4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
902
Okunma
Böyle bir yazıyı yazmasam olmaz diye düşündüm.
Çünkü bana çok farklı duygular yaşamama neden olan bir olay yaşadım.
On beş yıldır bilgisayar ve on yıldır da internet kullanan ben,bir çok siteye üye olamama rağmen "Aman! sanal dünya işte" diyerek oradaki insanlarla asla ilgilenmem,umursaman,"sanal işte der.." geçerim.
Edebiyat defterinde ben sanal dediğim insanların,sanal olmadığını,bazılarının açık kimliği olduğunu,birbirleri ile tanıştıklarını,yazdıklarından,yorumlarından öğrendim.
Bazılarını gerçekten de çok sevdim.Öyle çok samimi olmasak da defterdeki birkaç kişiyi ben de tanıyordum artık.
Allah nasip ederse yüz yüze de tanışmak istediğim,insanlar var.
Zaman içinde,İçten,samimi insanların bulunduğu Edebiyat Defteri,benim internette en çok vakit geçirdiğim site oldu.Yazılan yazıları kaçırmamak için elimden geleni yaptım.Yorum yazmadım; ama özellikle sevdiğim insanların yazılarını mutlaka okudum.
Beni duygulandıran,gözlerimden yaş gelmesine neden olan olayı ise bir kaç gün önce yaşadım.
Bir şiir yazdım, beğenmedim,yayına verdikten hemen sonra şiiri pasifledim. Buraya kadar her şey normaldi.
Bir kaç saat sonra deftere giriş yaptım ve üç tane mesaj gördüm.
Bu üç mesajı bana yazanlar,Minos,Emine 45 ve Kadir tozlu idi.
Üç arkadaşımda bana şiiri neden pasiflediğimi soruyorlardı. Minos’ un "Yoksa seni üzen mi oldu? cümlesini okuduğumda,gözlerimden yaş geldi.
Bu üç arkadaşımda benim sanaldan tanıdığım kişilerdi.Bana konu ile mesaj yazmalarının tek nededi vardı.Benimle ilgileniyorlardı,beni merak ediyorlardı,beni önemsiyorlardı.Oysa bende onlar için sanaldım. Gerçekten de mesajlar beni çok şaşırttı ve aşırı derece duygulanıp farklı duygular hissetmeme neden oldu.
Ve gözlerimden akan yaşları engelleyemedim.Onlara gönülden teşekkür ederim.
Bu arada Emine 45 le geçen sene tesadüfen tanıştığımı da yazmadan olmaz diye düşünüyorum.
Hastane koridorlarını herkes bilir.Yüzü asık insanlar,oradan oraya koşturanlar,sırasını gelmesini bekleyenler,uyanıklık yapıp bir an önce doktorun yanına girmek isteyenler,birbirlerine dertlerini anlatan insanlar vesaire ..vesaire..Hani Allah ne düşürsün,ne de eksik etsin..
Bende ayakta, annemin muayene sırasını gelmesini bekliyorum.Gözüm odanın kapısındaki bilgisayar ekranında.Etrafa bakıyorum;ama hiç kimseyi de görmüyorum.
Gözüm yan taraftaki sıralarda oturan bir bayana takıldı.Çok hoş,güzel bir bayandı.
Başımı başka yöne çevirdim,O, kadının edebiyat defterindeki fotoğrafı gözümün önüne geldi.Bu kadın Emine 45 di. Heyecanlandım,mutlaka onunla konuşmalıyım diyerek,yanına gittim.Ezile,büzüle..
-Merhaba...şey...ben sizi tanıyorum...
Emine bir süre yüzüme bakmadı,düşündü,başını çevirmeden gözleri ile yan bakarak,efe bir ses tonu ile..
-Söyle bakalım,sen beni nereden tanıyorsun?
-Şey... siz Edebiyat Defterinde yazıyorsunuz zannederim oradaki birinin resmine sizi çok benzettim. Diyorum;ama aynı anda da bu Emine değilse diyede düşünmeye başladım.
-Peki..senin adın ne?
Ben asla sanal kimliğimi kimseye söylemem ailem ve çok samimi olduğum arkadaşlarım bilir.Ben bu yabancı kadına
-Ben, sareyaprak..
Dediğim anda Emine’nin gözlerindeki ışığı parıltıyı ve mutluluğu gördüm.
-Sen he! diyerek ayağa kalktı, kırk yıllık dost gibi, birbirimize sarıldık.İşte ..o an ifade edemeyeceğim duyular yaşadım.
Evet.. internet sanal bir dünya;ama edebiyat defterinde yazanlar kesinlikle sanal değil,elbette kötü niyetli olanlarda vardır.İyilikle harmanlanmış,iyi insanların olduğu bu sitede kötü niyetli olanlar da mutlaka düşüncelerinden vaz geçiyorlardır diye düşünüyorum...Çünkü örnek alacağı insanların hepsi iyi insanlar..
İyi ki var bu defterdeki sanal insanlar...
İyi ki Edebiyat defteri var...