Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Halukgta
Halukgta

Nefsini Terbiye Eden, Dertleri İle Yüzleşmesini Bilir.

Yorum

Nefsini Terbiye Eden, Dertleri İle Yüzleşmesini Bilir.

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

630

Okunma

Nefsini Terbiye Eden, Dertleri İle Yüzleşmesini Bilir.

Bizler yaşantımıza, Kur’an ın eğitiminden, rehberliğinden uzak, beşeri inançlarla yön verdiğimiz için, elbette karşımıza çıkan zorluklarla da, mücadele etmesini ne yazık ki beceremiyoruz. Kur’an biz insanların kullanma kılavuzudur. Eğer bizler bu kılavuzdan uzak yaşayarak anlayamıyorsak, olaylar karşısında da, doğru tepkiler vermemiz, çözümler bulmamız mümkün olmayacaktır.

Bir aracı kullanırken, onun kullanma kılavuzunda yazdığı şekliyle kullanmadığımız takdir de, araç zamanından önce bozulacağı gibi, bizleri ekonomik olarak ta zora sokacak, çok sorunlar yaratacaktır. İşte hayatımız yani bedenimizde aynen böyledir. Onu nasıl kullanacağımız, içimizdeki ruhu nasıl terbiye edeceğimiz çok önemlidir. Terbiye edilmemiş bir ruh, nefis ne yapacağını bilmeden uçan kuşa benzer. Bir o yana, bir bu yana anlamsız uçar durur.

Bizler yaşantımızda karşılaştığımız zorlukları, doğru analiz edip üzerinde hiç düşünmeden, kötümser anlık düşünüp, ruhumuza/nefsimize oradan da bedenimize büyük zararlar vermekteyiz. Hâlbuki Allah bizleri zorluklarla imtihan ettiğinin örneklerini rehberinde açıklayarak vermiştir. Her zorluğun sonunda bir güzellik vereceğini de müjdeler bizlere.

Karşımıza çıkan zorlukların, adeta bizleri olgunlaştırdığını, doğruya yöneltmenin, doğruları anlayabilmenin, bir yöntemi olduğunu anlatır. Daha açıkçası Kur’an bizler için doğruyu bulmanın ana kaynağı, psikolojik terapinin merkezidir. Allah Kur’an dan bahsederken, ona FURKAN ismini vermiştir. Furkan eğriyi doğrudan ayıran demektir. Ondan yararlanmasını doğru öğrenemediğimiz için, olaylar karşısında adeta yaşam şevkimizi kaybedip, hem ruhumuza/nefsimize hem de bedenimize büyük zararlar vermekteyiz.

Anlatmaya çalıştığım konunun, daha güzel anlaşılması için, kıssadan hisse olur düşüncesiyle, bir olayı nakletmek istiyorum. Lütfen üzerinde dikkatle düşünelim.

(Hintli bir yaşlı usta, çırağının sürekli her şeyden şikâyet etmesinden bıkmıştı. Bir gün çırağını tuz almaya gönderdi. Hayatındaki her şeyden mutsuz olan çırak döndüğünde, yaşlı usta ona, bir avuç tuzu, bir bardak suya atıp içmesini söyledi. Çırak, yaşlı adamın söylediğini yaptı, ama içer içmez ağzındakileri tükürmeye başladı. "Tadı nasıl?" diye soran yaşlı adama öfkeyle "acı" diye cevap verdi.

Usta kıkırdayarak çırağını kolundan tuttu ve dışarı çıkardı. Sessizce az ilerdeki gölün kıyısına götürdü ve çırağına bu kez de bir avuç tuzu göle atıp, gölden su içmesini söyledi. Söyleneni yapan çırak, ağzının kenarlarından akan suyu koluyla silerken aynı soruyu sordu: "Tadı nasıl?"

"Ferahlatıcı" diye cevap verdi genç çırak. "Tuzun tadını aldın mı?" diye sordu yaşlı adam. " Hayır" diye cevapladı çırağı. Bunun üzerine yaşlı adam, suyun yanına diz çökmüş olan çırağının yanına oturdu ve şöyle dedi:

"YAŞAMDAKİ ISTIRAPLAR TUZ GİBİDİR, NE AZDIR, NE DE ÇOK. ISTIRABIN MİKTARI HEP AYNIDIR. ANCAK BU ISTIRABIN ACILIĞI, NEYİN İÇİNE KONULDUĞUNA BAĞLIDIR.

