2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
636
Okunma

"Yürüdükçe azaldığını düşündüğümüz
ve gittikçe uzayan bir yolculuk bu."
Kırılgan bir kahramanız hepimiz. Dağılmışız dört bir yerden, savrulmuşuz kıyılarına hayatın, rüzgar savurmuş her bir şeyimizi “hiç” olmuşuz. Yitik bir hayaleti arayıp durmuşuz,gemiler yakmışız, ne uzaklar yakın etmişiz ve ne yakınları ulaşılmaz.
Küçükken bitirmek üzere olduğum bir kitabı okurken dua ederdim kötü bitmesin diye. Ve bitmezdi de. İyiler asla kaybetmezdi masallarda. Kötülerin dünyası değildi bu.Henüz öğrenmediğimiz şarkıları vardı, işitmediğimiz sesleri, yüzleri vardı ki hiç görmemişiz.
Şarkılara küstünüz mü siz?
Acınızın üstüne tuz basan ezgilere…
Ben şarkılarla besledim mutluluklarımı en büyük hayal kırıklığımla birlikte.
Ona sarıldım, tutundum ki kopmaz sandım. Ve bazen biliriz ki hayat bir gölge oyunu gibi ,küçük bir sahnede birkaç oyuncuyuz sadece.
Kopmaz sandım, tutundum.
Kopunca, savrulduğum boşlukta her şeyi unuttum.
Boşluk kocamandı. Düştükçe daha da büyüyen bir karanlık gibi.
İnsan yaşarken ölümün o soğuk yüzünü de öğrenir.
Bedeni öldürmeye gerek yoktur bunun için.
Ne var ki ölümü gören bir insan için tekrar ölmek de zor değil.
Sonu bilinmez bir yolculuk bu.
Zamansız.
Ve bir bakmışsınız ki elini tutmak arzusu içinde özlem duyduğunuz; yok.
Söylenen her söz kifayetsiz,
her ses gürültü yığını,
her şarkı anlamsız.
“Düşün ki ben bir şarkıydım, unuttun.
Bir masaldım sonu sendin.
Ve öyle bir öldüm ki kırkım çıkmadan yüreğine gömdün beni."
"Ben daha ölmem." dedi kadın;
İnsan iki kere ölmez ki.”
N.K -2014