12
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1806
Okunma

Dün 8 Mart Dünya Kadınlar günüydü. Şairi, yazarı, ressamı velhasılı memleketin düşünen ve üreten beyinleri olarak her birimiz elimiz erdiğince, dilimiz döndüğünce bir şeyler yazdık, çizdik ve senenin hiç olmazsa bir gününde kadınımızı anlatalım dedik.
Dün yazılan çizilenlere şöyle bir baktım. Kendim de dahil neredeyse hepimiz üç aşağı beş yukarı aynı şeyleri yazmışız, benzer fotoğraflar kullanmışız. Yani ’’Kadın ’’ deyince hepimizin aklına gelen ilk şey kadının uğradığı şiddet olmuş. Kocası ya da yakınları veyahut tamamen başka kişiler tarafından şiddet görmüş kadınlar..
Karikatürler paylaşmısız. Paylaştığımız tüm karikatürlerde orangutan ile ayı arası bir yaratık, ( ki bu erkek oluyor ) elinde taş devrinden kalma bir silah olan kalınca bir odun parçası ve darmadağın edilmiş zavallı bir kadın. Kadınlar da erkekler de erkeğin işte böyle bir yaratık olduğunda hemfikiriz. Özellikle biz erkekler kendimiz dışındaki diğer erkeklerin nasıl bir ayı, nasıl bir orangutan olduğunu anlatmakla kalmıyor bunu ispat etmek için elimizde bulunan tüm delilleri ortaya koyuyoruz ve erkek olduğumuz için acaip bir utanç içindeyiz.
Ülkemizdeki kadınların çok büyük bir bölümünün kocalarından şiddet gördüğünü vurgulamışız yazılarımızda, resimlerimizde ve diğer sanatsal etkinliklerimizde. Özellikle resimlerde iki renk hakim: Mor ve kırmızı. Dayak yemiş kadın için bolca mor renk kullanırken cinayete kurban gitmişler için kırmızı rengi tercih ediyoruz daha çok.
Hemen peşinden yine şiddet..Bu sefer töre cinayetleri...Yazdıklarımıza , anlattıklarımıza bakacak olursanız aslında Türkiye’de kadın denen bir varlık olmaması, cemi-i cümlesinin töre cinayetleri neticesinde telef olmuş olması gerekir.
Sonra çok daha büyük bir sorun olan çocuk gelinler. Bu sorunu da öylesine bir ele almışız ki ülkede neredeyse her iki kadından biri dokuz ya da on yaşında anasının kucağından alınıyor ve dedesi yaşında bir adamın koynuna sokuluyor zorla.
Bu arada berdele kurban gidenler de var işin içinde.
Devam ediyoruz:
Tarlada bağda bahçede hâşâ huzurdan eşek gibi çalışan kadınlar, sırtında çalı çırpı taşıyan nineler, ikinci, üçüncü hatta dördüncü kadın olarak bir erkeğin koynuna girmek mecburiyetinde olan kadınlar...
Sokağa adımını attığı anda tecavüze uğrayan kadınlar, kızlar...Ensest ilişkiye maruz bırakılan yani babası, erkek kardeşi ya da dayısının tecavüzüne uğrayan kadınlar, kızlar...
İş yerlerinde mutlaka ama mutlaka şu ya da bu şekilde tacize uğrayan kadınlar...
Kısacası bu ülkede insan gibi yaşayabilen, erkeklerin sahip olduğu özgürlüklerden faydalanabilen tek bir kadın yok.
Şimdi merak ettiğim hususlar şunlar:
1- Biz yani Türk Milletinin erkek kesimi komple sapık mıdır? En azından ruh hastası mıdır ki bu ülkede ’’ Kadın ’’ Deyince aklımıza ilk gelen kavram ’’ Şiddet ’’ oluyor?
Yahu hakikaten hangi erkeğe sorsam ’’ Kadına el kaldırmak erkeğin acizliğidir, kadına uzanan eller kırılsın, kadın çiçektir, kadın anadır, kadın bacıdır, kadın eştir, kadın herşeydir ’’ Diyor...O halde bu kadınlara bunca çileyi çektiren kimdir?
2-Her ağzını açan kadın ’’Erkek egemen toplum ’’ Diyor. Dünya üzerinde erkek egemen olmayan bir tek tane toplum var mıdır? Yani erkek egemen bir toplum olma özelliği sadece biz Türklere has bir özellik midir?
3-Bir siyasi partinin seçim bürosuna yumurta atıp duvarlarına sprey boya ile slogan yazmak , ’’ Siz ne yapıyorsunuz yahu’’ Diyen bir erkeğin kafasına elindeki megafonu indirip daha sonra da pek çok kadınla birlikte o erkeği yaka paça dövmek, meydandan kaçmasını sağlamak suretiyle kadına şiddet, berdel, çocuk gelin, taciz, tecavüz gibi kadın sorunlarından hangisi çözüme ulaşmıştır?
4- ’’ Sevişirim evlenmem, hamile kalırım doğurmam’’ Diyebilenler kadın değilse nedir?
5-Nasıl oluyor da kadının bu kadar büyük eziyetlere maruz kaldığı bir ülkede avmlerde kafasına göre takılan kadın sayısı erkeklerden daha fazla ?
6-Türkiye’deki kadınlar hep ezilen, mağdur edilen,insan yerine bile konulmayan varlıklarsa yukarıdaki resimdekiler -erkek olmadıklarına göre- nedir?
Kimse yanlış anlamsın. Bu ülkede kadına şiddet ve diğer öteki sorunlar yoktur demiyorum. Zaten dersem rahmetli annemin kemiklerini sızlatmış olurum çünkü babamdan dayak yemediği günü neredeyse yoktu zavallının. Ben sadece kadın dediğimiz zaman ona tek bir pencereden baktığımızı diğer pencerelere hiç yanaşmadığımızı ifade etmek istiyorum.