Istırabın olduğunda yapman gereken tek şey, ıstırap veren şeyle ilgili hislerini genişletmektir. ONUN İÇİN SEN DE ARTIK BARDAK OLMAYI BIRAK, GÖL OLMAYA ÇALIŞ." )

Gerçekten bizlerin yaptığı en büyük yanlış, karşılaştığımız zorlukları, kendi kafamızda bir noktaya toplayıp, büyütmekle yapıyoruz. Hâlbuki Allah, ben sizlere çekemeyeceğiniz hiç bir şey yüklemem demiyor muydu? Elimizde olmayan zorluklarla karşılaştığımızda, bu zorlukları kendi içimizde büyütmek yerine, bunların bir imtihan olduğunu, bu zorluklarla mücadele ederek, nefsimizi güçlendirmenin yolunu aramalıyız.

Güçlü bir nefis sahibi olan insanın, bedenide güçlü olacaktır. Karşılaşacağımız zorluklara odaklanmak onu içimizde büyütmek yerine, onu yaşamımızın bir parçası olarak görüp, onunla mücadele ederek, onunla yaşamasını öğrenip, sorunlarımızı içimizde küçültmesini öğrenmeliyiz.

Karşılaşacağımız zorlukları, ilk bakışta farklı büyüklükte görebiliriz, ama şunu asla unutmayalım, imtihanda sorulan her sorunun zorluğuna göre, değeri de farklıdır. Bizlere zor gibi görülen sorunların üstesinden gelme çabamızın sonunda, unutmayalım ki en az onun değerinde bir güzellikle, mutlulukla karşılaşacağımızı bilmeliyiz.

Verdiğim örnek, aslında çok şeyler anlatıyor bizlere. Dertlerimizi kişiselleştirmeyelim, bu dert yalnız bizlere özel değildir, bunu unutmayalım. Allah elçilerini dahi büyük acılarla, zor imtihanlardan geçiriyorsa, aynı imtihanla bizler karşılaştığımızda isyan etmek yerine, Kur’an nuruyla güçlendirdiğimiz nefsimizle, dimdik ayakta kalmasını öğrenelim.

Acılarımızı tek noktada toplayıp, yalnız onu düşünür onunla yatıp kalkarsak, ızdırabımız çekilmez olacaktır. Bunu yaparsak kaybeden bizler oluruz. Yapmamız gereken, karşılaştığımız zorluklar karşısında, bilincimizi yitirmeden, imtihan olduğumuzun sorumluluğuyla, ONU NEFSİMİZDE KÜÇÜLTEREK ADETA UNUTURCASINA, ONUNLA MÜCADELE ETMESİNİ ÖĞRENMELİYİZ.

Dilerim cümlemiz nefsini Kur’an ile eğiten, içinde mücadele ateşi hiç sönmeyen, Rabbin halis kullarından oluruz.

Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Nefsini terbiye eden, dertleri ile yüzleşmesini bilir. Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Nefsini terbiye eden, dertleri ile yüzleşmesini bilir. yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Nefsini Terbiye Eden, Dertleri İle Yüzleşmesini Bilir. yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
selahattincansız
selahattincansız, @selahattincansiz
15.3.2014 00:53:07
10 puan verdi
"YAŞAMDAKİ ISTIRAPLAR TUZ GİBİDİR, NE AZDIR, NE DE ÇOK. ISTIRABIN MİKTARI HEP AYNIDIR. ANCAK BU ISTIRABIN ACILIĞI, NEYİN İÇİNE KONULDUĞUNA BAĞLIDIR.

Istırabın olduğunda yapman gereken tek şey, ıstırap veren şeyle ilgili hislerini genişletmektir. ONUN İÇİN SEN DE ARTIK BARDAK OLMAYI BIRAK, GÖL OLMAYA ÇALIŞ." )
ne kadar güzel ve doğru bir tespit. aynı acı farklı konumlarda daha can sıkıcı olabiliyor. eline kalemine sağlık. selam ve dua ile.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL