Uzun yıllar önce dinlediğim bir fıkra geldi de aklıma, sizlerle paylaşmak istedim.
Bilirsiniz İkinci Dünya Savaşından sonra Alman’larla Yahudi’lerin arası pek iyi değildir. Fıkra bu ya bir tren kompartımanında karşılaşır bir Alman’la bir Yahudi. Yahudi içeri girdiğinde tipinden de konuşmasından da bir Almanla karşılaştığını hemen anlar. Bu güzel giyimli ve yakışıklı Alman’a tam anlamıyla gıcık olur. Arkasından bir güzel kız girer içeri. Birkaç tane de vatandaşla yolcular tamamlanır ve tren hareket eder. Zaten hınç içinde olan Yahudi bu Almanla güzel kızın birbirlerine sempati ile baktıklarını görünce iyiden iyiye zıvanadan çıkar, ama belli etmez. Almana verilecek ders ve alınacak öç için fırsat beklemektedir.
Tren bir müddet gittikten sonra bir tünele girer. Kompartımanda kısa süreli bir karanlık olur. Karanlıkla birlikte bir öpme sesi “mucuuuk” duyulur ve ardından güçlü bir şamar ”Şırraaaak”.
Tren tünelden çıktığında orda bulunanlar Alman’ı şaşkın ve bir yanağı kıpkırmızı görünce içlerinden derler ki:” Şu adam kızı öptü, kız da ona okkalı bir tokat attı, iyi de oldu.”
Alman ise şaşkındır:”Bak sen şu işe, kızı kim öptü bilmiyorum ama şamarı ben yedim.”
Kız hepsinden şaşkındır: “Şu Alman beni öpmek istedi ama başkasını öptü, şamarı da yedi enayi. Hiç de göründüğü gibi değilmiş, terbiyesiz adam. Hak ettiğini buldu.” der ve Alman’a sırtını döner.
Bu arada Yahudi de bıyık altından gülmektedir ve içinden der ki: “Nasıl ya bir taşla üç kuş vurdum. Nem Almandan katlettikleri ırktaşlarımın öcümü aldım, hem kızla arasını bozdum, hem de diğer yolcular arasında itibarını bitirdim.”
Şimdi dostlar bu fıkradan bir çıkarımınız oldu mu? Fıkradaki Yahudi kim dersiniz? Ergenekon mu, derin devlet mi, dış güçler mi, yoksa sadece Yahudi mi? Ötekileri söylemeyeyim. Onların kim olduğunu da siz bulun. Yalnız benim sözüm kıza.
Yahudi’nin oyununa geldin haberin yok kızım!