Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Fulya CODAL
Fulya CODAL

Pazar Yeri

Yorum

Pazar Yeri

11

Yorum

4

Beğeni

0,0

Puan

1502

Okunma

Okuduğunuz yazı 24.3.2014 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
Pazar Yeri

Pazar Yeri








kalabalık bir pazar yerindeyim. duygularını satışa çıkarmış satıcılar var burada.
rengârenk tezgahlarda allı morlu hüsranlar, kederler, pembe sevinçler, siyah acılar, kıymıklı gözyaşları var.
insanlar mutsuzluklarına müşteri arıyor, belki bir ortak.
birileri kimselerle hemhal olmak, mutsuzluklarını olduğu kadar mutluluklarını da bölüşmek istiyor.
yalnız hiçbir şeyin tadı yok. öyle ya yalnızlık zehirli kara bir ok!
hiçkimse oralı değil. çok insan var orada ama alıcılar gelmemiş sanki. herkes kendi duygularıyla cebelleşiyor.
kimsenin başkasının tasasında yahut neşesinde gözü yok.

onunla gittiğimiz pazar yeri geliyor gözümün önüne. beni mutlu etmek için aldığı kırmızılar, yeşiller..
ve bir başkasıyla birbirinden ayrı yürüdüğümüz diğer kalabalık pazar yeri.
pazarları seviyorum. kalabalıkları seviyorum. sevdiklerimi kalabalık pazar yerinde görmeyi seviyorum.
pazar yerinde annemin elini bırakıp kayboluşlarım ve ağlayışlarım geliyor aklıma.
korkumu yenmek ve geçmişimle yüzleşmek istiyorum. belki bu yüzden sevdiklerimi kalabalık pazarlara götürüyorum.
bazen onları, bazen de kendimi orada kaybetmek, unutup gitmek istiyorum. annem bilse bu yaptığımı çok üzülür.
rüya mı gerçek mi emin olamıyorum fakat
küçükken kaybolduğumda gözlerim kan çanağına dönene kadar ağlamıştım bir keresinde.
kaybolmak en korktuğum şeydi o zamanlar. şimdiyse en çok istediğim şey..

aynı kalabalıkların yalnızlarıyız onunla. o da benim gibi hiçbir şey satın almadığı bir pazar yerinde dolaşıyor.
onu oraya kim itti bilmiyorum. onu pek sık görmüyorum.
rastlaştığımız zamanlarda dikkatle izliyorum sessiz sedasız gezintisini.
kimseyle konuşmuyor.
bazen kimsenin ilgisini çekmeyen bir tezgahın önünde dakikalarca durup merakla bakıyor ve nadiren de olsa gülümsüyor.
sonra pazardan çıkıp incecik bir yolda kıvrılıp sakin hayatına geri götürüyor yalnızlığını.
yalnızlığını gezmeye çıkaran herkes kadar o da omuzları düşük, bir yanı eksik, yenilmiş ve çaresiz adımlarla evine dönüyor.


bende eve geri dönüp geçenlerde sınavı berbat geçmiş bir gençten aldığım umutsuzluğu,
sevdiğinden ayrılan bir kızın artık istemediği için bana sattığı vazodaki çürüyen güllerin çekişen canıyla birleştiriyorum.
aynı hislere, aynı yaralara, aynı hezeyanlara maruz kalanlar birbirini iyi tanır.
ve çoğu zaman biribirlerini iyi etmeleri için çivinin çiviye şifası niyetiyle biraraya getirilirler.
ben de öyle yapıyorum. canı yanan, acıyı tanır. acıyı tanıyan başkasıyla tanıştırmak istemez, yanmasın diye kimsenin canı.


bugün de pazar yerinden elim boş dönüyorum. istediğimi bir türlü bulamıyorum. ne istediğini bilmeyenlerdenim ben.
annem geliyor öğle üzeri. kahve içiyoruz birlikte.
fincanı her zamanki alışkanlıkla kendime doğru döndürüp kapatıyorum. ben ne zaman bu hale geldim.
ne zaman başladım karmaşık bir siyahlıktan gelecek adına belirgin medetler ummaya..
bir kadına benzettiğim karartıyı netleştirmeye çalışıyorum gözümde.
benim gibi darmadağın, benim gibi bencil, benim gibi ayrık..
bir adama yüklediği anlamları hangi tezgahtan aldığını unutmuş.
geceleri onu hatırlamak, uyandığında hatırladıklarını silmekle tükenir olmuş bir kadın..
kadını tanıyorum. bu kadının ciğerini biliyorum.


