Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
sami biberoğulları
sami biberoğulları

PATLAT BAKAYIM SEKİZ KİŞİYE BİR GAZOZ -8-

Yorum

PATLAT BAKAYIM SEKİZ KİŞİYE BİR GAZOZ -8-

16

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

1382

Okunma

Okuduğunuz yazı 29.12.2013 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
PATLAT  BAKAYIM  SEKİZ  KİŞİYE BİR  GAZOZ -8-

PATLAT BAKAYIM SEKİZ KİŞİYE BİR GAZOZ -8-


Türk sinemasını ses getiren filmlerinin başında elbette Hülya Koçyiğit, Fikret Hakan ve Erol Taş’ın oynadığı ’’SUSUZ YAZ ’’ Gelmektedir. Aslında İstanbul Cankurtaranda bir kıraathane işleten ve dünyalar iyisi bir insan olan Erol Taş, o filmde kardeşinin karısı olan Hülya Koçyiğit’e ( Filmdeki adıyla Bahar ) tecavüze kalktığı için bu filmden sonra - film altın ayı ödülü almış olsa da - Türk seyircisi - özellikle kadınlar - tarafından taş yağmuruna tutulmuştu pek çok yerde ’’ Ahlaksız adam ’’ diye. Ama bir röportajında Erol Taş, kendisine taş atan o insanlara ’’ Atın atın..Siz bana taş değil ekmek atıyorsunuz’’ Dediğini anlatmıştı.

Türk sinemasının konulu filmler kuşağında ikinci sırayı ise baş rollerini Yine Fikret Hakan ve Fatma Girik ile Aliye Rona’nın paylaştıkları Fakir Baykurt’un romanından uyarlanmış olan ’’ YILANLARIN ÖCÜ ’’ Alır. Bu film yıllar sonra yine çekildiğinde Fikret Hakan’ın yerini Kadir İnanır, Fatma Girik’in yerini Nur Sürer, Aliye Rona’nın yerini Fatma Girik, Deli Haceli - Erol Taş’ın yerini ise Erdal Özyağcılar almıştır. Yani ilk kadrodan tek Fatma Girik kalmış o da daha önce gelin iken ikinci filmde anne olmuştur. ( İkinci versiyonu, artık renkli olduğundan mıdır, yoksa Kadir İnanır’ın - Hacelinin karısı rolündeki - Serpil Çakmaklı’ya hendeğin içindeki yumulma sahnesinden midir bilmem, daha hoşuma gitmişti.)

Konulu filmlerde benim favorilerime gelince bunların birincisi on altı yaşlarımdayken seyrettiğim ’’CEMO’’dur. Türk filmleri içinde beni ağlatan ilk film bu olmuş ve tam altı kez para verip bilet alarak bu filme gitmişimdir. Çancı Ustası Memo ( Fikret Hakan ) ile Çoban kızı Cemo ( Türkan Şoray ) Arasındaki bu muhteşem aşkın çıbanı ise Türk sinemasının Erol Taş’tan sonraki en büyük kötüsü Bilal İnci olup Allah’tan o yıllarda bir yerlerde karşıma çıkmadı. Kesin öldürürdüm vallahi. Bu filmin çekimleri sırasında Türkan Şoray attan düşerek boynunu fena halde incitmiş, onun bazı sahneleri filmde Sanem rolünü oynayan Melda Sözen tarafından oynanmış ise de biz farkına varmadık.

Beni ikinci ağlatan Türk filmi ise adını yazdığımda hepinizin ’’ Evet ’’ Diyeceğinizden adım kadar emin olduğum ’’SELVİ BOYLUM AL YAZMALIM ’’ dır. Kadir İnanır, Türkan Şoray ve Ahmet Mekin’in baş rollerinde oynadığı bu filmin final sahnesinde ağlamayan tek bir insan bilmiyorum. O Samet Çocuğun - baba bildiği - Ahmet Mekin’e koşması, Türkan Şoray’ın da sonunda o anki kocası olan Ahmet Mekin’e ihanet etmeyerek onun elini tutması ve finaldeki ’’ Sevgi emek ister ’’ Sözü en taş kalpliyi bile hüngür hüngür ağlatmıştır.

Çok yakın zamanda ise beni ağlatabilen ender filmlerden biri ’’ THE İMAM ’’ Olmuştur. Bu filmi de -izlemeyen herkese- mutlaka tavsiye ederim.

