Bugün Türk ulusunun yetim kalışının yetmiş beşinci yılı.
Dile kolay bir insan ömrü kadar zaman Ata’sız geçti bu vatanda. Kederimiz mütemadi ve derindir. Bu suretle öncelikle Türk ulusunun önünü açan, bağımsızlık yolunda engel tanımadan zorluklara dilenen Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı, rahmet ve minnetle her gün anıyor ve arıyoruz.
Çünkü tüm dünyadan takdir gören ve tüm dünyaya örnek olan bir başarıya sahip mücadelenin tek timsali devrimlerimiz ışığında az zamanda çok büyük işler başaran ecdada sahip bir nesil olarak öncelikle kendimize sormamız gereken soru şudur ki:
"Bu emanete ne kadar sahip çıkıyoruz?"
Cumhuriyete, Türk ulusuna ve muhasır medeniyetler seviyesine uğraşma gayretine sahip çıkmak; bu yolda gereken emeği vermek ve mücadeleyi devam ettirmek boynumuzun borcu olmuştur. Bu emeğe ve mücadeleye sahip bir nesil olmak ve gelecek nesilleri bu güdümde yetiştirmek Türk ulusunun varlığını sonsuza dek koruyacaktır.
"Tek bir şeye ihtiyacımız var, çalışkan olmak"
Bu gün ve yarın, bize düşen en büyük görev, Ulu Önder’i ve Ulu Önder’in en büyük eseri Cumhuriyeti anlamak, Cumhuriyet değerlerimizi her koşulda korumak, Atatürkçü fikirlerin ışığında aydınlanan bir yolda yürümektir.
"Atam! Sen rahat uyu..."
Ebediyete intikal edişinden bu yana bizlere emanet ettiğin genç Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını korumak uğruna yürüyeceğimize her seferinde ant içtik. Varlığımızı Türk milletinin varlığına armağan ettik. Düşüncelerini benimseyerek Türkiye’yi aydınlık yarınlara taşıma yolunda devrimlerinizi sırtımızda taşımaya devam ettik. Aramızdan ayrılışının 75. yılında seni çok büyük bir gururla anmakta ve derin bir özlemle aramaktayız.
Bizlere bıraktığın çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ni ve senin vazgeçilmez devrimlerini sonuna dek koruyacağız.
Ruhun şad olsun.