Adam bugün konferans verdi.
Ve bayağı ikazetti.
Ardahan mı diye?
Ardahanı ufak mufak mı saydı da...
Ve fakat ikazetti de yani...
Ben Amerika’da okudum falana sarıldı. Ve buradan hareketle ikazetti.
O salon’da geleceğin, şimdinin nice değerlerinin olduğunu veya olabileceğini hiçe sayarak bunu yaptı: Uyarı yaptı...uyardı.
Ben Amerika’da okudum. Oku arkadaşım. Bu... insanlara bağırmanı mı haklı kılcak? Çok tuhaf!
Ben bunları, bu tipleri çok gördüm. Bu tip hocalarım çok oldu. Ve ben hala okuyorum, yazıyorum. Bunlardan hiç mi hiç nemalanamadım.
Nemalanmadım... hiç mi hiç.
Bunlar değişik bir zümre, bir sınıf, bir kütledir dersem ...
Osmanlıyı batıran bu ilim kütlesi değil miydi?...
Bunların büyük özellikleri: Lisan bilmek ve batı’dan çeviri yapmakla beraber bunları başımıza kakmak.
Doğan Cüceloğlu Amerikalı bilim adamları teorileri bir buçuk saat anlattı. Ve başımıza kaktı: Ama bay profesör bu anlattıklarınız ÖZGÜN Ve size ait... ait mi?
Bunca yıldır bir tek teori dahi geliştirmemişsiniz?
Amerika uygarlık modeli; kendi içinden bir sürü genç bilim adamı ve onların buluşlarını çıkartmıştır.
Biz? Ya siz? Ne yaptınız? O teorileri bize tefsir ettiniz? Tefsir etmeğiyse matah şeymiş gibi saydınız...