Madem ağlamak dedik o halde bu minval üzere devam edelim. Yine yakın zaman içinde beni ağlatan bir kaç film daha vardır. Bunlardan üçü Oscar ödülü almış yabancı filmler olup Birinci sırayı Baş rolünde Tom Hanks’ın oynadığı ’’ YEŞİL YOL ’’ alır, ikincisi baş rolünde Mel Gibson’un oynadığı ’’ CESUR YÜREK ’’ ve üçüncüsü baş rolünde Leonardo Di Caprio’nun oynadığı ’’ TİTANİK ’’... Mutlaka ama mutlaka seyredilmesi gereken filmlerdir bunlar. Ben hâla bunlardan hangisini yakalarsam televizyonda, oturur seyrederim mutlaka. Türk Filmlerinden ise Sitemizin değerli şair- Yazarı Kemal Paracıkoğlu - Nurten Paracıkoğlu çiftinin evladı olan Halil Sezai Paracıkoğlu’nun hem senaryosunu yazıp hem de baş rolünü paylaştığıı ’’ İNCİR REÇELİ ’’ Mutlaka seyredilmesi gereken filmlerin başında gelir.

Türk sinemasının konulu filmleri içinde daha neler vardır neler? Mesela Kadir İnanır’ın henüz uzun çeneli, zayıf nahif bir delikanlı olup da kaşları çatılmadığı yani Kadirizm akımını başlatmadığı yıllarda Filiz Akınla baş rollerini paylaştığı ’’ UTANÇ’’ süper dram bir film olup doya doya göz yaşı dökmek isteyenlere tavsiye edilir. Ben filmde artık gazinolarda dansözlük yapmaya başlayan ve o günün değer yargıları ile kötü yola düşmüş Filiz Akın’ın ’’ Benim gururum var ’’ Sözlerini ve tek kolunu iş makinesine kaptırmış olan Kadir İnanır’ın - göz yaşları içinde - ona bıçağı köküne kadar daldırmasını hiç unutamam.( Zamanımızda artık annelerin babaların, kızlarının elinden tutup onları - dansöz olsun diye- gazinolara, barlara ,manejerlere götürdüklerini görünce de değer yargılarımızın yıllar içinde nasıl bir değişimden geçtiğini düşünürüm hep bu filmi hatırladıkça )

Bizim konulu filmler diye adlandırdığımız filmlerde konu genelde ya kan davası, ya da ağaların köylüler üzerindeki baskı ve zulümleri üzerine kurulu olsa da arada sırada gerçekten de kaliteli ve güzel filmler yapılıyordu.

On iki Eylül 1980 Askeri ihtilaline yakın dönemlerde ve sonrasında Türk sineması - seyirci açısından - adeta altın çağlarını yaşıyor ve pek çok kategoride filmler yapılıyordu. İşte bu dönem içinde filmlerin önemli bir bölümünde ortadirek altı insanların yaşantısı ve geçim zorlukları ele alınmaya başladı ki bu flmler içinde resmen saçma sapanlar oldukça önemli yer tutuyordu.

Bizimkiler herhalde yabancıların Robin Hood’undan çok fazla etkilenmiş olmalılar ki pek çok filmde vuran, kıran, patronların gırtlağına basıp onlardan zorla haraç alan mafya babaları daha sonra bu paraları gelir fakir fukara mahalle halkına dağıtır, onları dertlerinden kurtarırlardı hep. Mübarekler Mafya babası değil sanırsın Noel Baba... Gerçek hayatta bir tane bile böyle fakir fukara babası olan Mafya Babası olmamakla beraber, filmlerdeki mafya babaları hep bu şekildeydi. İşte bu filmlerle birlikte Kadirizm akımı da başladı.

Efendim..Önceleri dediğim gibi uzun çeneli, cılız, yumurta gibi parlak bir çocuk olan Kadir İnanır’ın önce kaşlarını çattırdılar, sonra az biraz daha şişmanlattılar ve nihayet son olarak da ’’ O kedi buraya gelecek üleeeeennn ’’ Demesini öğrettiler ve nihayet Karadağlı Kara Kadir ( ya da öyle bir şey ) olarak sürdüler piyasaya diyeceğim ama değil...Evveliyatı var. Kara Kadir, Kadirizm akımını yanlış bilmiyorsam YABAN Filmiyle başlattı.