hiç düşünmeden kapısına gidiyorum. kapıyı açıp iri gözlerle bana bakıyor. yardıma ihtiyacı var en az benim kadar.
bu kadında tuhaf bir şey var. biraz olsun hafifleyebilmek için ona iyilik yapmak istiyorum.
iyi bir insan olmak istiyorum. arınmak için bir budist gibi kullanıyorum onu. buda heykeline dönüşüyor kadın.
onu pazar yerine götürüyor ve ne isterse alabileceğini söylüyorum. bedeli neyse ödemeye hazırım.
kadın boş gözlerle bakıyor bu kez. ihtiyacı olan tek şey var. onu bu pazarda satan birine hiç rastlamadım.
kadın çılgınca onu arıyor, bulabileceğine inanıyor. burada satılmayan şeyler var o bunu bilmiyor.
bende söyleyemiyorum aradığı şeyi bulmasının imkansız olduğunu.
suçluluk duyuyorum bana hayli pahalıya patlayan elimdeki son ümidi ona verdiğim için.


kadın kalabalığın arasında gözden kayboluyor. onu buraya kendi ellerimle getirdim ve şimdi onu kaybettim.
telaşla koşarken omuzundan düşürdüğü şalı eğilip yerden alıyorum.
bu benim şalım. bu mor şalı or almıştı bana, üzerine kokum sinmiş. o giden kadın başkası değil. o benim!
içim sıkılıyor, içim daralıyor, ağlaya ağlaya haykırıyorum;

’’gelecek değil geçmiş diyorum!
geçmişi satan yok mu, yok mu ha! yok mu!’’






fulya/mart 2014

Paylaş:
4 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Pazar yeri Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Pazar yeri yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Pazar Yeri yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Erol Yaşadıkça
Erol Yaşadıkça, @tekseker
28.4.2014 17:34:32
kalemin daim olsun
**Havin_**
**Havin_** , @--havin---
25.3.2014 23:03:41







Yukarıdaki "evet" var ya, çift *e kullanışımın sebebi yüksüz yazının edâsı idi. Yüksüz. Kimsesiz. Hiç. Tek başına harfler. Heyecanlıydım hatırlıyorum ve sevinç çığlının aynasına bakıyordum. Ben.. Gülümsüyordum. Bunun için özür dilemeyeceğim, o kadını ben de tanıyorum. Dahası, ben şu ortak ses arayanların bildiklerinden yoksunum.



İnanın hiç mi hiç ilgilenmiyorum bunun beyne saldığı karıncalarla, kâlbe oturttuğu taşlarla. Bir kelimeyi kullanmayı evvel zamanlarda çok severdim. Sevmek ne kelime, hissederdim. Rûh'umun hürriyetiydi bir nevî. Fakat çok sonra, bunu gözümü kırpmadan kullandığım insanlar benimle konuşurken bir kere kullandılar. Bir kere. Çünkü onlar o kelimenin ne demek olduğunu bilmiyorlardı. Pek tabiî ben yeni bir lisân icat etmemiştim ama onlar benim silahımla alnımı nişan aldıklarını zannediyorlardı. İlki mühim değildi, tebessüm etmişti. İkincisi... Ben o kelimeyi bir daha aslâ kullanamadım.




Pazar yeri ne kadar kalabalık değil mi. Ve.. Sanki herkes tek sûretin gölgesi. Ne önemi var ki, bu yazıyı okuduğum için iyi hissediyorum.



Bir dokun bin âhh işit, olmasın diye kısa kesmeliyim diyorum ne dersiniz. Hoşnut kılanın isimsiz olduğunun bilincindeyim. Farklı. Yazıyı yazanın adını bilmiyorum, kalem de öylesi bir rüzgârı dokumuş ki yazanın değil okuyanındır eser, sözüne mühür olmuş...



