Evvel zaman içinde, Uzayın derinliklerinde, bir topluluk yaşarmış. Topluluk kendi arasında demokrasiyi keşfetmiş, keşfetmiş ama bir başa geçen, hep başta kalırmış. Tam bu adamın suyu ısındı derken, yani baştakinin gitmesini beklerken, onca olumsuzluğa rağmen yine seçilir, topluluk ta hep şaşarmış... Bu düz yazıya alışamadım, en güzeli ben size bu konuyu şiirsel dille anlatmaya çalışayım;

Gökyüzünde bir yerde,
Uzayın derinliklerinde,
Bir garip ülke.

Bu sistemle tanış olmuş,
Adı beş “S” sistemi
Seçilmişlerin seçtikleri
Seçmenlerce seçildiği sistem.

Partiler varmış, sendikalar,
Hayır derneklerin de bile,
Seçilmişler oturdukları yerde,
Kalırlarmış öylece.

Padişahlık ta değilmiş haşa,
Kim geçtiyse başa,
Yaşlanırmış koltuğunda.

Koltuk rahat, koltuk yumuşak,
Oturan ayrılmayacak.
Bir elin yağda bir elin balda,
Eski Türk filmleri gibi,
Şoför, bahçıvan, uşak...

Sakın benzetmeyin birilerine,
Ozanlar da sahip çıkmaz ki,
Şu uzamış dillerine.
O diller de kesilirmiş
On yılda bir darbelerle…

Seçilmişler;
Seçerler seçmenlerini,
Seçmenler de seçecekler,
Seçilmişleri.
Beş “ S” sistemi;
Tanıdık gibi.

Çoğu kez de takılmazmış delege,
Seçilmişler sıralanırmış,
En üstekilerce.
Aristo’dan da geri, ama zekice…


IŞILDAYAN BOT’ tan bir parça - CEMAL EROĞLU