YABAN Aslında Türk sinemasında bir dönüm noktasıdır. Özetle: Zengin ve oldukça şımarık, insanlara yukarıdan bakan ama etrafındaki paçoz erkeklerden de bıkmış, bu yüzden bunalımlar içinde olan bir kız, bir adada tek başına adeta bir dağ ayısı gibi yaşıyan, konuşmayan, gülmeyen, bir Allah’ın selamı bile ağzından çıkmayan bir hırboyla önce baya bir dalgasını geçer ama sonra nasıl olursa olur ( Hikmet-i ilahi ) bu hırboya aşık olur. Hatta fabrikatör babasını bile karşına alır bu aşk yüzünden. Yaban olacak ayı, bu fabrikatör kızına ayaklarını bile yıkatır ki bu tür filmlerin en gerçekçi sahnesi de budur.(!) Çünkü fabrikatör kızları bu dünyaya yabanların ayaklarını yıkamak için gönderilmiştir.(!) O değil de bizi de zehirlediler. Gittik boyumuza posumuza bakmadan mahallenin en zengin adamının kızına bastık tokadı aynen yaban gibi bize aşık olsun diye, kızın babası ağzımıza etti, kız ise karşımıza geçip ’’’ ooooohhhhh...İşte böyle ağzına ederler adamın. Bana tokat atmak neymiş gör’’ dedi, biz ayaklarımızı yıkayacak diye beklerken.

Velhasılı kelam Kadir İnanır aslında Türk sinemasında tüm dengeleri alt üst etti bu Kadirizm akımıyla. Düşünsenize bu filmin aynısının bir sürü kopyası yapıldı. Mesela : Cüneyt Arkın - Emel Sayın’lı RÜZGAR, Yine Cüneyt Arkın- Gülşen Bubikoğlu’lu VAHŞİ GELİN, Orhan Gencebay- Hülya Koçyiğit’li ’’ HATASIZ KUL OLMAZ’’ İbrahim Tatlıses- Hülya Avşar’lı LEYLİM LEY, Bile bu tür filmlerden sayılabilir.

Konulu filmlere devam edeceğiz yarın. ( Kadir İnanır- Tarık Akan ve biraz da Cüneyt Arkın ile )

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Patlat bakayım sekiz kişiye bir gazoz -8- Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Patlat bakayım sekiz kişiye bir gazoz -8- yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
PATLAT BAKAYIM SEKİZ KİŞİYE BİR GAZOZ -8- yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bir tutam hayat
Bir tutam hayat, @birtutamhayat
9.1.2014 07:34:32
Yeşil Yol, Titanik etkileyici idi.
Cesur Yürek bol kanlı.

The İmam'ı seyretmedim. Seyredeceğim.

Diğer filmlere gelirsek,
iz bırakanlar oldu ancak,
pek çoğunu da unuttuk gitti.
Türk filmlerine çok ilgim olmadı nedense.
Şükran AY
Şükran AY, @sukranay
30.12.2013 20:08:28


Her yönüyle Türk filimlerinin etik ve genel yapısına projektörlük yapan nitelikli bir yazı okudum.

Hem gülümsedim, hem geçmişe döndüm.Bu arada filimlerimize ait bilmediğim pek çok ayrıntıyı da öğrenmiş oldum. Hepsini izledim bahsi geçen filimlerin de

ben gençlik yıllarımda Ediz Hun hayranıydım..Çok kırıldım hiç bahsetmemişsiniz ondan :))


Türk filminin yakışıklı, kibar, centilmen gençleri de oldu değil mi...:))


Tarık Akan' ın başrolünü oynadığı " Ah nerede vah nerede" fiilminde, yürüyen otobüsün tepesine ağacın üstünden hoplayarak Gülşen Bubikoğlunun oturduğu cam kenarındaki açık camdan başını sarkıtırak asılma sahnesi :)))) gibi :)))



Yine bugün olduğu gibi geçmişte de ünlü ses sanatçılarının rol aldığı filimler vardı ...

hani piyanonun başında " Koklamaya kıyamam benim güzel manolyam " diyen Zeki Müren gibi...


Ahh ahhh çok güzeldi hepsi.

Teşekkürler sayın hocam bu güzel paylaşım için.Yetkin kaleminizi tüm kalbimle kutlarım.

Selam ve hürmetlerimle yüreğinize.





su_misali(Gülhun Ertilav)
su_misali(Gülhun Ertilav), @su-misali-gulhunertilav-
30.12.2013 15:32:36

hepsini oturup tek kalemde okudum

öncelikle hafızanızı, usta anlatımınızı, ve gün başarınızı yürekten kutlarım hocam

paylaşıma teşekkürler

yeni yıl , siz ve sevdiklerinize huzur sağlık ve mutluluk getirsin inşallah

saygı ve selamlarımla


Mücella Pakdemir
Mücella Pakdemir, @mucellapakdemir
30.12.2013 13:19:04
Haftada 3 kez gidilen sinema yıllarının çocuklarından olduğunuz ne kadar belli. Unutamıyoruz o filmleri. Şimdi seyrettiğimiz yarın aklımızda kalmıyor oysa. Ruhu öldü Yeşilçam'ın. yada bizler o romantizim çağının çocukları olmaktan çıktık. İkisi de doğru sanırım. Dün akşam film seyredeyim dedim internetten. Birkaç tanesine başlarından şöyle bir baktım. sarmadı vazgeçtim.
Maide Özgüç
Maide Özgüç, @maideozguc
30.12.2013 12:23:31
meğer ne çok film izlemişiz
harika bir nostalji rüzgarıydı
güne yaraşır yazınızı kutluyorum
tebrik ve taktir ile...


