6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
887
Okunma

SARI BANT ÜZERİNDE DEMOKRASİ ÜZERİNE MUHABBET
’’Demokrasi nedir?’’ diye en cahil insana bile sorsanız alacağınız cevapların içinde mutlaka ’’ Hiç kimsenin hakkına tecavüz etmemek ’’ Cevabı da olacaktır. Her ne kadar ’’ Hiç kimsenin hakkına tecavüz etmemek ’’ daha çok hukuk ve adaletle ilgili olsa da..E zaten demokrasiden hasederken hak ve hukuku hiç bir zaman bir tarafa koyamazsınız değil mi?
Niçin böyle bir girizgahla başladım yazıma ?
Anlatayım efendim.
Dün yine Kadıköy’e indim. Kadıköy’e indiğimde ben barların olduğu sokaklara öyle çok girmem ama bu sefer bir değişiklik yapayım dedim ve daldım nerede bir bar varsa o sokağa. İşte bu sokaklardan birisi de Cafer Ağa Mahallesindeki Tellalzade sokaktı.
Sokak komple bar, cafe ve restoranların olduğu bir sokak. Hava gayet güzel, insanlar cıvıl cıvıl, sokakların hepsi insan kaynıyor. Çoğu da ben gibi boş gezenin boş kalfası. Öyle hükümetin ’’ Kızlı- Erkekli ’’ Olayını takan yok. Manitasını kapan kendini atmış bu sokaklara ve elbette ki Tellalzade Sokağına da. Herkes hızlı hızlı yürüyor nedense ama benim hiç te acelem yok. Yavaş yavaş yürüyorum ve sokağın her iki tarafına da atılmış olan masalarda oturarak bira, rakı, artık aklınıza ne gelirse alkol yudumlayan insanları temaşa eyliyorum. Baktığınız zaman ’’ Alemin keyfi yerinde yine maşallah’’ Havaları.Lakin masalarda konuşulanlara kulak kabarttığımda aşağı yukarı herkes ’’ Bir dokun, bin ah işit. ’’ Vaziyette.
Tüm masalarda konuşulan konu aynı ’’ Ne olacak bu memleketin hali ’’ Durumları.
Memleketin hali vahim...Ayakkabı kutularından çıkan dolarlar, o sokaklarda nasıl gaz yedikleri, ’’ Bu daha başlangıç, mücadeleye devam ’’ durumları, ’’ Bu hükümet kesin gidiyor, artık adaletsizlik, hukuksuzluk sona eriyor’’ İnanç vaziyetleri... Yeni kurulacak hükümetin şekli şemaili...
Konuşuyor vatandaş. Hem de yüksek volümlü konuşuyor. Öyle fısıl fısıl değil.
-Bu sefer Tayyip gidiyor.
-Evet evet..Bu sefer yolcudur Abbas, bağlasan durmaz?
-Abbas da kim yahu? O nereye gidiyor?
-Kemal geliyor Kemallll.
-Ya oğlum Kemal olmaz...Ondan bi halt olmaz adam gitti yolsuzluktan soruşturma yemiş herifi İstanbul’a belediye başkanı yaptı.
-İyi de Kemal olmazsa kim olacak?
-Ne biliyim, --biiip biiip --- ( Burada bir küfür var .)
-Ooooluuum..Bunlar hele bir gitsin de gerisi kolay...Baktık bunlar da sapıttı, bunları da alaşağı ederiz.
-Dangalak dangalak konuşma lan. Biz mi gönderdik bunları. Feto olmasaydı naaahhh giderdi herifler.
-Haklısın la. Valla bir gün gelip Feto’ya teşekkür edeceğim aklımın ucundan geçmezdi
-Feto’yu da temizlemek lazım ama.
-Temizleriz anasını satayım. Şunlar bi gitsin ona da sıra gelecek.
Tüm masalarda demokrasi, sosyal devlet, adalet ve hukuk konuşuluyordu vesselam.
Yavaş yavaş sokaktan çıkmaya başladım ki bir şey gözüme ilişti. Adeta ’’ Ey Sami..Hep masalara baktın, bir de şu masaların konduğu yere, zemine bak ’’ Dedi bir ses. Kafamı aşağı indirince gördüm.
Ne mi gördüm?
Sokağın başından sonuna kadar uzanan sarı bir bant gördüm. Hani şu görme engelliler için yapılmış olan kabartmalı sarı bant...Tüm masalar o sarı bantın üzerindeydi ve insanlar, görme özürlülere ait olması gereken o sarı bantın üzerine konan masalarda hukuk ve adaletten bahsediyorlardı.
İnanmıyorsanız bir daha yazayım: İstanbul- Kadıköy- Caferağa Mahahallesi- Tellalzade Sokak...Kadıköy’e indiğinizde bir zahmet o sokağa giriverin.