1) Karnı Tok Doğanlar da Var

Yıl:1999 Marmara 17 Ağustos Depremi sonrası
çalıştığım kurum olarak biz de
sosyal sorumluluk ve insani yükümlülük
gereği ekip oluşturarak, yardım konvoyu
hazırladık.
O zamanlar, toplum ve ülke olarak
çok hazırsızlık yakalandık.
Biz yardımları dağıtıp döndüğümüzde,
Resmi araçlar bölgeye yeni yeni
gelmeye başlamıştı.
Sabit ve cep telefonu, internet
hiçbir iletişim aracı çalışmıyor ki,
bölgede acil ne ihtiyacı var öğrenelim.
Gençlik yıllarımda, amatör telsizcilikle de
uğraştığımdan, hemen aklıma bölgedeki
amatör telsizcilerle irtibat kurmak geldi.
Bursa’daki amatör telsizciler derneği
aracılığıyla acil ihtiyaç maddelerini
öğrendik,hazırlayarak yola çıktık.
İlk uğradığımız yer, Yalova oldu.
Daha sonra Değirmendere istikametine
doğru yol aldık.
Yan yatan binalar, denize gömülmüş
apartmanlar,Kurtarılmayı bekleyen canlar…
Kelimeyle tarif edilemeyecek duygular
içerisinde biz görevimizi en hızlı
şekilde yapma niyetindeyiz.
Farklı gruplar oluşturmuştuk.
Her grup, farklı ihtiyaç maddesini dağıtıyordu.
Ben Şakir Bey ile birlikte görev aldım.
Aracımızı o kullanıyordu.
Birden bahçe içerisinde üzgün ve düşünceli
yaşlı bir kadın dikkatini çekti Şakir Bey’in:
“Ali Rıza Bey, ihtiyacını bile sormayalım.
elimizdekilerden bir gıda paketi hazırlayalım.
sen git teslim et” dedi.
Paketi hazırlayıp, hüzünlü teyzenin yanına vardım:
“Teyze hanım, iyi günler,Bursa’dan geliyoruz.
Acınızı paylaşmak için buradayız. Acil ihtiyaçlarınız
nedir öğrenmek isteriz?” dedim.
Teyze hiç beklemediğim bir cevabı verdi:
“Bütün ailemi kaybettim. Hiçbir şeye
ihtiyacım yok, getirdiklerinizi kim yiyecek,
giyecek ki?” deyince elimdeki paketlerde
ne diyeceğimi şaşırdım.
“Trilyonluk serveti ile aç ölenler olduğu gibi,
Fakr-u zaruret içinde tok doğanlar da varmış”
düşünce ve duygularıyla, yolumuza devam ettik.

2) Madde ve Sanat Ruhu

1995’li yıllar, Dünyaca ünlü bir müzik üstadını,
konser programı için ağırlayacağız.
Sahne dizaynı ve konsantrasyona çok önem veriyor.
Önceden haber göndermiş:
“sahnenin sağında solunda, tarihi, nostaljik sanatsal
objeler olursa , konser performansım daha iyi olur”

Tarih ve sanat ruhu ile doğmuş Şakir Bey ile
tüm antikacıları gezerek, değişik antika eserler
topluyoruz. Herkes kentinde Şakir Bey’i
proje adamı, mühendis imajı ile tanıdığı için,
“bu halimizi birisi görse yanlış yorumlar”
diye de düşündüm aslında.
Bizim bu arayışımız içerisinde, Şakir Bey’i
yakından tanıyan, bürokrat giyimli
bir beyefendi çıkmasın mı?
Daha hal hatır sormadan, kullandığı
cümleye bakınız :
“Şakir Bey, işi bırakıp da hurdacılığa mı
başladın”
Tüm dünyası, ufku; hurdacılık olursa
bir insanın, elinizdeki Yakutu bile teneke
olarak görmesi normaldir.
Adama yarım saatte amacımızı zor anlattık.

Anılar devam edecek…
Hoşça kalın, dostça kalın

Ali Rıza Malkoç
14/05/2014