Serhat BİNGÖL
Serhat BİNGÖL, @serhatbingol
30.12.2013 12:16:38

kıymetli hocam

keyifle okuduğumuz bugüzel yazı dizisini ve emeginizi kutlarım

saygı sevgilerimle.
Ayvazım Deniz
Ayvazım Deniz, @ayvazim-deniz
30.12.2013 11:40:39
Arada tv de rasladığım ve göz yaşlarımı tutamadığım Boş Beşik var mesela bol bol ağlayabilirsiniz.:)

Hele Ezo Gelin Çok ağlamıştım izlerken. Eski Türk filmlerini ne zaman yakalasam tv de izlerim.

Güne düşen yazıyı kutladım.
sami biberoğulları
sami biberoğulları, @samibiberogullari
30.12.2013 01:13:52
''PATLAT BAKAYIM SEKİZ KİŞİYE BİR GAZOZ'' Başlıklı yazımın 3. Bölümünü olduğu gibi 8. Bölümünü de günün yazısı olarak seçen seçki kuruluna, sitemiz yönetimine, okuyup yorumlarıyla katkıda bulunan tüm arkadaşlarıma ve yorum yazmasa da okuyan tüm site arkadaşlarıma çok çok teşekkür ediyorum.
Mehmet Ziya Dinç
Mehmet Ziya Dinç, @siirlerinziyasi
30.12.2013 00:35:43
yazılarınızı 2-3 bölümünü okuyabildim ancak

mükemmel bir nostalji rüzgarı estirdiniz

bugün kü dizilere filmlere bakıyorum da saçma sapan şeyler

o günlerde teknoloji yoktu ama ruh vardı

saygılarımla
**Havin_**
**Havin_** , @--havin---
30.12.2013 00:26:37







Anlatımınız her zamanki gibi kendini okutan niteliklere sâhip. Üslûp ne de önemli. Filmler mi.. Bu anlattıklarınızın bâzılarını izledim. Diğerlerini, hayır. Türk sineması hakîkaten unutulmaz eserler barındırıyor. Lâkin.. Zevkler deyip noktalasam mı yoksa kavga dövüş üzerinden yapılana sanat denmez deyi devam mı etsem. Susmak..


Yeşil yol, Titanik.. Özellikle de Incir Reçeli, kaç kere izlediğimi bilmediğim filmler. Silahtan ne bileyim kavgadan daha önemli şeyler var. Hani yazınıza aldığınız anafikir cümleleri. Daha ön planda tutulsa keşke.


Paylaşım için teşekkürler.


Esen kalın.









glenay
glenay, @glenay
29.12.2013 22:47:29
Yine dalmışsınız flimlere, eski günleri hatırlatarak bizlere de.
Yalnız o benim çok sevdiğim Yılmaz Güneyden hiç bahsetmiyorsunuz.
Bir dahaki bölümde istek üzerine de olsa, bir satır değinmenizi bekleyeceğim.

boşverin Kadir İnanırı,
ben onu ilk fota romanda oynadığı günlerden bilirim.
Kaş çatsa ne çıkar:)

tebrikler,

selâm ve sevgilerimle..
AYSE 09
AYSE 09, @ayse09
29.12.2013 19:15:56
evet dolandık yine maziyi
güzeldi anlatım
dinmesin gönül sesin saygılarımlasın
kukurikuu
kukurikuu, @kukurikuu
29.12.2013 15:03:48
Sami Hocam ,
Ellerine sağlık.
Eskiye götürdünüz yine,
Saygılar.
Hasan Özaydın
Hasan Özaydın, @hasanozayd305n
29.12.2013 09:58:58
Bazen kafam büyük diye sitem ederdin demek ki bunlar doluymuş..
Tebrik ederim saygılarımla.
tacettin yıldırım
tacettin yıldırım, @tacettinyildirim
29.12.2013 07:48:47
hocam birazda sinemanın emekçilerinden bahset..... mesela hayati hamzaoğlu tatar ramazan..suphi kaner kadir savun....gibi.... öpüyorum can hocam
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL