Okumadan, bilemiyoruz...

Türkiye’de biliyoruz ama..

Şöyle ki; okumadan allame-i cihane.. istihsal eylemeden de müstahsil zengini bizdedir !

Yağma Hasan, Ali-Cengiz.. Ali kır(g)an ve baş kesen hep bizdendir !

Bilmek, bilim’e ya da bilm’eye eklemek demek oluyor.

Yobazlarsa "ilim" diyorlar.. ısrarla hem de, iyi ki de ısrarlılar.. bilim/ek olmasın.. il(i)mek olsun.

Yobazlık dokunuyor, ilim/ek ilim/ek...

Biriktirmektir !...

Dolar-avro pariteyle de... insanlığa ve tanımına ışık biriktirmeyle de...

Birikim bilinci, bilinç de birikimi tamamlıyor...

Bildiğimiz kadar yahut bilincimizdeki birikim kadar görebiliyoruz.

Rant, para, kapital neyi tamamlıyor, biriktirdiğinizde ?!

Bir de birey/e/selse.. yani sel gibi dolar.. euro, muğni ve gani cukka...

Ortacağ’da yanaşma-besleme gezdirmek (sanatkâr demek oluyor) ve güç göstersiydi.. ağalar, beyler, krallar, sinyörler, şahlar filan...

Yeni ortaçağ’da sponsor, menejer filan takılıyorlar, festivaler, bienaller ve özel üniversiteler(!)...

Görmek, düşünsel görmek oluyor.

Bakmaksa "gör ağbi" yalaklığı.. birey olmaktan çıkmak ve sürüye eleman yazılmaktan belli oluyor.

Koyundur.. soyun !...

Düşünselse akıl öncüllükle oluyor, kalbi veya organoleptik değildir...

Akıl-takıl diyagramı veya tekerlemesiyle; alay malzemesidir...

Kalbe mantık, aklı san(ı)dık yapıyor, enfiye sandığı/kutusu durumu ve konumu hal-i pür melulliğiyledir !

Organoleptik olarak sadece bütünselliyoruz.

Görmek gözlerle veya görsellikle değildir, demek istiyorum.

Organ deyince kalbe beyin ve beyne de kalp eklersem, insandan rahatsız olup ta gönül insanı ararsam.. akıldan rahatsız olup, akıl dışılıklar yapmayı; mucizemsilikler ve keramet tellallığına evirirsem, sonuç hep matematiksel çıkıyor; insanımsılıktır.

Sen kaçtığını zannet rasyonelden.. irrasyonel de rasyoneldir !...

Onda da, yani insanımsıda da organoleptik halusi haller vardır.

Onun farkı kompleks değil iki bölümlüdür.. kompleks "aşağılık" seviyesinde bir garibe durumudur...

İki bölümse eğer mutlaka yapısal ve işlevseldir, moda ya hani ?!

Çok fazla gelişmemiş, "öglena" hayvanından bir adım ileri ve ketum...

"Esfele safilin"e dahi yazık, o derece ve o kadardır !

Yapısalı mide, işlevseli de belaltı ya da oturma bölgeleridir.

Belaltı düşünen.. millete belaltı vurur ki, şaşırmıyoruz !

Böylecedir, böyledir; böylelikledir...

Formüle ediş; görmek birikim ve bilinçledir, akılladır.

O diyagram ya da tekerlemeyse:

Akıl akıl ey akıl !

Hadi git, insanlıktan çık ve insanımsının bilmem nerelerine takıl...

27.05.2014/06.51
Ahmet Kutlu Ayyüce