Güzeldi, teşekkürler.



Sevgiyle kalın..


(Çift yorum farkındayım, hoş görün..)








Adem Güngör
Adem Güngör, @ademgungor
25.3.2014 17:59:07
Tebrikler
küsss
küsss, @kusss
25.3.2014 17:17:10
bekleme odasından sonra şimdi de pazar yeri.. bu kalem okunmayı cidden fazlasıyla hakediyor, e bize de bu güzel içdökümlerini paylaştığı için yazarına koca bir teşekkür etmek düşüyor.

yazıya gelince... sanıyorum geçmişe saplandığımız sürece o mor şalları pazar yerinin ortasında bulunan yapayalnız bir kavak ağacına bağlamaya devam edeceğiz. insan en iyi kendisinin mucidi.

acıyı bilenin başkasının acı çekmemesi için uğraşması ve önceden kalabalıklarda kaybolmaktan korkarken şimdi onu istemek.. gerçekten etkilyeciydi. hangimiz değişmiyoruz ki?

son zamanlarda okuyup bu denli içinde olduğum ender yazılardandı. büyük bir kaos ortamı gibi, hortum gibi içine çekti..kutladım.

**Havin_**
**Havin_** , @--havin---
25.3.2014 13:59:04











Eveeett.. Geleceğim, yazı beni unutmasın lütfen.








grafspee
grafspee, @grafspee
25.3.2014 10:35:03
dün günün koşuşturması arasında bir anlığına okuyup geçtim yazınızı. aslında hoşuma gitti ama yorum yazmadan çıktım. bugün de "bak dün beğenini belli etmedin ayıp oldu" dercesine güne gelmiş. bu sefer mahcup olarak geç de olsa tebrik etmek istedim. elinize sağlık efem. hoş duygular uyandırdı.
Etkili Yorum
Davidoff
Davidoff, @davidoff
25.3.2014 09:36:53




Bravo Fulya...

Kalemin ile hayal gücünün yarış halinde olduğu bir yazı okuttun bizlere. Bazen terledik peşlerindeyken, bazen pazarcının biri,

-hoop dedi, bu ne telaş?

Hadi gel de, Fulya'yı okuyorum de şimdi. Öyle hızlıydık ki; zaten duymaz, duysa bile inanmaz.


-hoooppp vatandaaaş, koşarken mi?



Sana demedim mi Fulya?




Geçmişi satan yok, ne koşup koşup durdurdun peşinden bizleri de boşu boşuna?
Bak pazarcıya, inandı mı ki koşarken seni okuduğuma şimdi?



Sevgiyle.








Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy, @gulum-camlisoy
25.3.2014 01:45:47
Güne ve yerine yakışan nadide bir çalışma.

Değerli kaleminizi ve şahsınızı kutlarım.

saygılarımla...
UÇUK
UÇUK, @ucuk
24.3.2014 16:45:10
Güzel bir yazı okudum,saygımla.
Bilser
Bilser, @bilser
24.3.2014 16:11:44
10 puan verdi
"...çok insan var orada ama alıcılar gelmemiş sanki."
şehirler doldu ....
her insan köylerin sessizliğine bırakıp gelseydi ....

"..herkes kendi duygularıyla cebelleşiyor."
pazarlar dolar mıydı yine de...
mesajlar ...mailler ...twitler...

yetmiyor ki pazar yerleri yine kalabalık ....
"... kadın çılgınca onu arıyor, bulabileceğine inanıyor. burada satılmayan şeyler var o bunu bilmiyor..."
çoğumuz pazarda satılmayanları arıyormuşuz meğer...

selam ve saygılarımla
Sular KARASI
Sular KARASI, @sularkarasi
24.3.2014 15:46:50
geleceği olmayanın geçmişi
dönmez ise geri
.
.
yine de bir çocukluğa inmek gerek, temeli herkesin sahip olup bizim olamadıklarımız olabilir, bir anne, bir baba, bir abi abla yokluğu gibi.

kaotik ama çözümsüz değil. oluru da vardır...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL