2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
959
Okunma
Doğa , dinlenmeye çalışıyor. Ağaçlardaki yeşil yaprak sayısı hızla azalıyor, yer-yurt sarı yapraklarla dolu. Sonbahar’ın kendine özgü kuşları çevrede sık görünmeye başladı.Yaprağından çok çiçeği olan begonya, pencerenin kenarında Sonbahar’a meydan okuyor gibi...Pembemsi çiçekleriyle dışarıdaki Sonyaz’ı bize unutturuyor adeta.
Geçen zamana insan biraz üzülerek bakar. Ama, geleceğin olması için de zamanın geçmesi zorunludur. Güneş, dünyamızı ışıtıp ısıttığından bu yana zaman, insanla birlikte geçip gitmektedir.
Kış, Sonbahar’ı takip eder. Çocukların mevsimidir. Donacaklarını bilseler de, karın yağmasını o kadar çok isterler ki! Kardan adam yapıp,kartopu oynayacaklardır.Karda bıraktıkları ayak izlerine bakacaklardır. Hele bir de kızakları varsa değmeyin keyiflerine!
Onlar Sonyaz’ın hüznünün farkında bile olamazlar belki! Ama kış sevince boğar çocuklarımızı. Kış, yalnız çocuklarımızı sevince boğmakla kalmaz.. Biz büyükleri de yerkürenin aklara bürünmesi, düşündürür. Beyaz, saflık temizlik anlamına geldiğinden böylesi bir manzaraya insan doyasıya bakar.
Ay ışıklı karlı bir geceyi hiç anımsar mısınız? Kış, varsıl mevsimidir aynı zamanda.Kış biter, ihmalkârlara dersler vererek.
Ve tüm büyüklüğüyle İlkyaz boy gösterir. Dinlenen doğanın yaşayanlara bir lütfudur İlkyaz.Güneşin sıcacık ışınları, önce insanın içini ısıtır. Ve yeşil...Çok güzel gözlü(Hem de yeşil renkli) bir kızın, insana bakışına benzer İlkbahar...
Ben güzel günlere ne kadar çabuk gittiğimin farkına, gökten yağan sarı yaprakları gördüğüm zaman vardım.
Şimdi mevim sonbahar...