Türkiye çözüm sürecinin getirdiği olumlu hava ile birlikte çok şükür son bir yıldır şehit haberleri ile sarsılmıyor. Kamuoyunda ne kadar tartışılsa da istatistikler sürecin başarıyla devam ettiğini kanıtlıyor. Tabi bu durumdan rahatsız olan ‘istemezük’ furyası, var gücüyle eleştiri bombardımanını devam ettiriyor ama sosyal olgular göz önünde bulundurulduğunda, toplumsal duyarlılık taşıyan her bireyin barışı desteklediğini unutuyorlar.
Şüphesiz ölümlerin durması, anaların gözyaşlarının dinmesi oldukça önemli fakat diğer yandan akıllara gelen bir başka mesele, sürecin yaklaşan yerel seçimlere nasıl etki edeceği yönünde.
Ak Parti’nin göreve geldiği günden beri sürekli dillendirdiği birlik, beraberlik, kardeşlik olgusu başarısının altında yatan temel etkeni oluşturuyor. Türkiye’nin doğusu ile batısı arasında ayrım yapmayan, her metrekareyi vatan toprağı olarak gören ve o bakış açısı ile hizmet politikasını yürüten bu kucaklayıcı anlayış, yıllardır hayal ettiğimiz, özlediğimiz barış ve huzur ortamının sağlanmasına önemli katkılar sağlamıştır.
Başbakan’ın her fırsatta dile getirdiği ‘Bizim için İstanbul neyse Diyarbakır odur. Ankara ne kadar önemliyse Hakkari de o derece önem arz eder’ tarzındaki söylemleri ve bölgeye yaptığı devasa yatırımlar eylem-söylem tutarlılığını destekler nitelikte. Nitekim geçtiğimiz günlerde Diyarbakır’da düzenlenen barış ve kardeşlik programına katılmak için bölgeye gelen sanatçı Şivan Perver, Diyarbakır’ı tanıyamadığını, çok geliştiğini ifade etmişti. Aynı şekilde bölgedeki diğer illerde (Hakkari, Şırnak, Bingöl v.s) gelişmişlik düzeyi yönünden olumlu adımlar atıldı. Her ile üniversite projesi kapsamında, eğitim kalitesi yükseltilirken, söz konusu şehirlerde havalimanları açılarak sosyal ve ekonomik olarak da artı değerler kazandırıldı.
Peki yapılan bunca yatırım ile birlikte yürütülen çözüm ve barış sürecinin bölgede yaşayan vatandaşlara etkisi ne yönde oldu? Konuya pragmatik bir açıdan yaklaştığımızda tabi olumlu sonuçlara ulaşıyoruz. Fakat 4 ay sonra yapılacak yerel seçimler önümüze daha net bir fotoğraf koyacaktır. Bugüne kadar bölgede siyasi açıdan kendisini Kürtlerin tek temsilcisi olarak gösteren BDP’nin, çözüm sürecinde PKK’nın güdümünden bir türlü sıyrılamayan görüntüsü hanesine eksi puan olarak yazılmıştır. Artık Kürtler de tıpkı Türkler gibi evlatlarını bir hiç uğruna kaybetmeye ve kandırılmalarına razı değil. Bu yüzden mevcut konjekturde Ak Parti Kürt seçmenine daha yakın duruyor. Zaten son yerel seçimlerde bölgede BDP’nin ardından gelen en güçlü oluşum Ak Parti. Hatta Ağrı, Bingöl, Bitlis gibi illerde ilk sırada.
Mart 2014 seçimleri ülkemiz adına bir dönüm noktası olacak mahiyettedir. Milletimizin özellikle bölgede Ak Parti’ye göstereceği teveccüh çözüm sürecinin olumlu veya olumsuz anlamda ivme kazanmasına yol açacaktır. Eğer söz konusu illerde ibre Ak Parti’yi gösterir ve iktidar ağırlığını hissettirirse bu sonuç, o noktadan sonra barış sürecinin önünde hiçbir engel kalmadığının göstergesi olacaktır. Aksi bir tabloda ise neler olacağını kestirmek zor. Ülkemiz ve milletimiz için hayırlı bir seçim olması dileği ile…