Ve bir mektup daha..Zarfı kalınca saman kağıttan ve kendisi de kalınca bir zarf..Üzerinde yabancı menşeili konstantinapol yazısıyla beraber topkapı sarayı figürü işlenmiş bir pul, onun altında osmanlıca ’’kontrol edilmiştir ’’ibareli bir mühür bulunmakta..Alt köşede ise Feyyaz Nuriden Dilara hanıma el yazması bir ibare..mahalle ismi biraz silik çıktığından hareketle ve arşivlerde saklı durmasından vechile Dilara hanımın eline ulaşmadığı anlaşılmıştır..Mektup şöyledir:

Ey mahbub dilsuuzum ve nuru aynım,selam ve muhabbetlerimle en evvel;

Son risalenize biiznillah vakıf oldum ve mesrur ettiniz beni..Şu sıralar arnavutlukta kaynayan ateş gailesi memleketin her yanından hissediliyordur her halukarda..Hünkarımız teskin babından ziyarete gelmiş dahi olsalar yine ayrılık tohumları her mecrada filizlenmiş..Vakıa Halife ve hünkar efendimiz dahi bu ihtiyarında gayretini sarf ediyor olması müşkülpesentlerin bahanelerine muarız teşkil etmiyor..Validemin şifaya kavuşması ziyadesiyle memnun etti beni,sizlerinde ahvalinizin iyi olması şükrünü nasıl eda ederim diye hıfzettiğim nimettir..Allaha sonsuz defalar şükürler olsun..Mahbub zevcim Dilara hanım burada emniyet ve asayiş hak getire her gün düveli muazzamanın kuklası eşkıya güruhları askerlerimizi şehit etmekteler..Bir daha yazabilirmiyim sizlere bilmiyorum..Çocukları benim içinde sar ne olur..Vakıa şehit haberim gelirse lahzalardan bir lahza Cenab-ı Hak kabul buyurursa şehadetimi hep sizlerle olurum inşallah..Neye niyet neye kısmet duhulümüz naparsın..Hep dik olun ve dini mübinden zerre lahza şüphe duymayın emi..Allah Halifemizin ve sizlerin yar ve yardımcısı olsun...


Mektupta yaş izlerine rastlandığından feyyaz nuri beyin yazarken ağladığı anlaşılmaktadır..Lakin zarfın içinde yirmi lira seksen mecidiye halen durmakta ve bu mektuptan haberdar olmayan dilara hanımın feyyaz beye göre cevap mektubu arzeden mektupta bundan bahsedilmemesi feyyaz beyin canını sıkar..Canının sıkılmasına bir maeda sebepte son yolladığı mektuba hiç değinmiyor oluşu ve rutin bir mektupmuş havasında oluşudur..Dilara hanımın mektubunu yolladığının ertesi hafta feyyaz nuri beyin nöbet güzergahına sırpların kurduğu bir pusuyla şehit olması tüm birliği derinden üzmüştür..Fakat durumdan ailesinin haberdar edilmemesi gerektiğini düşünen Ravadniçli mustafa çavuş posta idaresiyle telgraflaşmaya başlar...

Tam bu esnada meclisin kilise işlerine müdahalesi ve onları birleştirmeye kalkışmasına müteakip istenen sonucun zıddı husule gelmiş akabinde sırp,bulgar ve yunan eşkıya güruhları Devleti Aliye aleyhine tertibatlar kuşanmaya başlamışlardır..

Ninovaya Dilara hanımın fasıladan üçüncü mektubuna yazının devamında değineceğiz inşallah..