünyesinde sekiz bin kişinin çalıştığı başta orta doğu olmak üzere 34 ülkeye ev tekstil ürünlerinin üretimini ve ihracatını yapan bu firmadan bahsetmem Andreo Beyi sevindirdi.’’ Çok güzel o zaman sizden ricam lütfen Türkiye’ye döndüğünüzde bana bahsettiğiniz bu konularla ilgili bir çalışma yapın fabrikaları kuracağımız bölge ve arazi konusunda ve resmi prosedürlerle ilgili yapılacak işlemleri de kapsayan genel bir ön çalışma yaparsanız sevinirim, biz sizden gelecek bilgiler doğrultusunda hareket ederiz. Bir kaç ay sonra miran beyle İstanbul’a geldiğimizde durum değerlendirmemizi yapar daha sonrada resmi başvurumuzu gerçekleştiri faaliyete geçeriz ’’
-Hiç kuşkunuz olmasın döner dönmez bir iki gün içerisinde öncelikle bu konularla ilgili araştırmalarıma önemle başlayacağım.
‘’İlginize şimdiden teşekkür ederim’’ dedi.
Konuşmamız bitmiş, vedalaşma vakti gelmişti.
Andreo beyle birlikte odasından çıkıp şirketin lobisinde bizi bekleyen arkadaşlarımın yanına gittik andreo bey ve çalışma arkadaşları ilk geldiğimiz gün gibi bizleri yine şirketin lobisinden arkadaşlarımın elerinden tek tek sıkıp tokalaşarak uğurladılar. Orada bulunduğumuz On beş gün boyunca Cansu ve birsen hanıma şirket içerisinde refakat eden planlama müdürleri anjelika hanımla Cansu ve Birsen’in gözleri dolu dolu ağlamaklı sarmaş dolaş vedalaşmaları duygusal bir hava oluşturmuştu.
Eh nede olsa dostluğun ve sevginin timsali olan kadın her yerde kadındı.
Otelimize gitmek üzere aracımıza bindiğimizde Andreo Bey ve çalışma arkadaşları şirket binasının kapısında bizlere güle güle deyip el sallıyorlardı.
Otelimize geldiğimizde arkadaşlarıma kahve ikram etmek istediğimi ve Andreo Bey ile görüştüğüm güzel konular hakkında konuşmak istediğimi söyledim sağ olsunlar beni teklifimi geri çevirmediler ama hepsinin bana karşı buruk bir tavırları vardı.
Andreo beyin teklif ve projelerini anlattığım da arkadaşlarımın küskün ve buruk tavırlarının yerini yeniden neşeli tavırları aldı.
Birsen hanım ‘’abi iyi de o sözleşmeye niye imza atmadık hala anlamış değilim sebebi neydi sorabilir miyim?’’ dediğinde.
Bende önümde duran bardaktan bir yudum su içip derin nefes aldıktan sonra o iş sözleşmesine imza atmak istemeyişimin gerçek nedenini anlatmaya başladım.
Devam edecek
Serhat BİNGÖL 27.05.2014