Birkaç gün öncesine kadar öyle biliyorduk:
İlk yerli üretim savaş helikopterimiz ATAK T 129 Türkiye sanayimizin yüz akıdır.
İyi şeyler de oluyor bu ülkede. Böyle güzel ve teknoloji harikası bir helikopteri ürettiğimize göre, yakında savaş uçağı ve üstün vasıflı, uzun menzilli caydırıcı gücü yüksek füze teknolojisini de geliştirebiliriz.
Zararın neresinden dönersek kar oradan başlar.
Diye düşünüyorduk.
Bize öyle söylemişti onu tanıtan yetkililerimiz.
Geçen gün gazeteleri okuyunca durduk kaldık.
Ne yani ATAK helikopteri bizim üretimimiz olduğuna göre serbestçe satamayacak mıyız?
Yoksa yerli üretim değil de montaj mı yaptık?
Baksanıza ABD taş koyuyormuş.
Diyormuş ki;
Bu helikopterin motorlarını biz veriyoruz! Lisansı bizde! Biz izin vermezsek satamazsınız!
Şok olduk!
Ne yani bu bizim üretimimiz değil miydi?
Koskoca yöneticilerimiz öyle dememişler miydi?
Sanırım onları da yanılttılar.
Bizi kandırmaya çalışacak halleri yok ya.
Aslında yerli üretilen ALTAY tankında da değişik şoklar yaşamıştık.
Şimdi birkaç soru sormak hakkımızdır sanırız:
Bu helikoptere “yerli üretim” demek doğru mudur?
Bu helikopterleri biz Amerika’nın izni olmadan kimseye satamaz mıyız?
Yerli savaş uçağımızı ne zaman yapacağız?
Uzun menzilli “füze teknolojileri” bizde yok mu?
Rahmetli Erbakan Hocamızın öncülüğünde yapılmış bulunan “Devrim” arabaları hariç tutulursa, yerli araba yaptık mı, yapmadık mı?
Uçaklarımızın, helikopterlerimizin ve tanklarımızın elektronik aksamlarına bir başka ülke uzaktan müdahale edebiliyor mu, edemiyor mu?
Ordumuzun hayati istihbarat ve caydırıcı teçhizatları yerli üretilebiliyor mu?
Bu yolda geçmişte Milli Görüş tarafından atılmış adımlar ve temel tesisler, haraç mezat ellere satılıp savılmışsa, işe sıfırdan yeniden mi başlanıldı?
Ya da başlanılabildi mi?
Bütün bunları hala yapamamışsak, birileri 60 yılın, diğer birileri de 12 yılın hesabını veremezler!
Sizler!
Önce bizleri sevindiriyorsunuz, sonra da sevincimizi kursağımıza gömüyorsunuz!
Bu yöntem doğru bir yöntem değil!
Buna hakkınız da yok!

KÖR PEDAL

Sanayi tesislerimiz vardı,
Yeşeriyordu körpe dal gibi!
Satıldılar sanki haraç mezat,
Gaza basılır, kör pedal gidi!

Ekrem Şama
[email protected]