Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
gürhan
gürhan

BAŞ AĞRISI

Yorum

BAŞ AĞRISI

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

2102

Okunma

BAŞ AĞRISI

BAŞ AĞRISI

Adam ağlamaklıydı, sağanak sağanak hem de. Şemsiyesi yoktu yüreğini koruyacak Her damla isabet ediyordu. Her ıslaklık hasta ediyordu. Gözyaşlarıyla yıkanıyordu. Yarası acıyordu. Ağlıyordu.

Aşk üzre yakardı en içten ağıtlarını. Dizerdi manzumelerini sayfalara. İşlerdi en sert ve amansız yüreklere. Filiz filiz olurdu taş yürekler. Kayaları yarıp çıkan bir incir fidesi... Buzları kırıp boynun uzatan bir kardelen… Teşbihti onun inci sözlerine.

Kalpten kalbe akardı ağıdı. Gözden göze akardı. Ağlamak da parayla değildi ya! Bedavaydı bedava ve kalpten gelirdi. Adam aşkın çemberinden geçmişti. Çapı belliydi.

Sevgili baş ağrısından mustaripti. Adam çok ama çok hüzünbazdı. Sevgiliyi böyle duyunca baştan ayağa ağrı kesildi. “Migrenin tutmuş meğer ondanmış gözlerimi açamayışım.” diye sayıklıyordu.

Aşk böyle bir şey olsa gerek! Başı ağrırsa birinin, diğerinin gözlerinden yaş gelirdi.
“Geçmez bu dert gitmez.
Sen migrensiz olamazsın
Ben sensiz olamam” diyordu. Söze hudut çizilmezdi. Aşka nokta konmazdı. Kalbe kilit vurulmazdı. Aşk da bir hastalık haliydi. Sağlıklı bünyede bulunmazdı. İllaki marazlı olacaktı, illa ki arızalı olacaktı.

“Sen orada kıvran dur
Ben burada gözyaşı dökeyim.
Çekilmez bu illet bitmez.” diye yanıyordu. Ağrıyordu her gece ağlıyordu. Dua ediyordu, onu diliyordu. Aşk dilemekti ve dileğinin gerçekleşmesi için beklemekti.

“Rozet söktüler bu aşkta bende! Göz ağrındım baş ağrın oldum artık.” diye yazıyordu. Yüreğine hüzün tohumları ekiyordu. Gözyaşlarıyla suluyordu. Sözleriyle buduyordu. Kuruyordu, kalıyordu. Kırılıyordu.
“İlacım sensin, dermanım
Darağacında fermanım sen” diye isyan ediyordu. Varlık içindeki yokluğuna yanıyordu. Yokluk içindeki varlığına sesleniyordu. O varken yaşıyordu o yokken ölüyordu. Bir kere doğmuştu ama bin kere ölmüştü.

“Migrenin tutmuş
Ondandır başımı kaldıramayışım.” diyordu. Halsizliği, mecalsizliği, düşüncesizliği, kabalığı hep onsuzlukta ortaya çıkıyordu. Hastalığı, bıkkınlığı, sıkkınlığı, utangaçlığı, rezilliği onsuzlukta çıkıyordu.
“Doktor damardan bir iğne yap
Şifamı bulayım.
Doktor kalpten bir elektro şok uygula.
B-ela mı bulayım.” İyileşmek istemiyordu, bunu biliyordu. Onun gelmeyeceğini de dönmeyeceğini de bal gibi biliyordu.
Onsuz yaşıyor gibi yapmaktansa
Yaşamıyor olsa daha iyiydi.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Baş ağrısı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Baş ağrısı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BAŞ AĞRISI yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL